Bir suda doğum deneyimi
Yeni doğan bir bebeğin dünyasının nasıl olduğunu merak ediyorsanız, kendinizi hiç tanımadığınız, bilmediğiniz uzaaak çok uzak bir gezegende hayal edin sadece, her şey yeni her şey keşfedilesi, nefes almayı bile, ilk hava ile temas ettiğiniz o ilk doğduğunuz anda öğreniyorsunuz. Benim için bir insanın dünyaya geldiği o ilk an çok önemli. Bu yüzdendir ki doğum şeklime karar verirken SU’da olmasını istemişimdir kendimi bildim bileli. Sonradan yaptığım bazı araştırmalar sonucunda, anne karnındaki sudan, bebeğin aynı ısıda olan suya çıkışının, onun için de oldukça yumuşak bir geçiş olduğunu anladım. Bebek, böylelikle sert ya da zorlu bir geçişten ziyade, sakin ve sessiz bir geçiş yaşar Dünya’ya. Bu geçiş esnasında ses ve ışık konusu da çok önemli diye düşünüyorum. Suya doğan bebek, doğru koşullar sağlandığı takdirde zaten karanlık ve su gibi sessiz bir ortama doğarak, ilk teması sudan çıkar çıkmaz kordon kesilmeden annesinin göğsünde yaşıyor. Yani, suda doğum, hem bebek için, hem de doğuran kişi için bir aksilik olmadığı takdirde, en kolay ve doğal yol diye düşündüm. Tüm bu bilgiler ve isteğim doğrultusunda, doktorumun ve eşimin de katkılarıyla, 9 ay olarak bildiğim ama tıbben aslında 40 hafta olarak hesaplanan hamilelik süreci, 39. haftada gelmeyi seçen kızımı suda doğurmamla son buldu. Kolay bir hamileliğin ardından hayal ettiğim gibi nispeten kolay bir doğum yaşadım. Hamileyken pek çok kişi konuşur, sezaryen mi olacaksın, normal mi olacak, korkular, endişeler sıralanır, her kafadan bir ses çıkar. Ailem de...
Devamı…


