Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Çocukların yeterli beslenmesi kaliteli kaynak gerektirir

Tıp fakültelerinde en az öğretilen, daha doğrusu hiç değinilmeyen tek konunun beslenme olması aslında nedensiz değildir. Tıp bilimi, kendileri endüstrileşirken, yani hastayı yeterince dinlememe, daha az muayene, daha çok tetkik, daha çok ilaç, gıda endüstrisinin de aynı yoldan geçebileceğini unutmuştur (daha az girdi, daha çok işlem, daha uzun ömür). O nedenle ortalama bir doktora değil, örneğin sindirim sistemi uzmanına bile gitseniz size beslenmeniz konusunda bir şey söyleyemeyecektir. Bu durum gıda endüstrisinin ambalaj ve reklam gücüyle pekiştirilir, çünkü esası anlatman uzaklaşmış doktorlar, ambalajlı olanın da güvenceyi verdiğini ileri sürmek eğilimindedir. Buna karşılık büyümekte olan çocuğun karşılanması gereken gıda ihtiyaçları vardır. Bu gereksinimler işlemden en az geçmiş ürünlerle karşılanabilmektedir. Örneğin sütün uzun ömürlü hale gelmesini sağlayan aşırı sıcaklık işlemi, içerisindeki B vitaminlerini de tamamen ortadan kaldırır. Endüstriye bağlı bilim camiası bu durumu “süt zaten vitamin kaynağı değildir” diye açıklamaya çalışır, meali “buzağı vitamini yem ile alacak” demektir. Bu yaklaşım gıda endüstrisinin çocuklara yönelik sunduğunu iddia ettiği ürünlerde de ortaya çıkar. İşin kötü yanı beslenme konusunda hazırlanan “kamu spotları” bile, “büyüme takviyesi” olarak adlandırılan küçük bir kutu ile “takviye edilmiştir”. “Çocukların büyümesi için bunu ayrıca alınız” mesajı elbette ilişkiler yumağının sadece bir halkasıdır. Oysa çocukların sağlıklı büyüyebilmeleri için önemli olan doğal ve saflaştırılmamış gıda yemeleridir. Çocuk tat duyusu zaten tadı keskin gıdalara karşı hassastır ve reddetme eğilimindedir. Bunun en basit örneği çocukların meyve sevmemeleridir. İşin biyolojik yönüne baktığınızda, çocuk vücudu büyüme döneminde...

Devamı…

Engelsiz Pedal Festivali bu akşam Bronx'ta!

Engelliler için özel olarak üretilen bisikletlerin alınması amacıyla bu akşam Bronx’ta  “Engelsiz Pedal Festivali” düzenleniyor. Festivalin programı ise şöyle: 21:00-  Stand-Up ALPAY ERDEM 21:30-  AYLİN ŞENGÜN TAŞÇI 22:00-  KARADENİZ ROCK ÇİMA 22:30- TEATRAL ROCK BEYOĞLU KUMPANYA 23:00- ROCK DEJA-VU Etkinlik Tarihi: 23 Ocak 2014 Saat:21:00 Yer: Bronx Giriş: 20...

Devamı…

Trans öğrenciler risk altında

Yeni Zelanda’nın Auckland Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, trans öğrencilerin sağlık hizmetlerine erişimlerinin daha düşük, intihar ve depresyon risklerinin ise daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Dünyada ilk kez trans öğrencilerin durumuna ilişkin ulusal çapta yürütülen çalışmada görüşülen 8000 öğrenciden 96’sı kendini trans olarak tanımlıyor. Sağlık hizmetlerine erişimde cinsiyet kimliği engeli Ergen Sağlığı Araştırma Grubu’nda çalışmayı yürüten Dr. Terryann Clark, sanılanın aksine cinsiyet kimliğini sorgulayan gençlerin sayısının fazla olduğunu belirtti. “Sağlık çalışanları olarak cinsiyet kimliğini sorgulayan gençlere nasıl yaklaşmadığımız bize öğretilmedi” diyen Clark’ın çalışması, trans öğrencilerin sağlık hizmetlerine erişimde sıkıntılar yaşadığına dikkat çekiyor. Çalışmaya göre ayrıca her beş trans öğrenciden biri...

Devamı…

Gebelik gelişiminde 19. ve 20. hafta

Gebelik gelişiminde 19. hafta Bebeğin başından poposuna olan mesafesi 150 mm’ye, ağırlığı yaklaşık 230- 250 gram’a ulaşmıştır. Bu dönemde bebek dışarıdan gelen sesleri hissedebilmeye başlar. Myelin tabakası: Bebeğinizin sinir hücrelerinin üzeri, “myelin” adı verilen madde ile kaplanır, bu madde sinirleri korur. Kafatasının üzerinde saçlar görülebilir hale gelir. Bebeğin damak yapısı ve diş taslakları oluşmaktadır. Süt dişleri tomurcuklanır. Birkaç günde kalıcı dişlerin tomurcukları süt dişlerinin arkasında oluşmaya başlar. Rahim gelişir. Rahim, vajina ve tüpler yerlerine oturur. Erkek bebekte ise genital organları rahatlıkla seçilebilir hale gelmiştir. Verniks örtüsü bedenini örter, krem tarzında koruyucu maddedir. Verniksin amacı bebeğinizin cildini sürekli olarak maruz...

Devamı…

Sandviç paketlerine eğlenceli çizimler yapan baba: David Laferriere

Massachusets’te yaşayan grafik tasarımcı baba David Laferriere altı yıldır çocukları için hazırladığı sandviç paketlerine eğlenceli çizimler yapıyor. 13 ve 15 yaşlarındaki oğullarının bugüne kadar 1.100’ün üzerinde yaratıcı paketlere sahip olan bu sandviçlerden yediğini belirten baba Laferriere, “sandviç sanatı” adı verdiği bu proje ile çocuklarını yemek yerken eğlendirmeyi amaçladığını ifade...

Devamı…

Ateşten düşler…

Doğum sonrası Pavuryalar (Bade ve Barış) ile ilgili aklımda kalan en büyük korku ‘’Hastalandıklarında nasıl davranacağım’’dı. Hatta şu anda dün gibi hatırlıyorum ki (Topu topu iki gün hastanede kaldık) evde geçireceğimiz hemşiresiz gecelerde ‘’Ya hasta olurlarsa başımı hangi duvarlara vurayım?’’ olmuştu. Ben söz dinleyen bir kadınım. Kafaca sorunsuz uyuştuğumuza inandığım pavuryaların doktoru ne dediyse harfiyen yerine getirdim hep ve hala da getiriyorum. Kolay değil bence bir doktora güvenmek, kuaföre güvenmek, kasaba güvenmek ve bir pazar alışkanlığı varsa oradaki bazı tezgahtarlara güvenmek, hiç kolay değil. Ne mutlu bana ve aileme ki karşımızda bizim tam da içimize sinen ve doğumlarından beri...

Devamı…

Ağaçlara tutunmak…

Ağaçlar konuşuyor derdi dedem yaşasaydı eğer. Ben dedemi hiç tanımadım, ama onunla ilgili o kadar çok hikâye dinledim ki; gömleğini, cebindeki saatini, yürüyüşünü, öfkesini ve sevgisini hayâl edebiliyorum kimi zaman. Ağaç dallarından yaptığı oyuncak düdüklere yetişemedim, doğru. Ama ölümünden yıllar sonra bile anlatılan; bıkıp usanmadan iyileştirdiği hayvanların, evine aldığı eski zamanın vakitsiz misafirlerin hikâyelerini dinledim bütün tanıyanlardan. Bahçemize ektiği ağaçların altında büyüdüm. O kavak ağaçlarının altına salıncak kurdum, uzanıp kitabımı okudum, âşık olup müzik dinledim aynı ağacın altında aynı göğe bakarken… Ve daha önce işitmediğim dedemin sesini orada duydum defalarca. Rüzgâr eserken yaprakları konuşturur. O ağacın sesi, ona emek...

Devamı…

Otizmli bir çocuk annesinden bir yabancıya mektup: "16C’deki baba"

Kanada’da yaşayan öğretmen, yazar ve anne Shanell Mouland’in tamamen iletişime kapalı olan üç yaşındaki otizmli kızı Kate, bindiği uçakta annesine bir ilki yaşattı. Küçük kız hayatında ilk kez, yanında bulunan 16C numaralı koltuğa oturan ABD’li Eric Kunkel ile iletişim kurdu. Otizm sebebiyle sosyal ve iletişimsel becerileri normal olarak gelişememiş Kate, yolculuk boyunca “Babacığım” dediği adamın kolunu sıktı. Kuntel de küçük kızla yakından ilgilendi. Yolculuğun ardından anne Mouland, blogunda, “16C’deki Baba” başlıklı bir mektup yayınladı. Mouland, mektubunda şöyle dedi: “1850 sefer sayılı uçuştaki 16C numaralı koltuğun sahibi sevgili Baba, senin adını bilmiyorum ama Kate uçuş boyunca sana ‘babacığım’ diye hitap ederken...

Devamı…

Bir bebekten katil yaratan kültür…

“Yaşı kaç olursa olsun, 17 veya 27 olsun, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim…” Bu sözler, Hrant Dink’in 23 Ocak 2007’deki cenaze töreninde Rakel Dink’in yüksek sesle okuduğu ‘Sevgiliye Mektup’tan.Bu sözleri hatırladınız mı? Ben bu sözleri iki sebeple hiç unutmadım. Birinci sebep üniversitede verdiğim “Kültür, İletişim ve Toplum” adlı ders. Dersin sosyal inşacılık kuramını ele aldığımız bölümünde, öğrencilerimle Rakel Dink’in konuşmasını tekrar tekrar okuyor ve bir bebekten bir katil yaratma sürecinde kültür ve iletişimin oynadığı rolü tartışıyoruz. İkinci sebep ise, iki bebeğin annesi olmam. Bebeklerim,...

Devamı…