Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Havale (konvulsiyon, nöbet) nedir?

Nöbet veya halk arasında daha çok havale olarak da olarak da adlandırılan konvulsiyonlar hastalık değil bir semptomdur yani bir hastalığın bulgusudur ve birçok hastalık sırasında karşımıza çıkabilir. Beyin kabuğundaki sinir hücrelerinin anormal deşarjına bağlı tüm vücudu kapsayan (generalize), veya vücudun bir kısmını tutan (fokal) kaslardaki istemsiz, ani gelişimli anormal hareketler havale olarak tanımlandırılır. Havalenin hangi tipleri vardır ve ne zaman karşımıza çıkar? Havale halk tarafından inanılanın tersine bilinç kaybının mutlaka olması gerekmediği sadece vücutta karıncalanma, görme bozuklukları gibi duysal bozukluklar veya tekrarlayan karın ağrısı gibi otonomik disfonksiyon ile de seyredebilir. Beynin oluşan lezyonlarına bağlı oluşan ve semptomatik konvulsiyon olarak da adlandırılan konvulsiyonlar en sık yaşamın ilk beş yılı içinde görülmekle birlikte tüm yaş gruplarında da görülebilinir. Tüm yaş gruplarında konvulsiyonla karşılaşılabilmesinin en büyük nedeni menenjit, ensefalit, beyin absesi, kafa travması, elektrolit düzensizliği, hipoglisemi gibi sık konvulsiyon nedenlerinin tüm yaşam boyunca karşımıza çıkabilmesidir. Tüm popülasyonun %4-5′ inin hayatları boyunca en az bir kez konvulsiyon geçirdiği bildirilmektedir. Fakat çocukluk çağında konvulsiyonu ortaya çıkaran nedenler çok daha çeşitli olabildiği ve konvulsiyon gelişmekte olan beyin üzerinde zeka geriliği, psişik bozukluklar gibi zararlara neden olabileceği için konvulsiyon çocukluk çağında daha farklı bir öneme sahiptir. Konvulsiyon nedir? Epilepsi nedir? Konvulsiyonların büyük kısmı geçici olup tekrarlamazlar. Uzun süreli tekrarlayıcı konvulsiyonlar da epilepsi olarak tanımlanır. Epilepsi nedeniyle tekrarlayan nöbetler ise semptomatik nöbet olarak değil epileptik nöbet olarak adlandırılır. Semptomatik konvulsiyonlar, toksik maddeler (ilaçlar,evde kullanılan zehirler), metabolik bozukluklar...

Devamı…

Ensefalit (Beyin iltihabı) nedir?

Ensefalit yani beyin iltihabı, beyin dokusunun ani olarak ortaya çıkan iltihaplı bir hastalığıdır. Çoğunlukla beyin zarları iltihabı yani menenjit ile birlikte görülür ve meningoensefalit adını alır. Bazen omurilik de olaya katılır ve meningoensefalomiyelit adını alır. Birincil ensefalit olarak adlandırılan beyin iltihapları virüsün girdiği yerde çoğalması ile karakterize ensefalitlerdir. Postenfeksiyöz ( enfeksiyon sonrası) ve postvaksinel (aşı sonrası) ensefalitler olarak adlandırılan diğer grubu ise bir nedene ikincil olarak gelişmiş ensefalitler oluşturur. Ensefalit etyolojisinde en sık herpes grubu virüsler suçlanmaktadır. Ensefalitin klinik ve laboratuvar bulguları nelerdir? En önemli klinik bulgu bilinç durumundaki değişikliklerdir. Huzursuzluk, saldırganlık, uykuya meyil, yüksek ateş, beyin zarı uyarılmasını düşündüren bulgular, oryantasyon bozukluğu vb benzeri bulgular görülebilir. Lomber ponksiyon denen ve halk arasında belden su almak olarak bilinen yöntemde alınan beyin omurilik sıvısının; basıncı, rengi, hücre sayısı, protein miktarı, şeker düzeyi değerlendirilir. Beyin omurilik sıvısında mikrop üretilmesi, virüsun izole edilmesi gibi yöntemler uygulanır. Bazen beyin biyopsisinde beyin iltihabına neden olan etmeni tespit etmek için beyin biyopsisine gitmek gerekebilir. Ensefalitin tedavisi nasıl yapılmaktadır ? Beyin iltihabına bağlı gelişebilen ve kafa içi basınç artışı durumu olarak adlandırılan klinik durumda antiödem tedavi, beyin iltihabı etyolojisinde en sık suçlanan herpes simplex virüsüne bağlı beyin iltihabında aciklovir tedavisi ve tüm diğer ajanlara bağlı hasta gruplarında da etyolojik nedene bağlı tedayiyle birlikte semptomatik tedavi uygulanır. Beyin iltihapları içinde en iyi prognoz kabakulağa bağlı beyin iltihabında, en yüksek ölüm nedeni ise herpes virüse bağlı beyin iltihabında...

Devamı…

Bayılma nedir?

Beyin kan akımının yaygın ve geçici olarak azalması ile oluşan bilinç kaybı, senkop yani bayılma olarak adlandırılır. Beynin oksijen depolama kapasitesi sınırlı olduğu için beyin kan akımının azalmasını takiben on saniye içinde bilinç kaybı ortaya çıkmaktadır. Bayılmanın hangi tipleri vardır? Vücutta çevredamar direncinin azalması sonucu ortaya çıkan bayılmalar bir sinir-damar etkisi (vazo-vagal) ya da vücudun pozisyonuna bağlı oluşan hipotansiyon (ortastatik hipotansiyon) nedeniyle oluşurlar. Bu oluşum mekanizması nedeniyle bu bayılma grubu sinir damar etkisine bağlı bayılma (vazovagal senkop) olarak adlandırılır. Bu hastalığın ortaya çıkması öncesi kansızlık (anemi), aniden ayağa kalkma, açlık, ani ağrı, korku gibi hazırlayıcı veya tetikleyici faktörler vardır. Hastalar genellikle senkopun gelişebileceğini bilirler. Bu tarz vasküler senkopların büyük bir kısmı hasta ayakta iken gelişir, bazen bu senkobu takiben kısa süreli klonik nöbetler bile gelişebilir. İnce, narin yapılı ve uzun boylu kişilerde ani ayağa kalkma yada uzun süreli ayakta durma sonrası kan basıncında olan değişiklikler nedeniyle gelişen tabloya ise ortastaz sendromu adı verilir. Astımlı çocuklarda yaygın olan tablo ise öksürük sonucunda artan akciğer zarı (intraplevral) basıncı nedeniyle sağ kalbe gelen kanın ve kalpten kan çıkışının (kardiyak output) azalmasıdır. Kalp debisi azalması sonucu gelişen ve kardiyak senkop olarak adlandırılan senkoplar doğumsal kalp anomalileri,subaortik stenoz,mitral kapak prolapsusu,uzun QT sendromu vb gibi kalp kökenli (kardiyak) nedenlere bağlı olaral gelişir. Kardiyak senkoplar diğer senkoplara göre daha az görülmekle birlikte ani ölümlere neden olabilmesi nedeniyle dikkat edilmesi gereken bir senkop türüdür. Senkoplar sırasında az...

Devamı…

İnme ne demektir? Neler inmeye neden olmaktadır?

İnme (stroke) damarsal nedenlere bağlı olarak gelişen ve 24 saatten uzun süren kısmi nörolojik bozukluk olarak tanımlanır. 24 saatten daha kısa süreli olanlar ise geçici iskemik atak adını alır. Çocukluk çağı inmelerinin ¼ ünde etyoloji saptanamayabilir. Ama inmeler tüm çocukluk çağı hastalıkları içinde nadir olarak görülen hastalıklardır. Erişkin çağında damar sertliği veya damar kireçlenmesi olarak adlandırılan aterosklerotik damar değişiklikleri beynin damarsal olaylarında ön planda karşımıza çıkarken çocukluk çağında hem beyin damarsal hastalıklarının nedenleri çok değişkendir, hem de görülme sıklığı çok daha azdır. Çocukluk çağında inmeler en sık yenidoğan döneminde görülmektedir. Belli başlı inme nedenleri nelerdir? İnme nedenleri, ön planda atardamar tıkanıklığına veya atardamarda pıhtı oluşmasına yol açan nedenler ile toplardamar kökenli nedenler olarak iki ana grupta sınıflandırılmaktadır. Atardamar tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkan inmelerde doğumsal siyanotik kalp hastalıkları çocuklardaki serebrovasküler olayların en sık nedenidir. Ancak bununla birlikte birçok farklı neden daha vardır. Bu nedenleri şöyle özetlemek mümkündür: Hiperviskozite (polisitemi, hiperlökositoz, trombositoz sonucu gelişir), aşırı pıhtılaşma yapabilen kalıtsal durumlar (faktör V leiden mutasyonu, protein C eksikliği, protein S eksikliği, antitrombin III eksikliği, protrombin gen 2010 mutasyonu vb), boyun ve servikal vertebra travması (karotis trombozuna neden olarak), otoimmün hastalıklar sonucu oluşan arteritler (SLE, Henoch-Schönlein purpurası, Kawasaki has.,PAN vb), hiperkoagülopati (antifosfolipid antikorları,lupus antikoagulanı,antikardiyolipin antikorları sonucu), doğumsal metabolizma hastalıkları (homosistinüri, hiperkolesterolemi), Moyamoya hastalığı . Birçok nedene bağlı olarak gelişen inmede tedavi etyolojik nedene yönelik tedavi, kan sulandırıcı antikoagulan tedavi ve destek tedavi olarak...

Devamı…

Epilepsi (Sara) nedir? Konvulziyon (Havale) nedir?

Epilepsi toplumun %1’inde karşılaşılan ve tekrarlayan havaleler (konvulziyon) ile karakterize bir hastalık tablosudur. Epilepsi hastalığı tarihin çok eski dönemlerinden beri bilinmekte olup tutulma, ele geçme manasında kullanılan “epilambanein” kelimesinden türemiştir. Bu tanım ile epileptik atak geçiren kişinin kendini ve başına gelen olayı kontrol edememesi vurgulanmaktadır. Ülkemizde en sık karşılaşılan durumlardan biri; epilepsinin, diğer adıyla sara hastalığının konvulziyon ya da daha çok bilinen adı ile havaleyle karıştırılmasıdır. Kavram kargaşası yaşamamak için unutulmaması gereken önemli bir nokta da epilepsi ile sara kelimelerinin, konvulsiyon ile de havale kelimelerinin eşanlamlı kelimeler olduğudur. Havale (konvulziyon) beyin hücrelerindeki anormal elektriksel boşalım sonucunda bir kerelik olarak ortaya çıkan klinik bir durumdur. Ağır bir hastalık veya elektrik çarpması gibi durumlarda da beyin hücrelerinde bu tarz bir anormal elektriksel deşarj ortaya çıkabilmekte ve bu nedenle birçok kişi hayatı boyunca bir kez havale geçirebilmektedir. Böyle bir durum kişinin mutlaka epilepsi hastası olacağının göstergesi değildir. Bir kişiye epilepsi (sara) hastası diyebilmek ancak dışarıdan herhangi bir uyarıcı neden olmadan ortaya çıkan ve tekrarlayan konvulsiyonların olması halinde mümkündür. Bundan dolayı epileptik bir hastada olan konvulziyonu elektrik çarpması vb. durumlarda ortaya çıkan konvulziyonlardan ayırt edebilmek için epileptik konvulziyon terimi kullanılmaktadır. Konuyu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz. Herhangi bir kişiyi elektrik çarptığında havale geçirmesi beklenen bir şeydir. Bir kez elektrik çarptı ve konvulziyon geçirdi diye kişiyi epileptik olarak kabul etmek mümkün değildir. Eğer bir kişi farklı zamanlarda gidip elektrik telini tutar ve elektriğe çarpılırsa her...

Devamı…

Yaya Hakları Bildirgesi

Biz yayalar, kent nüfusunun büyük çoğunluğunu meydana getiren ve toplumun her kesiminden gelen bir kitleyiz. Bebekler, çocuklar, çocuklular, hamileler, yaşlılar dahil, her yaştan insandan, çeşitli sakatlıkları olanlardan, herhangi bir biçimde yük taşıyanlardan oluşan bir topluluğuz. İNSANA VE ÇEVREYE DOST ULAŞIMI Yayalık, diğer insanlara ve çevreye hiçbir zarar vermeyen, insanın kendi sağlığına da katkıda bulunan bir ulaşım biçimidir. İnsanın kendi enerjisi dışında kaynak tüketmediği için havayı kirletmemesi, park ederek alan işgal etmemesi ve diğer yayalara zarar verme riskinin sıfır olması, çevresine dost bu ulaşım biçiminin ayırt edici nitelikleridir. Ayrıca toplumsal ilişkiyi de kolaylaştırma ve sıklaştırma olanakları sunmaktadır. Bu esnek ve...

Devamı…

Katılma nöbeti nedir?

Katılma nöbeti nedir? Hangi yaşlarda görülür? Çocuğun ağlamasını takiben ortaya çıkan tekrarlayıcı geçici solunum durması ile karakterize bilinç kaybı ve anormal postürün eşlik ettiği nöbetlerdir. Vücudun merkezi ve otonom sinir sistemi olarak adlandırılan bölümlerinin düzenli çalışmamasından kaynaklandığı düşünülen bir tablodur. Yenidoğan döneminde dahi görülebilirse de, bu tabloya en sık 7-12 aylık çocuklarda rastlanmaktadır. Genellikle 4 yaşına kadar kaybolan bu nöbetler 8 yaşına kadar devam edebilir ve vakaların 1/4’ünde ailesel eğilim vardır. 6 ay ile 5 yaş arası çocukların %5’inde bu nöbetlerin görülebildiği bildirilmektedir. Katılma nöbeti ne kadar sıklıkla görülür? Farklı tipleri var mıdır? Katılma nöbet sıklığı günde birkaç kez olabileceği gibi dört beş ayda bir olarak da görülebilir. Soluk ve morarma ile giden katılma nöbeti diye iki türü vardır. Soluk olanda sinir sisteminin aşırı çalışması sonucunda olan senkop ön planda iken morarma ile giden tipinde toplar damarlarda dolaşımın yavaşlaması ve azalması ile gelişir. Morarma ile giden nöbetlere soluk nöbetlerden üç kat daha sıklıkla karşılaşılır. Ancak vakaların 1/5’inde her iki nöbet türünün birlikte görüldüğü bildirilmektedir. Katılma nöbetinin nedenleri nelerdir? Tedavisi var mıdır? Katılma nöbetinin nedeni olarak en çok psikolojik etmenler üzerinde durulmaktadır. Demir eksikliğine bağlı kansızlığın ortaya çıkmasını kolaylaştırdığı bilinmektedir. Bu nedenle katılma nöbeti şikâyeti ile başvuran vakaların kansızlık açısından değerlendirilmesi gereklidir. Bu nöbetler sırasında bazen kasılmalar dahi görülebildiği hatta nöbet uzun sürdüğünde havalelerin ortaya çıkabildiği bildirilmektedir. Bu nedenle vakaların bir kısmında havale ile ayırıcı tanıya gitmek gerekebilir. Çocukların bu...

Devamı…