Huffington Post, kendi blogerlarından Dr. Claire McCarthy, Dr. Harvey Karp, aile koçu Susan Stiffelman, danışman Betsy Braun ve Child Mind Institute psikologlarından Dr. Steven Kurtz’a ebeveynleri çileden çıkartan talep ve davranışlar karşısında seçilebilecek yolları sordu, verilen yanıtlardan yapılan bir seçkiyi sunuyoruz…

Tek başına bırakın
Dr. Karp, daha bir yaşından itibaren çocuğun, bir konuda hata yaptığını anlayabilmesi için kendi başına bırakılması gerektiğini söylüyor. Pratik olarak bu, şu anlama geliyor: Çocuğunuza neyi hatalı yaptığını ya da hangi isteğinin neden karşılanamaz olduğunu söyleyin ve onu yalnız bırakın. Tabii ki bu saatlerce sürecek bir yalnızlık değil. Dr. McCarthy, her yaş için bir dakika diyor. Ve bu esnada kimsenin çocukla iletişim kurmaması gerektiğini de ekliyor. Burada önemli olan çocuğun yaptığı şey ya da ısrarcı olduğu istek yüzünden yalnız bırakıldığını anlamasını sağlamak…

Susun
Kızmış olabilirsiniz ama kızgınlığınızı çocuğunuza ölçüsüz bir şekilde yansıtmak istemiyorsunuz. Dr. McCarthy diyor ki, “Eğer içinizde bir şeylerin kaynamaya başladığını hissediyorsanız, yaptığınız her neyse ara verin. Çocuğunuzu güvenli bir yere koyun ve kendinize birkaç dakika ayırın.” Bu sürede aynı zamanda çocuğunuzu da tek başına bırakmış olduğunuz için, bir taşla iki kuş vurmuş olacaksınız. Braun ise devam ediyor: “İkiniz birden dünyaya döndüğünüzde, çocuğun yaşına bağlı olarak farklılıklar gösterecek olsa da, ilişkiniz yenilenmiş olacak.”

Mantıksal sonuçlar
Braun, çocukları cezalandırmak yerine yeltendikleri hareketin sonuçları konusunda bilgi vermek gerektiğini söylüyor. Dr. Karp bir örnek veriyor, “Mesela bu oyuncakla kız kardeşini sinirlendirirsen, bir daha onunla oyanayamayacaksın.” Ancak bunun bir tehdit düzeyinde kalmaması, aynı şekilde davranmaya devam etmesi halinde oyuncağın gerçekten de elinden alınması gerektiğini söylüyor her iki uzman da. Küçük çocuklarda bu türden cezaların daha çok işe yaradığını, çocuklar büyüdükçe verilecek cezaların sahip oldukları kimi ayrıcalıkları -cep telefonu, oyun seti- bir süreliğine kaldırmak gerekebileceğini de ekliyorlar.

“Hayır” deyin ve vazgeçmeyin
Dr. Karp, “hayır” cevabıyla ilgili olarak iki noktaya dikkat çekiyor. “Bir kez hayır dediyseniz, hayır demeye devam edin. Eşinizin sizinkinden farklı bir cevap vermemesine de özen gösterin.” Dr. McCarthy ise “hayır” demenin yeterli olmayacağını sebepleriyle birlikte açıklıyor: “Dikkat ederseniz, bu kelimeyi ne kadar çok kullandığınızı göreceksiniz. Daha etkili olması için çocuğunuzla göz teması kurmalı ve ona kararlı olduğunuzu göstermelisiniz. Ses tonunuz da önemli. Bağırmayın, yavaş yavaş ve net bir ses tonuyla söyleyin. ‘Hayır, o topla salonda oynayamazsın!’ Eğer tartışma devam ediyorsa yalnız bırakın ve birkaç dakika sonra onu karşınıza alıp neden olmayacağını açıklayın.”

El çırpmak
Bir yaşındaki bir çocuğun bir tür mağara adamına benzetilebileceğini söylüyor Dr. Karp, “Henüz medenileşmemiş, ilksel bir insan çocuğunuz ve sizin asıl işiniz onu medenileştirmek. Sakin, mantıklı, akli davranmaya çalışmak her zaman işe yaramayabilir. Bunun yerine arada bir el çırpma sesinden yardım alabilirsiniz. Mesela çocuğunuzun yapmaması gereken bir şey yaptığını gördünüz. Kardeşine vuruyor diyelim. Onu durdurmak için yapacağınız ilk şey elinizi bir kez çırpmak olsun. Böylece dikkatini kendi üzerinize çekmiş olacaksınız. Size baktığında yüzünüzdeki ciddi ifadeyi görmesini sağlayın. Hemen ardından da ona ‘hayır’ deyin, ‘hayır kardeşine vuramazsın’.” Dr. Karp, özellikle sözsel yeteneklerin henüz gelişmediği durumlarda bu türden yöntemlerle çocuğa fiziksel müdahalede bulunmadan (tutup çekmek, bir yerden bir yere taşımak vb.) sorunları çözmenin daha iyi bir yöntem olduğu görüşünde.

Gösterin, söylemeyin
Özellikle bir yaş civarındaki bir çocuğun sizin bütün söylediklerinizi anlamasını beklemek mümkün değil. Stiffelman’a göre yanlış davranışların sonuçlarını göstermek daha etkili. Dr. Karp da yüz ifadelerinin daha etkili olduğu görüşünde, “Özellikle ondan bir şey yapmasını istediğinizde, bizatihi siz yaparak ona gösterin. Unutmayın sizin sözcüklerinizi anlamak için yeterince ekipmana sahip değil.”

Olumlu yönlere odaklanın
“Aileler çocuklarını eğitirken nasıl cezalandıracaklarından çok nasıl ödüllendireceklerine odaklanmalılar” diyor Dr. Kurtz, “Bir başka deyişle yaptıkları olumsuz şeyleri değil, olumlu şeyleri bulmalı ve onları her fırsatta ödüllendirmelisiniz. Bu olumsuz davranışların ağırlığını uzun vadede azaltacaktır.” Braun da, “Onu olumlu şeyler yaptığında yakalayın, olumsuzluklarını bir dedektif gibi araştırmayın. Ödül, cezadan daha çok işe yarar…” diye ekliyor.

Sabırlı olun
Hiçbir sorunu bir kerede çözemeyeceğimizi hatırlatıyor tüm uzmanlar. Dr. Kurtz, “Elbette olumsuz davranışlar tekrar edecektir. Siz de her seferinde durumu düzeltmek için uğraşacaksınız. Önemli olan o davranışı sergilediği her seferinde aynı tepkiyi verebilmek. Bu sayede çocuk sizin hangi davranışa, hangi tepkiyi verdiğinizi öğrenecektir.”

Kaynak: Huffingtonpost
Çeviri: Uzunçorap
Karikatür: Yiğit Özgür