Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Hamilelik günlüğü no. 5

25. haftayı geride bıraktık. Göbeğim aldı başını gidiyor, ilkinden görüntü olarak daha hamileyim. Yokuş ve merdiven şimdiden zorlamaya başladı. Hele İlyas’ın şımarıklığı tutup beş saat oynayabileceği parka üç adım atması onu “yorunca” ve yerlere yatınca ve ben taşımak zorunda kalınca… buraya bir uzun hava koyalım. Geçen hafta şeker testi yaptırdım. Testte bir saat sonraki sonuç normalden biraz yüksek çıktığı için önlem olsun diye 2. defa bu sefer 3 saatlik şeker yüklemesi yapıldı. Hem aç ve susuz hem de şeker yüklenmiş olmak saçma bir şekilde yorucu bir şeymiş. Üstelik çok da uykusuzdum, çünkü gece karaciğerim oyulduğu için tepinip durmuştum. Ya sahi başladı ne yazık ki. Daha önce yazmıştım. Ne olduğu bir muamma olan (hemen söyleyeyim asabi olmayan) şiddeti değişen bir acı oluyor karaciğerimde zaman zaman ve eğer çok ise gerçekten çok oluyor ki ben dirayetli biriyimdir. Ne kadar çok şöyle söyleyeyim. O süre boyunca rahatlamak için kaburgalarımı söküp, karaciğerime ince ve soğuk bir şeyler saplamak istiyorum, sonra gün ağarmasına yakın sızıp kalıyorum. Gebelikle konu kapanıyor neyse ki. Arada bir sızlıyor filan o kadar… Neyse teste dönelim, bittiğine dünyayı yedim galiba, sonra da uyudum biraz ve ancak kendime gelebildim. Şükür bir şey çıkmadı, zira şimdiye kadar hayatım boyunca diyet yapmam gereken bir durumla karşılaşmadım ve zor bir şey olduğu belli, sıkıcı olduğu ise kesin. Ben ise şimdi bir tatlı yeme şımarıklığı içerisindeyim. Test de yüksek çıkmadığına göre bu şımarıklığı sürdürebilirim! Gerçi...

Devamı…

1988-2013 yılları arası güvenlik güçleri tarafından öldürülen çocuklar

Bu liste İHD, Mazlum-Der, Bir Göz de Sen Ol inisiyatifi, Sevinç Altan ve Rojîn Akın’ın çalışmaları sayesinde ortaya çıkmıştır. Tarihleri düşünecek olursak aralarında yaşıtlarımız olanlar çıkacak. Bir düşünelim, o sene neredeydik, en büyük derdimiz neydi? Sizden ricam sadece gözden geçirmeyin bu listeyi ve tek tek okuyun isimlerini (hatta sesli) okuyun. Bu çocuklar isimlerinin zikredilmesini ve unutulmamayı bir çok insandan fazla hak ediyor. Onlar çocuktu, hayaller kuruyorlardı. Şimdi hepsi yok oldu. Neden? 1988-2013 YILLARI ARASI GÜVENLİK GÜÇLERİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLEN ÇOCUKLAR SAYI: 533 1988 (1) RAMAZAN DAĞ (13),  30 HAZİRAN, ŞIRNAK-ULUDERE 1989 (2) MAHMUT YAŞAR (10), 19 TEMMUZ , ŞIRNAK FAHRETTİN...

Devamı…

Çocuklar için bir etkinlik: "Hareketin Büyüsü"

Taşın İçinde Saklı Kuş, Ayın Altında, Dokunduğum Dünya, Oyunbaz Nesneler, Matisse-Picasso, Su İçinde Suluboya, Işığın Sihri, Tasarım Atölyesi, Sanat Sirki, Sanat Fabrikası, Module Home, Blobterre ve Meka-Kolaj adlı atölye çalışmalarını tamamlayan Genç İstanbul Modern, çocukları ve ailelerini “Hareketin Büyüsü” başlıklı 14. etkinliğiyle ağırlıyor. Hareketin Büyüsü Genç İstanbul Modern’in uluslararası etkinlik dizisinin bir parçası olan “Hareketin Büyüsü” adlı çalışma, 01 Ekim 2013 – 19 Ocak 2014 tarihleri arasında gerçekleşiyor. Genç İstanbul Modern’de çocuklar sanatçıları tanıyor, sanatsal yaratının gizemlerini anlıyor, işlevleri, çağrışımları ve hissettirdikleriyle nesneleri keşfediyor, etkileşimli oyunlarla farklı deneyimler kazanıyorlar. Hareketin Büyüsü adlı program, pazartesi hariç hafta içi her gün...

Devamı…

2013 yılının ilk 10 ayında 1017 işçi öldü

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Ekim 2013 raporunda en az 109 işçinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Rapora göre bu işçilerin 26’sı inşaat, 18’I taşımacılık, 10’u tarım sektöründe çalışıyordu, 12 kişi ise ticaret/büro işçisiydi 56 kişi trafik, 14 kişi ezilme/göçük, 12 kişi ise düşme nedeniyle hayatını kaybetti. Raporda silikozis hastalığı nedeniyle hayatını kaybeden bir kişiye de yer verildi. İstanbul’da kot kumlama işinde çalışırken silikozis hastalığına yakalanan Sait Gündoğdu’nun 50 yaşında hayata gözlerini yumduğu da bildirildi. Raporda şu bilgilere de yer verildi. *Hayatını kaybeden 101 işçinin yedisi kadındı: Hediye Kutlu, Pınar Akbaş, Emel Karakozak, Emine Demirel, Hanım Köten, Elmas Eren...

Devamı…

Einstein'dan yaşam üzerine öneriler

1. Merakınızın peşinden gidin “Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım.” Sizin merakınızı çeken nedir? Neyi en çok merak ediyorsunuz? Benim merak ettiğim neden bazı insanların başarılı olup bazılarının olamadığıdır. Bu yüzden yıllarca başarı üzerine çalıştım. Merakınızın peşinden giderseniz başarıya ulaşırsınız. 2. Barışçıl olun Milliyetçilik bir  hastalıktır. İnsan ırkının kızamığıdır. Eğer bir adam bir marşa ayak uydurup emir altında neşe içinde yürüyebiliyorsa, benim gözümde beş para etmez. Kendisine yalnızca bir omurilik yetebilecekken yanlışlıkla kocaman bir beyin sahibi olmuştur. Uygarlığın bu kara lekesi en kısa sürede yok edilmelidir. Emirle gelen kahramanlıktan, bilinçsiz şiddetten, aptalca yurtseverlikten, tüm bunlardan nasıl...

Devamı…

“Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler” konferansı başlıyor!

Hrant Dink Vakfı, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü işbirliğiyle, 2-4 Kasım tarihleri arasında “Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler” konferansı düzenliyor. Konferansta, dünyanın dört bir yanından gelen akademisyen ve uzmanlar, son yıllarda giderek daha fazla konuşulan bu meseleyi derinlemesine tartışacaklar. Böylece, soykırımın bu çok az bilinen boyutu, dünü ve bugünüyle kamuoyu önünde biraz daha görünür olacak. Konferans programı için...

Devamı…

Gebelik gelişiminde 11. ve 12. hafta

Gebelik gelişiminde 11. hafta Plasentası ile anneden alışverişe başlayan fetüsün büyümesi devam eder. Hemen tüm yapılar ve organlar oluşmuş ve çalışmaya başlamıştır. Bu hafta 4-4,2 cm ve yaklaşık 7 gram. Tırnakları, göz kapakları ortaya çıkmış ve göz rengini belirleyecek olan “iris” oluşumu da başlamış durumda. Parmaklar ve topuklar ayrılır. Saç ve tırnaklar büyümeye başlar. Cinsiyet organları, uygun cinsiyet karakterlerine göre oluşmaya devam eder. Bir iki hafta içinde ultrason ile cinsiyet yorumu yapılabilir. Amniyo sıvısı birikmeye ve böbrekler çalışmaya başlar. Bu sıvının çoğu sudan oluşur ve bebeğin rahim içinde hareketine dış etkenlerden korunmasına rahat büyümesine yardımcı olur. Bağırsak duvarlarındaki kaslar...

Devamı…

Suriyeli sığınmacılar arasında etnik ayrım var

İstanbul Sığınmacı Platformu Suriyeli mültecilerle ilgili Suriyeli sığınmacılar raporunu açıkladı. Rapora göre 200 bini kamplarda ikamet etmek üzere Türkiye ’de 600 ila 800 bin Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Raporda en çok dikkat çeken konu ise Çerkez, Roman ve Hristiyan sığınmacıların etnik ve dini kökene dayalı ayrımcılıktan dolayı kamplarda kalmak istememeleri oldu. İstanbul’daki Suriyeli Sığınmacıları İzleme Platformu’nun hazırladığı, “Yok sayılan, kamp dışında yaşayan Suriye’den gelen sığınmacılar İstanbul 2013 örneği” adlı saha çalışması İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde açıklandı. Rapora göre Türkiye’de 600 bin ila 800 bin arasında Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Yaklaşık 400 bini İstanbul, Ankara , İzmir, Mersin gibi büyükşehirlerde...

Devamı…

Evlilik dışı doğan bebekleri kim öldürüyor?

Günlerdir küçücük bir bebeğin çok acıklı ölümünü konuşuyoruz, düşünüyoruz. Annesinin 9 gün tatile giderken öleceğini düşünmeyip evde bıraktığı Berk bebecik. Evli olmayan annesinin isteyerek hamile kalmadığı, aldıramadığı için doğurduğu, ama şu habere (Ağlar ağlar uyur diye düşündüm) bakılırsa öldürmek istemediği, kıyamadığı, erken doğmuş, yaşamaktan vazgeçmemiş ama tek başına dayanamamış bir küçücük can. Burada Berk’in hayatı kararmış annesine saldırmak niyetinde değilim. Bu acının çok başka boyutları var. “Anne dokuz gün tatile gitti, aç kalan bebek öldü” haberinden bir gün önce, başka bir bebeğin ölüm haberi vardı gazetelerde. 4 yaşında bir çocuğu daha olan, genç bir evli kadının, kendi kocası olmayan bir adamdan hamile kalıp doğurduğu bir bebekti o. “Aldatılan kocaya şok” diye, olaya erkek açısından bakan bir başlıkla verilen habere göre kadın hamile olduğunu çok geç fark edip herkesten saklamış, evde doğum yapmış, bebeği de “çamaşır sepetine atıp üzerini çamaşırlarla kapatarak ölüme terk” etmişti (Hürriyet, 20 Ekim 2013). Zaman zaman gazetelere çıkan, çok küçükken öldürülen bebeklerle ilgili haberleri unutamıyorum. Siz de hatırlıyorsanız, fark etmişsinizdir, hemen hepsi evlilik dışı doğan, veya evli bir kadının evlilik dışı ilişkisinden doğan bebekler. Bazen bebekle beraber annesi de öldürülmüş oluyor akrabaları tarafından. Bu iç acıtıcı haberler karşısında küfretmek veya ağlamak dışında söylenecek söz yok mu? Küçücük bebeklerin öldürülmemesi için “ne olsaydı böyle olmazdı” diye hiç düşünüyor musunuz? Bir bebeğin sırf “evlilik dışı” olması, ne kadar da istenmemesine neden oluyor. Annesiyle babası evli olmayan bazı çok...

Devamı…