Günışığı Kitaplığı Genel Yayın Yönetmeni Mine Soysal Uzunçorap okurlarının kitaplar, edebiyat ve çocuklarla ilgili sorularını cevaplamaya devam ediyor.

Eda mahlaslı okurumuzun sorusu: iPad veya Kindle tarzı cihazlardan kitap okuduğumuzda da çocuğumuza kitap okuma alışkanlığı aşılayabilir miyiz?

Teknoloji, ne kendimizi ne çocuklarımızı gerisinde tutacağımız büyük bir devinim, dönüşüm kaynağı. Çocuklarımızın teknolojiye karşı kendilerini gerek ruhen gerekse bedenen ne derece açabildiklerine, ne çabuk ve ne yetkin kullanıcı olabildiklerine her gün ağzımız bir karış açık kalarak tanıklık ediyoruz. Onlar gelecek yaşamlarını bugünküne hiç benzemeyen, bambaşka bir dünya düzeninde sürdürecekler; buna içtenlikle inanıyorum.

Dijital kitaplar ve okuma ürünleri, beklenenden çok daha yavaş bir yayılım gösterse de, gelecekte kendine sağlam bir yer edinecek gibi. Ancak kişisel fikrim, dijital okumalarda edebiyat dışı kitapların öncelikli olacağı, dijital okuma araçlarının edebiyatta özellikle araştırma, ödev vb. “zorunlu” okumalarda “kolay/pratik” yol anlamında daha kısıtlı kullanılacağı yönünde. Basılı kitap, tasarımından kâğıdına dek her yönüyle giderek daha değerli bir nesne olacak. Çünkü kitap, insanla salt dilsel iletişim kuran değildir; insana, ten temasının, seslerin ve tasarım algısının yarattığı son derece karmaşık ama yalın bir dizi etkileşim sunar. Dijital okuma araçları elbette bu anlamda epeyce geride kalacak. Tıpkı kalın çeperli kırılmaz bir bardakla, ince kenarlı kristal bir bardağın farkı gibi. Birincisiyle susuzluğumuzu gideririz; ama ikincisiyle bunu yaparken ayrıca zevk de duyarız. Edebiyat okumaları işte tam da bunu aradığımız bir deneyim olmalıdır. Okuduğumuzdan ve okuma anından zevk alabilmek önemlidir.

Çocuklarımızın olanaklarımız elverdiğince teknolojinin nimetlerinden yararlanmalarını sağlamak durumundayız. Hatta gelecek yaşamları için bundan sorumluyuz, buna zorunluyuz. Dijital okumalar yapabilmesi gelecekte onu pek çok noktada kolaylayacak. Ama beri yandan, özellikle edebiyat kitaplarının estetik ve duygusal etkilerini bizzat yaşamasından, henüz keşfetmediği (belki yetişkinlerin bile henüz deneyimlemediği) zevkler edinmesinden onları alıkoymamalıyız.

Çocuğunuzun günün birinde kitaplarla yaşayabilen bir insan olabilmesi için, önce birlikte nice güzel, nitelikli kitap okumanızı; kitaplara birlikte gülmenizi, birlikte üzülmenizi, birlikte ürkmenizi, birlikte merak etmenizi ve birlikte uyuya kalmanızı dilerim.

Cansel mahlaslı okurumuzun sorusu: Çocuğum 12 yaşında ve elinden çizgi roman düşmüyor. Bilgisayar başında saatlerini geçirmesinden iyidir diye düşünüyorum ama yine de bir korku var içimde. Biz o yaşlarda dünya klasikleri okurduk diye bir karşılaştırma hatası yapıyorum gibi gelmiyor da değil. Okuduğuna karışmak istemem ama önerebileceğiniz çizgi roman var mı? Yoksa bırakayım ne isterse okusun mu? Konusu açılmışken, çocukları kitap konusunda yönlendirmek doğru mu ya da bunun sınırı nedir?

Bırakın çocuğunuz gönlünce okusun. 12-15 yaşlar kitaplardan ve okumaktan uzaklaşmanın en yüksek oranda yaşandığı çok önemli kavşak noktalarından. Dolayısıyla size yardımcı olmak umuduyla sorunuzu birkaç açıdan cevaplamak isterim:

Öncelikle okumanın bireysel bir yolculuk olduğunu unutmamak gerekiyor. İnsan kaç yaşında olursa olsun dilediğini okumak, karıştırmak hakkına sahip olmalıdır. Okuyacağını seçme hakkı salt yetişkinlere ait değildir, çocuklar da aynı önemde bu hakka sahip olmalı ve bunu hissetmelidirler. Ancak bu duygu okuma zevkini sürdürülebilir ve kalıcı kılabilir.

Günümüzde bir yandan dünyayı ve ülkeyi kasıp kavuran ağır sorunları anlamaya çalışan, bir yandan da üstün teknolojilerle sarmalanan çocukların okuma gereksinimlerinin de nasıl değişmekte olduğunu gözardı etmemeli. Sizin ilkgençlik yaşlarınızın dünyası, koşulları, bilgi paylaşımı ve iletişim hızıyla bugün arasında dağlarca fark var. Bize göre doğru olanla bugünkü gerçeklik birbirinden hızla uzaklaşıyor. Buna ne kadar dirensek nafile. Bugün klasikleri defalarca okuması gerekenler çocuklar değil biz yetişkinleriz. Klasiklerin, elbirliğiyle mahvettiğimiz, hoyratça har vurup harman savurduğumuz maddi manevi dünyada önce bize yeniden çekidüzen vermesini umabiliriz.

Çocuklarımızı daha çok anlamak, ne düşündüklerini daha çok bilmeye çalışmak zorundayız artık. Onlarla istedikleri biçim ve zamanlarda birlikte olabilmeyi denemek anlamına geliyor bu. Onlarla birlikte sahaflara gidip eski çizgi roman ciltleri aramak, kitapçılarda çizgi roman rafları önünde zaman geçirmek, dergideki ilgili bir yazıyı birlikte okumak, çizgi roman karakterlerinin dile getirdiği ironik yaklaşımları, felsefi açılımları yakalamak ve dikkatleri bunlara da çekmeyi başarmak anlamına geliyor. Çizgi roman deyip geçmemek gerek…

Çizgi romanlar, özellikle okumayı sevdirmede mükemmel başlangıçlara vesile olan özgün bir tür olarak edebiyatın vazgeçilmezlerindendir. Bu açıdan, çocuğunuz en tehlikeli sürece girmişken çizgi romanla buluştuğu için kendinizi şanslı saymalısınız hatta. Bir zamanlar ben de kitap okumayı sevmediğini sanan çocuklardandım. Teksler, Kaptan Swingler, Red Kitler ve daha nicesi beni hep kitapların ve okumanın tarafına davet ettiler. Onlara borcumu ödeyemem. Bugün işiniz daha kolay; hem bu beylik dizilerin yeni baskıları yapılıyor hem de YKY, April, Desen gibi nitelikli çizgi roman yayınevleri okurlarına yeni çağdaş seriler sunuyor.

Siz klasikleri yeniden okuyun, yavrunuz da (şimdilik) istediği çizgi romanı okusun. Emin olun, bir gün okuma yolculuklarınız kesişecek; hatta kitaplar denizinde başka bir kıyıya varmak için aynı gemiye bile birlikte binebileceksiniz…

İpek Kaya adlı okurumuzun sorusu: 20 ay ve üstü çocuklar için önereceğiniz kitaplar nelerdir?

Edebiyat ninnilerle başlar, sözlü masallarla öyküleşir, resimli öykü kitaplarıyla kitaplaşır. 20 aylık bebeğinizin en çok ninnilere, şarkılara, ailesinin sevgi dolu sesinden dinleyeceği neşeli, umut dolu masallara gereksinimi var. Bunların çoğunu kendi çocukluğumuzdan ediniyor, belleğimizde bugüne taşıyoruz aslında. Aile geleneklerimiz bize binlerce yıllık kültür mirasımızdan süzülen pek çok değerli öğeyi sağlayan birer hazine sandığı gibi. Her ne kadar modern yaşamlar bunu gölgelemeye, unutturmaya başlasa da ben hep hatırlatmaktan yanayım. Güzel şarkılara, ninnilere, umut dolu masallara, destanlara kuvvet!..

Ülkemizde son yıllarda 0-3 yaş için kavram kitaplarının, 3-5 yaş için resimli öykü kitaplarının nitelikli örnekleri artık çokça yayımlanıyor. Bu konuda da yayınevi takip etmek elbette çok önemli. İlk grup için Redhouse Kids, Tudem, Marsık; ikinci grup için, YKY, Can Çocuk, Günışığı Kitaplığı, Mavibulut, Kır Çiçeği ilk aklıma gelen yayınevlerinden. Kitapların tema ve karekter seçimlerine, görsel ve dilsel anlatım gücüne, dil yetkinliğine, tasarım, baskı ve cilt kalitelerine dikkat etmekte yarar var. Kitaplar önce bize zevk vermeli, çocuğumuzla sevgiyle paylaşmaya özendirmeli.

Ama her şey bir yana, 0-3 yaş arasında en çok gereksinim duyduklarının sevgiyle titreyen seslerimizden dinleyecekleri olduğunu yine hatırlatmak isterim. Doğayı, insanı ve bütün canlıları yücelten, yaşama sevinci ve umutla dolu şarkılar, masallar… Ailesinin, onu çok sevenlerin sesleri, en büyülü “kitap” olacaktır başlangıçta.