Guillian-Barré-Strohl (GBS) sendromu nedir?
Guillian Barré Strohl sendromu, diğer adıyla akut postenfeksiyöz veya akut enflamatuar demiyelinizan poliradikülonöropati, ilk olarak bu hastalığı 1916 yılında tanımlayan üç kişinin yani Guillian, Barré ve Strohl’un adıyla anılan bir hastalıktır. Ancak günümüzde Guillian Barré ismi bu hastalık için daha çok kullanılır hale gelmiştir. GBS’de temel olarak radiks olarak adlandırılan sinir köklerinin iltihabı “radikulit” söz konusudur. GBS’de periferik sinirlerde de etkilenme, yani enflamasyonu “polinörit” görülür. Bu sinirlerde gerçekleşen temel olay ise sinir lifinin etrafını kaplayan myelin adlı sinir kılıfının kaybolmasıdır (demiyelinizasyon). Bu sinir yapılarının etkilenmesi sonucunda, hastada gevşek felç ve duyu bozuklukları ortaya çıkmaktadır.
Guillian-Barré-Strohl (GBS) sendromu neden ortaya çıkar?
GBS tanısı alan hastaların %80’ninde hastalığın ortaya çıkmasından 1-3 hafta öncesinde geçirilmiş solunum yolu enfeksiyonu veya barsak enfeksiyonu gibi basit kabul edilen enfeksiyonlar söz konusudur. Bu hastaların bir kısmında; Ebstein Barr, Sitomegalovirüs gibi farklı virüsler, geçirilmiş bu basit enfeksiyonların nedeni olarak tespit edilebilir. Hastaların diğer bir kısmında ise virus dışı; Borrelia, Mycoplazma pneumonia gibi etmenler söz konusudur. Aliminyum, civa, farklı toksinler ve metabolik bozukluklar gibi bir çok neden de GBS nedeni olarak suçlanmıştır. Ancak GBS hangi nedenle ortaya çıkarsa çıksın günümüzde hastalığın oluşmasında temel olarak kabul edilen görüş, ‘bağışıklık sisteminin hatalı yanıtı’dır.
Guillian-Barré-Strohl (GBS) sendromunun semptomları nelerdir?
GBS’nin ilk bulguları büyük yaştaki çocuklarda; sırt ağrısı, ense sertliği veya duyu bozukluğu olarak görülebilirken, ufak çocuklarda bacak ağrıları ile de kendini gösterebilir. GBS’de görülen ve gevşek felç olarak adlandırılan hareket bozukluğu öncelikle bacaklarda ve bacakların uç kısımlarında simetrik olarak başlamaktadır. Vücudun uç kısımlarında başlayan güçsüzlük zaman içinde vücudun üst kısımlarına doğru ilerlemektedir. Dolayısıyla genellikle bacaklardan başlayan güçsüzlük kollara doğru yayılır. Hastaların bir kısmında, kraniyal sinirler denen ve özellikle yüz bölgesinin fonksiyonlarını etkileyen sinirlerde de tutulma dolayısıyla göz ve yüz hareketlerinde de etkilenme gözükebilir.
Guillian-Barré-Strohl (GBS) sendromunun tanısı nasıl konulur?
Hastalığın tanısı büyük ölçüde klinik bulgulara dayanmakla birlikte beyin omurilik sıvısında protein artışı olmasına karşın hücre artışının olmaması (albümino-sitolojik disosiasyon) GBS için tanı koydurucudur. Ancak bu önemli bulgu hastalığın başlangıcından 1-2 hafta sonraya kadar tespit edilemeyebilmektedir. Hastaların çoğunda sinir iletiminde yavaşlama vardır ve EMG denen tanı yönteminde sinirlerde dejenerasyon dediğimiz bulgu saptanır.
Guillian-Barré-Strohl (GBS) sendromunun ayırıcı tanısında neler düşünülmelidir?
Miyopati denen kas hastalıkları, travmalar, metabolik bozukluklar, psikojenik felçler ve poliyomiyelit GBS ayırıcı tanısında ön planda düşünülmesi gereken hastalıklardır.
Guillian-Barré-Strohl (GBS) sendromunun tedavisinde neler yapılabilir?
Hastalığın tedavisinde genellikle semptomlara yönelik tedavi yeterli olmaktadır. Hızlı ilerleyici formlarında ise plazmaferez adı verilen ve kısaca “kanın arındırılması” olarak da özetleyebileceğimiz tedavi yöntemi veya damar yoluyla immunglobulin verilmesi, uygulanan temel tedavi yöntemleridir. Hastalığın özellikle başlangıç döneminde; kalp ve dolaşım sistemi, solunum sistemi ve boşaltım sistemi sinirlerinde etkilenme olasılığı nedeniyle ortaya çıkabilecek problemler açısından hastanın yakın takibi gereklidir. Hastada oluşan gevşek felçle ilgili olarak yapılacak fizik tedavi uygulamaları hastalık seyrinde olumlu etkilerde bulunmaktadır.
Guillian-Barré-Strohl (GBS) sendromununda önemli komplikasyonlar ve prognoz nedir?
Hastalığın en önemli komplikasyonu hızlı ilerleyici formlarda ortaya çıkan solunum problemleridir. GBS’nin bu hızlı ilerleyen formlarında hastaların solunum cihazına bağlanması gerekebilmektedir. GBS’li hastalarda daha geri planda olan komplikasyonlar tansiyon problemleri, kalp ritim bozuklukları, düşük ayak gibi komplikasyonlardır. Hastaların önemli bir kısmında hastalığın başlangıcından dört-altı hafta sonra felçlerin başlangıçtaki yayılma sırasının tersi bir sırada felçler ortadan kaybolmaktadır. Hastaların daha az bir kısmında ise hastalığın seyri daha uzun veya farklı olabilmektedir.