Advertisement

Yazar: Uzunçorap

İstanbul Modern'de çocuklar için eğitim programları: "Görsel Hikayeler"

İstanbul Modern, Komşular sergisine paralel olarak çocuklar, gençler ve aileler için özel eğitim programları tasarladı. “Görsel Hikayeler” adlı bu program; çocukları bir sanat çalışmasını yeniden yorumlamaya, rengarenk motiflerle kent manzaraları boyamaya, Abdülcanbaz’ın kuklalarını üretmeye, atasözlerini canlandırmaya davet ediyor. Görsel Hikayeler eğitim programı pazartesi hariç hafta içi her gün okul grupları, hafta sonları ise çocuklar, gençler ve aileler için gerçekleştiriliyor. Programlar 8 mayıs tarihine kadar sürecek. Resim İçinde Resim (4-5 Yaş Grubu) Eğitim programı çocuklara bir sanat yapıtı ile birebir çalışma ve yorumlama olanağı sunuyor. Program çağdaş sanatçı Pavlos Nikolakopoulos’un çocuklara özel tasarladığı otuz yap-boz parçasından oluşan bir sanat çalışmasını...

Devamı…

15 Down Sendromlu insandan geleceğin annesine mesaj!

21 Mart, özel bir gün… Dünya Down Sendromlular Günü… Biz de bu güne özel bir video paylaşmak istedik. Bir kadın, down sendromlu bir bebeği olacağını öğrenir. Paniğe kapılır ve CoorDown adlı derneğe “Ben ne yapacağım?” şeklinde bir mesaj atar. Dernek 15 down sendromlu insanın bu anneye verdiği cevaptan oluşturduğu bir video hazırlar.   “Sakın korkma. Çocuğun birçok şeyi yapabilecek. Seni kucaklayabilecek. Sana doğru koşabilecek. Konuşabilecek ve seni sevdiğini söyleyebilecek. Herkes gibi okula gidebilecek. Yazmayı öğrenebilecek. Ve bir gün uzaklara gittiğinde sana yazabilecek. Çünkü o aynı zamanda seyahat de edebilecek. Babasının bisikletini tamir etmesine yardım edebilecek. Çalışıp para kazanabilecek. Ve...

Devamı…

Ekmeğimde kan sesleri: Kara kaşlı küçük prensin ardından…

Hani bir şey ters gider hayatta, hatta gitti mi bir sürü şey birden ters gider, bir anda tepetaklak olmuş, dibe batmış hissedersin. Battıkça batarsın, ama bilirsin ki an meselesidir düştüğün dipten yeniden ayağa kalkman, en dibe batacaksın ki yerden güç alıp yeniden yükselesin. Bilirim herkesin vardır böylesi dipleri. Şimdi, bugünlerde yine yaşıyorum o dibi, ben, sen, o, her birimiz, toplum olarak, dünya denen karaya dönmüş mavi renkli gezegenin dört bir yanında… Teker teker kendi küçük dar sokaklarımızda ve hep beraber haykırarak geniş sokaklarda… Üç ağaç, beş ağaç, bir can, bir can daha, iki can etmiyor milyonların yüreği oluyor, iki...

Devamı…

Siyah beyaz fotoğraflarıyla herkesi büyüleyen bir baba: Alain Laboile

Altı çocuk babası Fransız fotoğrafçı Alain Laboile çocuklarıyla geçirdiği sıra dışı anları siyah beyaz fotoğraf kareleriyle ölümsüzleştiriyor. Hem çocuklarının gelişimini hem de gündelik yaşamın içerisinde farkedilmeyen küçük ama değerli ayrıntıları kaydetmek isteyen Laboile, fotoğraflarıyla herkesi...

Devamı…

Çocuklar için kapitalizme giriş: KidZania

KidZania gerçek anlamda bir distopya, yani sözlük anlamıyla “hayalî kötü yer” veya “kara ütopya”. Ne olduğuna dair hiçbir fikrimiz olmadan, davet üzerine gittik buraya. Kızıma onu “çocuk eğlence merkezine” götüreceğimi söylemiştim, ikimiz de heyecanlıydık. İçine girdiğim anda bu mekânın bende yarattığı duyguyu en iyi irkilme, ürperme yahut sarsılma kelimeleriyle betimleyebilirim. Truman Show’u izlemiş miydiniz? Tam olarak o filmdeki yapay kasabanın aynısından bahsediyorum. Bir nevi film stüdyosu. Nitekim içeri girer girmez kızımın ilk cümlesi “Aaa, bak anne, oyuncak gökyüzü!” oldu. Aradan yarım saat geçtikten sonra ise “Anne, eğlence nerede?” diye sordu. Her şeyin küçüğü var bu kasabada. Mekân, resmi web...

Devamı…

Can kardeşim, Berkin Elvan…

Can kardeşim, ne farkeder seni hiç tanıyamadıysam, ne farkeder seninle hiç aynı sofraya oturamadıysak, ne farkeder varsın olsun mezheplerimiz farklı olsun, ne farkeder ben inanmayayım sen inan, sen inanma ben inanayım, varsın olsun göz renklerimiz farklı olsun! Bak, biz aynı gökyüzünün altındayız! Bak, kalplerimiz aynı dili konuşmayı nasıl da biliyor. Gideni, katledileni özlüyoruz, birden ‘bir’ oluyoruz. Kardeşim Berkin, dün o melek ruhun gördü mü olanları? ‘Bir’ler ‘bin’ oldu! Akın akın insan, senin için ne dinini ne mezhebini sorgulamadan aynı gökyüzü altında, aynı duaları okudu. Aynı isyanlar döküldü dudaklarımızdan, kardeşim. Can kardeşim, fısılda Sami Babamız’ın kulağına toprak ısınıyor, seni kucakladığından...

Devamı…

"Kadın"dır ‘Gezi’, dahası "anne"dir…

Geziden beri literatürümüz epeyce genişledi. ‘TOMA ne Akrep ne’ hepsini ezber ettik. Çocuklarımız, anne demeden ‘Gezi’ demeyi öğrendi. Korumaya çalışsak da ne yazık ki küçücük yaşlarında şiddet nedir gözleriyle gördüler, öğrendiler. Ama annelerinin memelerinden sütten çok sevgi emdiler. Öyle bir emdiler ki o sevgiyi hem… Gezi’de direnenler de annelerinden aynı sütü emmişlerdi besbelli. Hem ‘Gezi Direnişi’ o kadar kadındı ki öte yandan. Her şeyi bağrına bastı, kapsadı, içine aldı. Her flama yan yanaydı, her görüş iç içe… 8 giden canın hepsi çocuğu oldu Gezi’nin. Ve  Berkin’imizin cenazesinde milyonlarca insan aktı sokaklara. Gazdan kaçarken yol istediğim amca küfretti bana, sakinleştim,...

Devamı…

Hepimiz Berkin'in de annesiyiz artık!

Berkin’in de annesiyim bundan böyle. Hepimiz Berkin’in de annesiyiz artık. Çocuklarımızın yüzüne bakarken giden çocuğumuzun yüzü hep gözümüzün önünde duracak. Daha donuk bakacak gözlerimiz. Daha tedirgin, daha ürkek… Giden çocuğumuzu aklımıza getirmeden sarılamayacağız çocuklarımıza. İçimiz daha çok titreyerek öpüp koklayacağız oğullarımızı, kızlarımızı. Gelip içimize oturan acı içimizde kök salacak. Çaresiz, bu ömürlük acıyla yaşamayı öğreneceğiz. Gülüp oynamanın çocuklarımızın hakkı olduğunu bildiğimizden onlarla birlikte biz de gülüp oynayacağız, evet. Ama yüzümüz gülerken içimiz hep burulacak bundan böyle. “Giden çocuğumuz da şimdi burada bizimle gülüp oynasaydı” diye geçireceğiz içimizden, her güldüğümüzde. Giden oğlumuzu geri getiremeyeceğimizi bildiğimizden, geride kalan oğullarımız, kızlarımız gitmesin...

Devamı…

Dilencilerin kucağındaki bebekler neden sürekli uyur?

Metro istasyonu yakınında yaşı tam olarak belli olmayan bir kadın oturuyor. Kadının saçı karışık ve kirli, başını kederli bir şekilde öne eğmiş. Yanında bir çanta duruyor. İnsanlar çantaya para atıyor. Kadının kucağında  uyuyan iki yaşında bir bebek var. Bebek, kirli bir şapka ve kirli giysiler içinde habersizce uyuyor. Yoldan geçen sayısız insan ona para veriyor. Kötü bir niyeti olduğunu düşünmeden, her zaman cebindeki son kuruşu ve üzerindeki son kıyafeti hayırlı bir iş yaptığını düşünerek vermeye hazır olan insanlar. Bir ay boyunca bir dilencinin yanından geçtim. Bunun çete kontrolünde bir aldatmaca olduğunu bildiğim için dilenciye para vermedim. Bir ay sonra...

Devamı…

Çocuklara göre İstanbul’un Belediye Başkanı…

Seçimler dolayısıyla her geçen gün yeni bir anketin yayınlandığı bu çok yoğun ve telaşlı günlerde “çocuklar ne düşünüyor?” diye merak eden culture multure ekibi, Göztepe Parkı ve Caddebostan Sahili’ne inip bir seçim anketi yaptı. Geleceğin seçmenlerine “İstanbul’un belediye başkanı sizce kim olsun?” diye sorulan ankette anneler, babalar ve sanatçılar kapıştı ve ortaya birbirinden eğlenceli ve dikkat çekici sonuçlar çıktı. Seçim anketinde öne çıkan adaylar Kim belediye başkanı olsun sorusuna verilen cevaplar Ankete göre bugün seçim olsa kim kazanır?...

Devamı…