Saygın bilim dergisi Current Biology tarafından yayımlanan ve alanında uzman bilim insanları tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, ‘fedakarlık ve cömertlik’ ile ‘dindarlık’ arasında kurulan bağlantının bilimsel bir altyapısı bulunmuyor.
BirGün Pazar’ın düzenli yazarlarından Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Bilge Selçuk’un da aralarında bulunduğu bilim insanları yaptıkları çalışmada oldukça çarpıcı veriler ortaya koydu. Dünya bilim çevrelerinde geniş yankı bulan araştırmaya göre inançsız ailelerde yetişen çocuklar inançlı ailelerde yetişen çocuklara göre daha fedakar ve paylaşımcı oluyor. Araştırmada yer alan isimlerden Bilge Selçuk yaptıkları araştırmanın detaylarını BirGün’e anlattı.
Bilge Selçuk’a özellikle dinin hegemonyasının yoğun olarak yaşandığı yerlerde hakim ‘paradigma’ olarak karşımıza çıkan dindarlığın paylaşımcılıkla eşdeğer olduğu görüşünü reddeden araştırmalarının detayını sorduk o da satırbaşlarıyla anlattı:
>> Dindarlık ve eğitim veya gelir düzeyi genellikle ters orantılıdır. Yani okula daha az devam etmiş ve daha düşük geliri olan kesimlerde, dindarlık daha fazla görülür. İnanç, davranış ve çocuk gelişimi ilişkisini inceleyen araştırmalarda genellikle eğitim ve gelir gibi kritik faktörler atlanır. Altı ülkede yürüttüğümüz bu araştırmanın sonuçları bu bakımdan önemli. Biz analizlerimizde, sadece ailenin sosyoekonomik özelliklerini değil, çocuğun yaşını ve ülkesini de kontrol ettik.
>> Psikoloji araştırmalarında karşılaştığımız bir konu burada da karşımıza çıktı. Anne-babanın çocuğuna atfettiği özellikler ile çocuğun gerçekte gösterdiği özellikler birbiriyle uyuşmayabiliyor. Bulgularımızdan biri de bu. Kendisini Hristiyan ve Müslüman olarak nitelendiren ailelerin çocuklarında elindekini tanımadığı biri ile paylaşma anlamlı olarak daha düşük. Ama annelere sorduğunuzda, özellikle Hıristiyan anneler, çocuklarının sosyal olarak daha duyarlı olduklarını söylüyor. Kendisini Müslüman olarak nitelendiren ailelerin çocukları ise birine zarar gelen durumları çok olumsuz değerlendiriyor ve zarar veren kişinin daha sert şekilde cezalandırılması gerektiğini düşünüyor.
>> Dini bir inanışa ait olmakta öte, dindarlık düzeyi de çocukların elindekini tanımadığı biriyle paylaşma ile bağlantılı. Diğer tüm etkili olabilecek faktörler kontrol edildiğinde dahi, dindarlık düzeyinin paylaşma davranışı ile ters orantılı olduğunu buluyoruz.
***
Araştırma nasıl yapıldı?
Current Biology dergisinde de yayınlanan araştırmada, altı farklı ülkeden (Kanada, Çin, Ürdün, Türkiye, ABD ve Güney Amerika) beş ila 12 yaşları arasındaki 1170 çocuğun empati, adalet duygusu, başkalarını cezalandırma eğilimi gibi davranış biçimleri incelendi.
Fedakarlık konusu
Fedakarlık duygusunun ölçümü için çocuklara ‘Diktatör Oyunu’ adı verilen bir oyun oynatıldı. Buna göre, çocuklara 10 adet çıkartma verilip, bu çıkartmaları isterlerse çıkartması olmayan başka çocuklarla da paylaşabilecekleri söylendi.
Duyarlılık testi
Bir diğer test ise ahlaki duyarlılık üzerine yapıldı. Çocuklara bir karakterin başka bir karakteri kazara ya da bilinçli olarak ittiği kısa animasyonlar izletildi. Ardından çocuklara iten karaktere hangi cezanın verilmesi gerektiği soruldu. Ardından ailelere dini inançları ve eğilimleriyle çocuklarının empati ve adalet duygularının ne kadar güçlü olduğu soruldu. İncelemede, aileler Müslüman, Hıristiyan ve ateist aileler olarak üç büyük gruba ayrıldı. Öte yandan araştırmada alanında uzman sayılan Jean Decety, Jason M. Cowell, Kang Lee, Randa Mahasneh, Susan Malcolm-Smith ve Xinyue Zhou gibi isimler yer alıyor.
Can Uğur’un haberi BirGün’de yayımlanmıştır.