Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Anaokulunda aşırı bilgi yüklemek çok yanlış

Gelişim Psikolojisi Uzmanı Prof. Dr. Edith K. Ackermann, eğitimde en kritik dönemin anaokulu olduğunu söyledi. Massachusetts Institue of Technology Mimarlık Fakültesi ile Harvard Üniversitesi’nde ders veren Ackermann, “Çocuklara en fazla şekil verilen dönemin okul öncesi ve ilkokulda olmasından dolayı burada bilgi hızlı ve yoğun olarak verilmek isteniyor. Öğrenme hızlı olmaz, mutlaka yavaşlatılmalı” değerlendirmesinde bulundu. Çocukların gelişiminde nelere dikkat edilmeli? Çocukların dünyayı nasıl gördükleri oldukça önemli. Buna bakarak neler yapmamız gerektiğini anlayabiliriz. Çocuklar gelişimleri boyunca istikrarlı inançlara sahip olabiliyor. Burada çevreyi nasıl gördükleri, nasıl anladıkları ve algıladıklarını bilmemiz gerek. Örneğin, çocuğa bir şey öğretiyorsak cevabını vermeyerek yapmalıyız. İçinde doğru yanıtların...

Devamı…

Tematik çocuk kanallarının ekonomi politiği – 1

4 Kasım tarihli Milliyet gazetesinde “Reyting listelerini alt üst eden hareket!” başlıklı bir haber vardı. Haberin girişi şöyleydi: “Her gün düzenli olarak reyting raporlarını yayınlayan TNS’de bugün televizyon camiasını tedirgin edecek bir değişiklik vardı. TRT Çocuk’taki çizgi yapımların reytingleri artık ölçülüyordu. Dolayısıyla milyon dolarlık bütçeleri olan programlarla arasındaki kıyasıya reyting yarışı ilk günden başladı. Kumandanın mutlak sahibi çocuklar, listeye hemen ağırlığını koydular. TRT Çocuk, ilk 100’e tam 17 programla birden girmeyi başardı. Örneğin, iki kız kardeşin ‘maceralarını’ anlatan ‘Canım Kardeşim’ adlı çizgi dizi, hem genel izleyici hem de AB grubunda aynı programın tekrarlarıyla listeye 3 kez birden girdi. Durum böyle olunca ilk 100’ün altlarında kalan programlar, listeye giremediler.” Son yıllarda, tematik çocuk kanallarının tüm kanalların reyting sıralamasında yükseklerde yer alması dikkat çekiyor. Özellikle Yumurcak ve ardından TRT Çocuk, tüm kanallar sıralamasında uzun zamandır üst sıralarda yer alan iki çocuk kanalı. Öte yandan, tematik kanallar sıralamasında da, çocuk kanallarının izlenme oranlarının diğer tematik kanallara göre hep daha yüksek olduğu gözlerden kaçmıyor. Hal böyleyken program bazında yapılan ölçümlere bu kanallarda yayınlanan programların dahil edilmesi ve ilk 100’e bu kadar çok çocuk programının girmiş olması kimseyi şaşırtmamalı. Bilindiği gibi, reyting raporlarına ihtiyaç duyulmasının temel sebebi, reklam pastasından aldıkları payı büyütmek isteyen kanallar arasında sürüp giden rekabet. Ocak- Mayıs 2012 verilerine göre, çocuk kanallarının yayınladıkları reklam adedi ve reklam süresi bakımından ilk 10 sıralaması şu şekilde: Aktaran: Connected Vivaki Business Intelligence, 07.06.2012 Türkiye’de...

Devamı…

Dünya Sağlık Örgütü'nden çocuk felci alarmı

Dünya Sağlık Örgütü Suriye’de patlak veren çocuk felci salgınının Ortadoğu’nun geneline yayılmasını önlemek için geniş kapsamlı bir aşı programı başlattı. Uzmanlar salgının ilk kez Avrupa’ya da yayılabileceği uyarısında bulundu. DSÖ, Avrupa ülkelerinin hastalıkla ilgili izleme faaliyetlerini artırması ve hassas durumdaki grupların aşılanması gerektiğini bildirdi. DSÖ’nün açıklamasında acilen aşılanması gereken çocukların sayısı 20 milyon olarak açıklandı. Örgütün sekiz aylık kampanyası kapsamında Suriye’deki çocukların yanı sıra Türkiye, Lübnan, Irak, Ürdün, İsrail ve Filistin’deki çocuklar da aşılanacak. Tubingen Üniversitesi’nden Profesör Martin Eichner ve Reutlingen Bölgesel Halk Sağlığı Dairesi’nden Stefan Brockman ise saygın tıp dergisi The Lancet’ta yayınlanan makalelerinde hastalığı taşıyan her 200...

Devamı…

Her çocuğa bir laptop ile eğitim değişmez

Kara tahtanın yerini akıllı tahtalar aldı, defterlerin yerini ise tabletler. Akıllı telefonlar, tabletler çocukların yeni oyuncakları. Kimi zaman eğitimde de özel hayatlarımızda da teknoloji araç olmaktan çıkıp amaç haline geliyor. Öğretmenden önce, akıllı tahta çocuklara bir şey öğretecek, teknolojik aletlerle eğitim bir çırpıda değişecek zannediyoruz. Çocuklar hipnotize olmuş gibi tabletlerine dalmışken, ne bulunduğu mekanın ne de insanların farkında oluyor. MIT Profesörü ve LEGO Eğitim Danışmanı Edith Ackermann, oysa çocuğa yetenek kazandıranın yüz yüze konuşma olduğunu söylüyor. Teknofobist ve teknofetişist olmanın arasında bir yerde durmak gerekiyor diyen Ackermann, “Her çocuğa bir laptop verip, eğitimin değişeceğini beklemek anlamsız. Bence dünya deliriyor...

Devamı…

Çocuklarla "Anish Kapoor İstanbul'da" Sergisi'ne gidiyoruz

Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), girişindeki küçük nilüfer havuzu, botanik ve heykel bahçesini andıran çevre düzenlemesi ve her zaman sanat tarihinin önemli isim, grup, tema ya da dönemlerine yer veren sergileriyle çocuklarla gezmek için eşsiz bir kültür mekanı. Anish Kapoor İstanbul’da sergisi özelinde, sanatçının büyük boyutlu, renkli, malzeme ve teknik ayrıntı zenginliği içeren çalışmaları, çocukları farklı noktalardan yakalayabiliyor. Bahçede ilk karşılaştıkları aynalardaki yansımalardan, boşluk-doluluk, karanlık ve sonsuzluk yanılsamalarına değin serginin her durağı bir keşif alanına dönüşüyor. Genellikle sergileri bizi yönlendiren basın bültenleri ya da sergi metinlerinden anladıklarımız üzerinden gezeriz. Çocuklar için ise durum biraz farklıdır. Atölye ya da sergi turlarına...

Devamı…

Liseli gencin canının bedeli 47 bin lira

Otelcilik stajında hayatını kaybeden genç için bilirkişi “65 yaşına kadar yaşar, asgari ücretle çalışırdı. Hayatı boyunca da 47 bin lira kazanırdı” diyerek şok bir tazminat hesabı yaptı. Muğla’nın Bodrum İlçesi’nde, 2.5 yıl önce otelcilik stajı için gittiği 5 yıldızlı otelde karbonmonoksit gazından zehirlenerek ölen 16 yaşındaki Muhammet İsa Soysal’ın ailesi, açtıkları 500 bin liralık tazminat davasında bilirkişinin 47 bin lira belirlemesine tepki gösterdi. Muhammet İsa Soysal, Ceyhan Turizm ve Otelcilik Meslek Lisesi’nde okurken, staj için Muğla’nın Bodrum’daki 5 yıldızlı otelin lojmanında 3 Mayıs 2011’de mazotla çalışan sıcak su kazanının tahliye bacasındaki delikten sızan karbonmonoksit gazıyla zehirlenip öldü. Aynı olayda...

Devamı…

Vahşi dünyada küçük bir kız…

Beş ton ağırlığındaki “kardeşim” diyerek çağırdığı filin üzerinde geziyor, bir çitayla arkadaş oluyor veya dev bir kurbağaya oyuncak ayısıymış gibi sarılıyordu. Fransız Tippi Degre’nin çocukluğu herkese gerçeküstü bir bakış açısı getirdi. Küçük Tippi vahşi yaşam fotoğrafçılığı yapan Fransız bir ailenin çocuğu olarak Güneybatı Afrika’da doğdu ve bütün çocukluğunu aslanlar, bebek zebralar, zürafalar, timsah ve yılan gibi yabani hayvanlarla oynayarak geçirdi. Tippi artık 23 yaşında, fotoğrafçı ebeveynleri ise kızlarının fotoğraflarını Tippi of Africa adlı bir kitapta...

Devamı…

Sözleşme

25 yıllık iş hayatımız boyunca bütün müşterilerle bir sözleşme yapardık. İşin tarafları, süresi, yapılacak iş tanımlanır, ödeme koşulları belirlenir, böylece olası tersliklerde geri dönüp bakmak için bir temel oluşturulurdu. Annelik (veya babalık) çok tanımsız bir kavram. Bir sözleşme yok. Sadece taraflar var. Süre ve iş tanımı tamamen muğlak. Kucağına verdikleri andan itibaren ‘yahu bir dakika dur’ deme hakkı verilmiyor annelere. Bir seferinde kapıyı açar açmaz bebeği ilk defa görmeye gelen arkadaşlarımın ellerine sıkıştırıp ‘ben duş almaya giriyorum’ demişim, ben hatırlamıyorum, kızlar söylüyorlar. Benim için anneliğin ilk ve en büyük zorluğu sevgiyi paylaşmaktı, üç kişi olmaktı. Hangisini birinci sıraya koyacağımı şaşırmıştım. Vücudumun neye yaradığını şaşırmıştım. Başta zor gelmişti uyum sağlamak. Bebekler çok baştan çıkarıcı, hepsi ekşi kokulu, hepsi nemli avuçlu. Yaptıkları her şey komik, şaşırtıcı. Ancak böyle insan o ana kadar olan önceliklerinden vazgeçebiliyor. Uykudan, yemekten, hayatının ritminden, evin düzeninden, nasıl göründüğünden. Başarı kriterleri değişiyor insanın, kocaman bir gaz çıkartabilmek, hızlıca uyutabilmek, doktor kontrolüne gittiğinde, bütün ailenin ‘bu çok ağlıyor acaba sütün mü yetmiyor’ vızıldanmalarına rağmen yeteri kadar (?) kilo aldığını görmek, olimpiyat rekoru gibi görünüyor. Aynı şirinlik emekleme/yürüme, her tarafı karıştırma, alt dolapta unutulmuş zeytinyağı ile yer silme evrelerinde de geçerli. İnsan kaçmak da istiyor arada, 1-2 günlük bir nefes alma, sıkıysa kaç, her dakikası zehir oluyor. Şimdi ne yapıyordur, keşke onu da yanımıza alsaydık. Eee, alsaydık yine nefes alamayacaktık ki. Bana kalırsa annelerin fiziksel sorumluluğu ile çocukların şirinliği...

Devamı…

Konteynırkentlerdeki çocukların yaşam hakkı ihlal ediliyor

Van ve Diyarbakır baroları Van’daki bulunan konteynırkentlerdeki çocukların yaşam hakkı dahil temel haklarının ihlal edildiğini bildirdi. Her iki baro Van’da depremzedelerin yerleştirildiği konteynırkentlerdeki çocukların yaşam koşullarına ilişkin bir rapor hazırladığı raporda, devletin çocukların sağlık hakkı başta olmak üzere eğitim, barınma gibi birçok hakkı konusunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini ifade etti. Çalışma sonucunda yapılan tespitlerin bazıları rapora şu ifadelerle yansıdı: Barınma * Geçici barınma amacıyla inşa ve tesis edilen konteynırkentler aradan geçen yaklaşık iki yıla rağmen kalıcı barınma alanları haline gelmiştir. Çocuklar konteynırları kalıcı barınma alanı olarak içselleştirmişlerdir. * Özellikle elektrik kesintisinden oluşan karanlıktan kaynaklı konteynırkent madde bağımlılarının uğrak...

Devamı…