Advertisement

Güncel

Otizmli ya da değil: Obsesyonlara neden ihtiyacımız var?

Otizmli insanlar genelde ‘obsesyon’ları ile bilinir. Çamaşır makinelerine, elektrik süpürgelerine veya dinozorlara karşı bir obsesyon geliştirmek her daim otizmli bireyin sahip olduğu bir özellik olarak görülmektedir. Bu tür obsesyonlara sahip insanlar genellikle takıntılı oldukları şeylerin neden onlara çekici geldiklerini anlatmak veya diğer kişilerin kendileriyle yakınlık kurması amacıyla bunun nedenlerini ifade etmek zorunda kalırlar. İlgi ile saplantı arasındaki fark nedir? Genel kanıyı göz önünde bulundurarak yorum yapmamız gerekirse, çoğu kişiye göre: Normal insanların ilgileri varken, otizmli insanların takıntıları vardır. Bunun nedeni bir otizmlinin algıladığı şeyleri diğer bireylere nazaran daha az “normal” karşılaması ve ifade etmesidir. Mesela, yaklaşık yedi yaşlarındayken ilgi...

Devamı…

Japon öğrencilerden kara tahta üzerinde sanat çalışmaları

Japonya’da eğitim gören çocuklar sınıflarda bulunan kara tahtalara çizimler yaparak eğlenceli vakit geçiriyorlar. Okullarda gerçekleşen bu sanatsal aktiviteler ülke genelinde öyle yaygınlaşmış ki üreticilerden Nichigaku adlı bir firma bu sanatsal aktiviteleri teşvik etmek amacıyla bir Kara Tahta Sanat Yarışması bile başlatmış! 249 öğrenciden 50 eser ile katılımı gerçekleşen yarışma sonucunda çocuklar, Nichigaku tarafından $ 812 ile ödüllendirilmiş ve sanat yaşamlarına küçük adımlarla...

Devamı…

Kathy Rosario: Fotoğraflarla suda gerçekleşen bir doğuma dair her şey

Arkadaşım evde doğum yapmayı planladığını söylediğinde, doğum anını yakalayacak tek kişi olduğumu biliyordum. Ben fotoğrafçı Kathy Rosario… Eşsiz doğum anlarını fotoğraflayarak hayatımı kazanıyorum. Bana göre, dünyadaki hiçbir şey bir kadının doğumunu izlemekten daha şaşırtıcı değil; bebeğin gelişini beklemek insanın içini saf mutlulukla ve huzurla dolduran bir süreç. İleride bu güzel anların hatırlanması için fotoğraf belki de bu eşsiz anları kayıt altına alan en önemli  araçlardan biri. İşte, fotoğraflarla arkadaşımın doğum öncesinden son ana kadar yaşadığı her...

Devamı…

Konuştuğunuz dil dünyaya bakışınızı nasıl değiştirir?

İki dilli insanların büyük bir avantaja sahip olduklarını herkes bilir. Daha iyi iş fırsatlarına ve bilişsel güce sahip olmalarının yanı sıra bu özellik onları demans hastalığına karşı da korur. Yeni bir araştırma ise, iki dilli bireylerin kullandıkları dile bağlı olarak farklı şekillerde dünyayı algıladıklarını ortaya koydu. Geçtiğimiz 15 yılda, iki dilli beynin tek dilli beyinden daha fazla somut avantaja sahip olduğuna tanık olduk. Diller arasında gidip gelişlerin esneklik konusunda beyne bir tür eğitim sağladığı bilinen bir gerçekti. Nasıl düzenli egzersizin vücudunuza bazı biyolojik faydaları varsa, zihinsel aktivitelerle iki veya daha fazla dili kontrol etmenin de beyne bilişsel yararlar sağladığı...

Devamı…

Ezidi çocukların gözünden IŞİD vahşeti

Irak’ın Duhok kentinde yaşayan 6 ila 14 yaş arasındaki Ezidi çocuklar, tanık oldukları IŞİD vahşetini çizdi. Al Jazeera’nin haberine göre, resimlerde, militanların baş kesip, çarşaflı kadınların birbirlerine zincirlenerek yürütülmesi, Ezidi kadınların köle olarak tutulması ve Ezidi erkeklerin öldürülmesi görülüyor. Çocukların geçen yaz, IŞİD, köylerini ele geçirdiğinde evlerinden kaçmak zorunda kaldığı ifade edilirken, birçoğunun ailelerinin öldürülmesini gördüğü veya militanlar tarafından esir alındığı belirtildi. Al...

Devamı…

Biri otizmli, iki kardeşin öyküsü

Aly Bonville ve ikiz kardeşi Anders, son 18 yıldır her şeyi birlikte yaptı, liseden mezun olma vakti geldiğinde de ayrılmayacaklar ve birlikte mezun olacaklardı. Anders’e 2 yaşındayken otizm tanısı konuldu. Aly ve Anders bu süre içerisinde kendi özel dillerini geliştirdiler ve Alabama’daki lise mezuniyetlerinde bile sahneye birlikte çıktılar. Aly ve annesi, Benida Bonville, Anders’in mezuniyet günü kalabalıktan ve gürültüden rahatsız olduğu için nasıl tepki vereceğinden emin değildi ama beklendiği gibi tatsızlık çıkmadı ve her şey bir gülümsemeyle sona erdi. “Bütün duyguları gözlerine yansır, bu yüzden mezuniyet günü söylemek istediği her şeyi ben söyleyebilirim: ‘Ben gerçekten harika bir şey yaptım,...

Devamı…

Babaların yüzde 97'si yemek yapmıyor, yüzde 72'si çocuklarıyla oyun oynamıyor

Bernard van Leer Vakfı’nın desteğiyle Boğaziçi Üniversitesi, Hümanist Büro ve Frekans Araştırma tarafından yürütülen Türkiye’de 0-8 Yaş Arası Çocuğa Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması, Türkiye’de babaların alışveriş yapmak ve çocukla ilgilenmek dışında hiçbir ev içi sorumluluğu almadığını gösteriyor. Bianet’te yer alan habere göre, babaların aile içindeki rolleri ve sorumluluklarıyla ilgili veriler sunan araştırma sonuçlarına göre, çocuk bakımına katkı konusunda da babaların karnesi pek iyi değil. Çocuk bakımı Çocuk bakımına katkı konusunda da babaların karnesi pek iyi değil. Uyutmak ve ders çalıştırmak (yüzde 9,7), yemek yedirmek (yüzde 9,5), kitap okumak (yüzde 8,3) ve yıkamak (yüzde 6,9) konusunda babalar çok düşük...

Devamı…

Gezi'ye dair bir "travma" derlemesi: Polis Destan Yazdı

İletişim Yayınları’ndan geçtiğimiz günlerde çıkan Polis Destan Yazdı, İstanbul, Ankara, Antakya, Eskişehir, Adana, Mersin ve Antalya’da değişik yaşlardan, değişik toplumsal gruplardan Gezi protestolarına katılmış veya sadece “oradan geçerken” gazın içinde kalmış 56 mağdur ve tanığın polis şiddetini anlattığı belge niteliğinde bir derleme. Deniz Koloğlu, Didem Gençtürk, Gözde Kazaz, H. İlksen Mavituna ve Saner Şen’in derlediği kitap, ilk kez bir protestoya katılıp gaz ve cop yemiş amatör direnişçilerden tecrübelilere, canlarını kaybedenlerin yakınlarına, polis ve devlet şiddetine; bu şiddetin fiziksel ve duygusal travmasına dair ama aynı zamanda yarattığı öfkeye ve bilince dair bir arşiv oluşturarak önemli bir işe imza atıyor. Ahmet Şık,...

Devamı…

İnsanlık için yeni bir eğitim modeli

Bütün insanlar dünyaya yaratıcı bireyler olarak gelmişlerdir. Eğer dediklerime inanmıyorsanız, sizden çocukluğunuzu hatırlamanızı isterim. Çocukken resim yapmayı, dans etmeyi ve şarkı söylemeyi sevmez miydiniz? Kafanızda yarattığınız hayali dünyaların varlığıyla mutlu olmaz mıydınız? Çocuklar, doğal yaratıcılardır. Bu yaratıcılık da bizi insan yapan önemli özelliklerden birisidir. Büyüdükçe yaratıcılığımızı eğitiriz ve işte sorun tam da burada ortaya çıkar. Sorun; bizim eğitim görmüş olmamızdır. Eğitim sistemi, büyük bir paradigma kaymasından kaynaklanmaktadır. Öğretmenler sürekli sınıfın önünde durur ve anlamsız bilgiler aktarırlar. Okullar, rekabeti, uyumu, itaati ve standardizasyonu teşvik ederken aynı zamanda doğal, yaratıcı dürtülerimizi ve eleştirel düşünme becerilerimizi bastırmakla meşguldür. Çocuklar -sorgulamayan işçi arıların...

Devamı…

"Idiot Box": Televizyon ile kuşatılmış bir neslin portresi

New York’ta yaşayan Avustralya doğumlu sanatçı Donna Stevens’ın yeni fotoğraf serisi “Idiot Box” televizyonun etkilerinin sorgulanmasını konu alıyor. Stevens, bu projesinde zihni uyuşturan bir  icat olduğu için genelde “aptal kutusu” olarak tabir edilen televizyonların çocuklara yansımasını irdeliyor. Hızlı bir tempoya sahip aksiyon görüntüleri, renkler ve istediğiniz tüm fantastik karakterleri bir arada sunan televizyon tam da çocuklara hitap eden bir icat belki de. Peki, dışarıda oynamak, bir şeyler öğrenmek ya da sosyalleşmek yerine uzun süre TV izlemek bir çocuğu nasıl etkiler? İşte, Stevens’ın projesinde üzerinde durduğu, cevaplamaya çalıştığı soru da bu. Donna Stevens’ın televizyon izlerken fotoğrafladığı çocukların yüz ifadeleri aslında...

Devamı…