Ben Türkiye’de insanların küçük bir kısmının temel eğitim almamasına değil büyük bir kısmının almasına şaşıranlardanım. Bu kadar saçma, bu kadar irrasyonel, bu kadar yalan bir eğitime hevesli ne kadar da çok insan var?
Matematik desen, üniversite mezunları dahi elle bölme yapamaz. Yaşını hesaplayamaz. (Bütün bir ülke milenyuma bir sene erken girmişti de kimse dalga bile geçmemişti)
Tarih desen, hepsini öğrense kaç yazar, külliyen uydurma zaten.
Edebiyat desen Tahir Efendi hepsine kelp demiş. Edebiyattan soğutur adamı.
Fizik desen bir yerçekimi bilirler. Onu da yalan yanlış bilirler. (Herkes pamuğun demirden önce yere düştüğünü sanır misal)
Kimya, biyoloji… Bunlar okullara öyle bir girer ki meraklısı bile anlamaz!
Yabancı dil desen o kadar yabancı ki bir yes bir hello o kadar.
Türkçe! Bunu Türkiye’de pek bilen yok. Hocaları hatta sık sık uzmanları dahil.
Demek ki öğretim sıfır. Ya eğitim?
Misal, ilkokul çocuklarını 10 Kasım’larda ağlamaya teşvik ediyorlar. Bu bir suçtur. El kadar çocuğu sebebi ne olursa olsun toplu halde ve teşvikle üzmek büyük suçtur hem de. Aynı elbiseyi (üniforma) giydirip birbirlerinin boyunlarına bakacak şekilde dizmek, uygun adım yürütmek suçtur. Bana sorarsanız henüz bir buçuk metre olmamış birisine her gün bağırarak varlığını Türk varlığına armağan etmesini istemek, bayrağın kanla yapıldığına dair hava basmak; abuk subuk şeylerle korkutmak, milliyetçilik.. hepsi hepsi suçtur. Hele çocukları aşağılamak, itip kakmak, dövmek… Hafazanallah.
Bu suç mütemadiyen işleniyor. Ve tabii bana kimse sormuyor.
Benim görüşlerimi temel olarak “Zorunlu Eğitime Hayır! / Catherine Baker” kitabı anlatıyor. Ama bu kadar damardan girmeye gerek yok konuya. Herkesin yaptığı çok basit bir hesap var ortada:
Çocuğun iyi eğitim alsın istiyorsan, liseye kadar yabancı dil için okutacaksın. Lisede de üniversite için okutacaksın. Ötesi berisi var mı bunun?
Herkesin nihai hedefi “güzel bir yabancı dil konuşabilsin ve iyi bir üniversite bitirsin yavrum.” Tabii yabancı dil İngilizce Almanca yahut Fransızca.
Biraz da sosyallik. Okuldan, hem de en iyisinden bundan fazlasını bekleyen varsa beri gelsin.
E anacım upuzuuuuuun ve hayatın en eğlenceli geçmesi gereken yıllarına tepiştirilmiş 12 yıllık eğitime üniversite hazırlık ve dil kursu muamelesi çekecekseniz bu zulümü niye bu kadar uzatıyorsunuz allasen?
Harcama o kadar parayı, dışardan bitirsin. O parayla her sene üç ay yolla bir gavur memlekete. Arada sen de git onunla. Dilin feriştahını öğrensin, görgüsü artsın, (bir memleket hastalığı) sosyal anksiyetesi açılsın. Kalan zamanda da bir şeyler öğrenebileceği bir dizayna git. Hepsi o okullarda ders diye öğrettikleri şeylerden daha öğretici olacaktır.
Üniversite konusunu hiç açtırmayın bana. O konu külliyen irrasyonel. Çoğu okuyacağım diye o kadar yırtınıp, moral bozup para harcatacağına ve sonra şanslıysa 800 liraya “sigortalı” bir işe gireceğine gitsin bir kuruyemişçi dükkânı açsın saçılan paralarla şahane hayatı olur.
Arada üniversitelere konuşmacı olarak gidiyorum. Ne yapacaklarını soruyorum… Cevaplar üç aşağı beş yukarı aynı. Ne istediklerini soruyorum; bana verdikleri şey asla bir cevap değil. Kariyer yapmak, para kazanmak… İnsan nasıl kariyer yapmak istiyor olabilir yahu? Salaklık derecesinde iyi niyetli olalım ve kariyeri “yaptığın şeyi iyi yapmak”la edinilen bir şey olarak tanımlayalım. Peki bu nasıl “Ne istiyorsun?”un cevabı olabilir ki? İnsan zaten ne yapıyorsa iyi yapmakla yükümlüdür. Çünkü bir şey yapmaya değiyorsa iyi yapmaya da değer.
Bu ülkenin temel problemi ne biliyor musunuz? Zorunlu eğitim filan değil.
Kimse ne istediğini bilmiyor. Bu hayatta ne istediğini bilmiyor. Valla billa.
İlyas… ya Ali İlyas
Her yavrulamışa okul konusunda sabır diliyorum.
Benim İlyas’ı hiiç okutasım yok. Ama yine de mahalle baskısı diyelim, Gökçe’nin İlyas’ın benim değişen beklentilerimiz, aklımıza gelmeyen şeyler diyelim… Bir şekil bu okul bu hayatta mühim bir şey gibi… Birçok insan için.
Yani okul İlyas’ın da başına gelebilir. İlla okuyacaksa psikopata bağlamamış öğretmenli okullar, sınıflar bulmaya çalışırım. Okuldan çok öğretmen önemli sanki.
Açıkçası bunun ötesinde bir gramlık fikrim yok ne olacağına dair okul zamanında.
Ben 4 şey istiyorum İlyas için. Bir spor yapsın, bir sanata bulaşsın, matematik bilsin, Türkçe bilsin. Bu dördüyle her şeyi yapabilir diye düşünüyorum. Bunları da okul vermese de yapacak nasılsa. Çevresinde spor hariç hepsi ziyadesiyle mevcut. Aksi durumda zaten ağzını burnunu kırarım 🙂
E, bizim kadar sürtük bir ailede yabancı dil öğrenememesi için epey kazma olması lazım. O sorunu da hallettik.
Ha, bunları hallettiğime göre geriye kalanlar fasa fiso.
Üniversite mi? Durun hele. Herif 14 aylık daha.