Onun işi insanları tedavi, harfleri tamir etmek. Mehmet Uhri, Ege Tıp Fakültesi mezunu bir doktor, 2006 yılında yayınlanan “Hayat Semaverin Deminde” isimli bir de öykü kitabı bulunuyor. Şimdilerde ise yazarlık yaşantısına harftamircisi.com sitesinde yayınladığı öyküleriyle devam ediyor…

Kaç yaşında baba oldunuz? Planlı mıydı?

31 yaşında baba oldum. Bana kalsa planlı değildi ama sanırım eşimin bu konuda bana söylemediği planları varmış.

Öğrendiğinizde ne hissettiniz, yakınlarınıza nasıl söylediniz?

Önce şaşkınlık, sonra endişe, sonra da tüm bunlara gülüp geçen salakça bir mutluluk hissettim (Hani endişelenmeyi gerektiren bir durum yaşarken, bazen nedensiz mutluluğa kapılır ya insan öyle bir şey). Yakınlarımıza söylemek biraz zor oldu. Sanki bir kabahat işlemişiz gibi nasıl söyleyeceğiz diye düşünüp durduğumuzu hatırlıyorum. Şimdi komik geliyor.

Eşinizin hamileliği sizi zorladı mı?

Evet zorladı. Düşük tehdidi nedeniyle ilk 4 ay hayli endişeli geçti. Sonrası ise onun endişeleri ve benim onu yatıştırmaya çalışırken yaptığım gereksiz gevezelikler yüzünden ikimizin daha da endişelenmesi şeklinde devam etti. Pek de keyifli bir hamilelik dönemi geçirdiğimiz söylenemez.

Onu ilk gördüğünüzde ne hissettiniz?

Bir bebeğin içindeki yaşam enerjisini görebilmeniz için doğduğu ilk anlara bakmak gerektiğini düşünüyorum. Bedenimizin içinde hayata tutunmaya çalışan ne kadar güçlü bir yaşam isteği olduğunu onu görünce anladım. Şaşkındım, baba olmuştum. Gecenin bir saati İstanbul sokaklarında saatlerce araba kullanıp gezindiğimi hatırlıyorum. Kar yağıyordu, Ahırkapı’da bir gemi karaya oturmuştu. Sabaha karşı kızımın doğduğu günün gazetelerini almak için gazete bayii arandım. O günün gazetelerini sakladım. Gün gelir merak eder diye düşündüm. O zaman internet filan yoktu. Şimdi okuyuculara komik gelebilir.

Evde altları kim değiştiriyordu?

Alt değiştirme ve gaz çıkarmada üstüme yoktur. Hatta kızıma banyo yaptırırken daha da keyif alırdım.

İsme nasıl karar verdiniz?

Herkes bir şey söylüyordu. İçinde “h” harfi olmayan ve Türkçe karakter barındırmayan isimlerden seçtik. Benim adım Mehmet, eşimin adı Nehir’dir. Kızımızın içinde “h” harfi olan ama söylenmeyen bir ismi olmamasına özen gösterdik. Türkçe karakter sorunu yaşamasın istedik. İkimizin de üzerinde uzlaştığı Ekin ismini koyduk.

Hayatınız nasıl etkilendi?

Format atılmış gibi oldu. 3 kişiye göre yeniden programlandı. Hatta başlangıçta kendimi evin dış unsuru, kapıcı çırağı filan gibi hissettiğim günler oldu. Evde annesinden başka kimseye yüz vermeyen bir varlık vardı ve kapıda belirdiğim anlarda eve girmeme izin vermeyip, “bez bitti, süt getir” filan diyorlardı. Aylar geçip, kızım beni gözüyle takip etmeye başlayınca her şeyi unutup alışıyor insan. Baba yüreği işte.

Nasıl bir baba olacağınızı düşünüyordunuz? Oldu mu?

İyi bir kız babası olacağımdan emindim. Bence öyle de oldu. Bu soruyu kızım yanıtlasa daha iyi olur.

Eş dosttan giysi/oyuncak aldınız m?

Evet aldık. Hatta eşimin çocukluğundan kalma elbiseleri bile kullandık.

Bebeğinizin bakımına kimler yardım etti?

Anneannenin emeği çoktur. Bakıcımız da vardı.

Kendinizi babanızla kıyaslasanız?..

Babamdan öğrendiklerimi, görgü ve bilgilerimi hemen tümüyle uygulamaya çalıştım, çalışmaya devam ediyorum. Kızım şimdi 17 yaşında, işimin giderek zorlaştığının farkındayım. Babamla kıyasladığımda eksik bıraktığım alan olmadığını umuyorum. Her zaman fazlası için gayret göstermem gerektiğini de babamdan öğrenmiştim.

Kendi tarifiniz bebek/çocuk yemekleri varsa anlatsanıza.

Sabah kahvaltısı yerine “mamişko” dediğim bir yemek yaparım. Ekmek kızartır sonra onu ufak parçalara ayırırım. Rafadan yumurta haşlar, kızarmış ekmek parçaları ile sulu pişmiş yumurtayı karıştırır, tuz ve/veya peynir katarım. Kolay ve doyurucu bir kahvaltılıktır. Yanında sütle ilkokula giden çocuklar için idealdir.

Çocukla beraber hayatınızda ve sizde neler değişti?

Sabırlı olmayı onunla öğrendim. Büyüdüm, olgunlaşmam gerektiğini düşündüm.

Çocuğunuzla beraber neleri yapmaktan zevk alıyorsunuz?

Pek çok şey yazabilirim ama sanırım hepsi bir noktada ortaklaşıyor. Kızımla yeni bir şey öğrenmeyi, birlikte öğrenmeye çabalamayı çok seviyorum. Sanırım o da çok seviyor. Sıkılmadan arar bulur, birbirimizle paylaşırız.

Çocuğunuzun sevmediğiniz huyu?

Kendimde görüp bir türlü kabullenemediğim, beğenmediğim ve hatta görmezden geldiğim huylarımı kızımda gördüğüm zaman da beğenmiyorum elbette. Başta inatçılık geliyor sanırım.

Deneyimlerinize dayanarak babalara ve adaylarına önerileriniz var mı?

Deneyimlerden yola çıkıp anlatmaya başlarsak pek çok kişi baba olmaktan vazgeçer diye endişelenirim. Denemeden bilinemeyecek bir şey, babalık. Kız babalarının bu konuda daha şanslı olduğunu düşünürüm.

Babalık neymiş?

Benim için baba olmak; omuzdaki eldir.