Kar, kış, soğuk, yağmur nedir pek bilmeyiz, her türlü gezeriz. Lakin, acaba bu enerjimizi çocuğun işine yarar bir uğraşla da mı pekiştirmeliyiz, demiştik kış başında. Ne iyi etmişiz. Yakınlarımızdaki spor yapabileceği imkânları araştırmış bir spor meselesinin içine düşmüştük.

Sorun şu ki bizim kız hareketi pek sevmez. 14 aylıktı yürüdüğünde, hala yürümeyi sevmez, koşarken yorulur, acele nedir bilmez. Hayaller kurarken ayakları da gider işte bir şekilde bir yerlere. Her gün ev ile okul arasındaki yürüyerek beş dakikalık mesafeyi yirmi beş dakikada gelir. Belki buna da iyi gelir, biraz hareketlenir bizimki düşüncesiyle önce kendimizi sonra onu ikna ettik spor yapmaya.

Aslında gittiği okulda her sabah güne spor yaparak başlıyorlardı bizimkine sorduğumda genelde spor yapmak istemediğini söylediği için ısrar etmediklerini öğrendim. Üstelik çok küçük bir okul olduğu için hareket edebilecekleri alanları sınırlıydı. Bu yüzden yakınımızdaki spor alternatiflerini araştırmaya başlamıştık, kısa sürede de sonuca ulaştık.

Tam da böyle zamanlarda arkadaşlar yetişir ya imdada illa ki birisi araştırmıştır dedim ve sordum bildiğim annelere. Etrafımızda yaş grubu 5-6 civarı çocuklar olduğu ve tam da bu tür aktivitelere alınma yaşı olduğu için herkes bir fikir verdi. Nihayetinde çok sevdiğim bir arkadaşımın kızı burnumuzun dibindeki bir spor salonunda yapılan jimnastik derslerine gidiyordu, onlarla bir deneme dersine gittik. Arkadaşı hatırına bizimki bir şeyler yaptı.

Jimnastik hocası Rus asıllı profesyonel jimnastikçiydi, acayip disiplinliydi. Bu durum bizimkinin kaytarmasını da önleyecekti. Hafta sonu sabahları bir buçuk saatlik derslere gitmeye başladı. Bu derslerden sonra ciddi biçimde yoruluyor, güzel yiyor ve günün geri kalanında daha uyumlu oluyordu.

Hocaya göre, tam jimnastik içindi bizimkinin vücudu, kesin devam etmeliydi. Gel gör ki bizimkiyle beraber başlayanlar eğitilip üst gruplara geçerken bizim kız hala aynı yerdeydi. Hoca arkasını dönünce yatarken, hoca bakarken şahane yapıyordu, gösteride döktüren bizimki, her hafta sonu jimnastiğe gitmemek için pazarlık yapıyordu. Tabii ki mükemmel yapsın, o da üst gruplara gitsin falan gibi dertlerimiz yoktu. Derdimiz hareket etmesi, evde oturup pineklememesi, televizyonun ve ipad’in esiri olmaması ve sosyalleşmesiydi. Fakat bu sefer de bizim için hafta sonu evde kalmak, kahvaltı yapmak, arkadaşlarla buluşmak falan hayal olmuştu. Bir hafta gitmesek hocadan azar işitiyorduk.

Bizimki en fazla altı ay dayanabildi. Bir Cumartesi günü önce ben isyan ettim, sonra da Gülse. Ancak bir pazarlık yaptık, sevdiği bir sporu yapması konusunda önüne imkânlar dâhilinde seçenekler koyduk.  İçlerinden yüzmeyi seçti. Şimdi yüzmeye gidiyor. Ne kadar sürer bilmem, yine derdimiz yüzücü olsun değil. Gün gelecek başka bir şey yapmak isteyecektir.

Bir spor branşını seçsin ve ondan uzmanlaşsın diye diretmemek gerekir kanımca. Neyi yaparken mutlu oluyorsa onu yapsın. Ayrıca çocukların küçük yaşta tek bir spora yönlendirilmesi yerine çeşitli spor aktivitelerine katılmaları hatta mümkünse bedensel gelişimi içeren oyunlara dâhil olmaları önerilir. Tüm bunlara dayanarak söyleyebilirim ki bize spor iyi geldi.

Oyunun ve sporun çocukların hayatında vazgeçilmez öğeler olarak yer almasını sağlayabilmek için imkânlara sahip olmaya da gerek yok. Oldukça uygun, hatta ücretsiz bir sürü oyun ve spor branşlarına katılım sağlayan yerler var. Evde oturup televizyon seyretmek ya da ipad oynamak da eminim çocukları mutlu ediyor ama başka alternatifleri olduğunu bilmedikleri için. Etrafımdaki çocuklara bakarak şunu söyleyebilirim ki çocuklar gerçekten anlaştığı bir grup çocuk ile oynadığı oyunu ya da severek yaptığı bir sporu başka bir şeye değişmezler.

Apartman hayatında yaşayan, okula servisle gidip gelen, okullardaki fiziksel imkânları yeterince hareket etmesine müsaade etmeyen çocuklar ya sinirli ya da günümüz teknolojik aletlerinin esiri oluyorlar. Hafta sonları sokaklara çıkamayan, kalabalığa karışamayan, soğuk deyip çocuğu parka götürmeyen ebeveynler de bu aletleri nimetten sayıyorlar. Oysaki sokakta yapılan maç, oynanan oyun, katıldığı bir fiziksel aktivite veya imkânlar dâhilinde sunulan spor aktiviteleri çocukları daha çok mutlu ediyor, en azından bizi etti.