Her şey anını bekler…
“Her şey anını bekler.” O kadar inanırım ki bu cümleye. Bilen bilir, bilmeyenlere de şimdi söylemiş olayım: Bade ve Barış bizim ikizler, namı-ı diğer “Pavuryalar” için uykuyu öğrenme tamam, kendi kendine giyinip soyunma tamam, yemek içmek tamamdı. Haa, bu arada kendileri 17 Temmuz günü dört yaşlarını bitirdiler. Tamam olmayan iki şey kalmıştı: ikisi için yatarken biberon ile süt içmesi ve sadece Barış’ın beze kaka yapması… Yine her zamanki gibi her kafadan bir ses çıktı. Eş, dost, arkadaş, akraba, bakkalın annesi, parktaki başka anne, pastanedeki abla, eczacı kadın, fırındaki abi… “Aaaa, bizimki iki yaşında bıraktı bunları.” “Aaaa, çok geç kalmışsınız.”...
Devamı…


