Advertisement

Yazar: Prof. Dr. Barbaros Ilıkkan

Kırım Kongo kanamalı ateşi

Kırım kongo ateşi ve kanamalı hastalığı çoğunlukla hayvanları etkileyen ve insanlarda da görülen ve ölümcül olabilen viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Afrika, Asya, Ortadoğu ve Doğu Avrupa sık görüldüğü yerlerdir. Ülkemizin coğrafi yapısı ve iklimi kenelerin yaşaması ve çoğalması için uygun bir ortamdır.  Hayvancılığın yoğun olduğu bölgeler ve buna uygun doğal alanlar kenelerin yaşaması, çoğalması için ideal alanlardır.  Yaz aylarında doğada hayat canlanınca hastalığın görülme sıklığı artmaktadır. Hastalığa yakalanma riski olanlar çoğunlukla tarlalarda ve kırlık alanlarda çalışan ve yaşayanlar, veterinerler, yeşil alanlarda kamp ve piknik yapanlardır. Doğal olarak sağlık personeli ve mezbahada çalışanlar da risk gurubunda yer alır. Virüs doğada...

Devamı…

Çocuk ve güneş

Yaşam kaynaklarımızdan biri olan güneşin de doğal olarak vücudumuza olumsuz ve olumlu etkileri vardır. Özellikle son yıllarda ozon tabakasının incelmesi nedeniyle, olumsuz etkileri daha çok konuşulmaya başlanmıştır. Ancak yararlarının gözardı edilmemesi, olumlu etkilerinden maksimum fayda sağlanması konusunda bilinçlenmemiz sağlığımız ve yaşam konforumuz için önemlidir. Güneş, insanlar ve doğadaki tüm hayvanlar için önemli bir D vitamini kaynağıdır. Gıda ve ilaç olarak aldığımız D vitamininden çok daha değerlidir. Gün ışığı, bulutlar nedeniyle güneş görünmese de D vitamini kaynağı olarak işe yarar. Ancak ev veya bina içerisindeyken, camın arkasındaki güneşin hiç bir olumlu etkisi yoktur. D vitamini özellikle çocukların büyüme döneminde, kemik...

Devamı…

Streptokok enfeksiyonu (BETA)

Öncelikle  bu hastalığın etkeniyle ilgili yanlışları düzelterek başlamalıyız. Enfeksiyon etkeninin gerçek adı Streptococcus Pyogenes’tir. Bir bakteridir ve hastalığa neden olduğunda antibiyotik kullanmak gerekir. Bakterinin çok sayıda tipi vardır, toplumun ilgilendiği tipi ise A grubu beta hemolitik streptokoktur, beta ismi bakterinin kimyasal bir özelliğiyle ilgilidir. A grubu beta hemolitik streptokoklar çoğunlukla üst solunum yolu enfeksiyonu etkenidir, daha az sıklıklada cilt enfeksiyonuna neden olur. Streptokok enfeksiyonu vücutta yaygın döküntü ile ortaya çıktığında kızıl hastalığı adını alır. Otuzdan fazla alt tipi nedeniyle okul çağlarında daha sık olmak üzere yaşam boyu tekrarlayan enfeksiyona neden olabilir. Bu bakteri boğaz ve bademciklerde  enfeksiyona neden olan...

Devamı…

"Bebeğim her şeyi tatsın!!!"

Beslenme yaşamımızın her döneminde önemli olmakla beraber; büyüme ve gelişme sürecinin hızlı olduğu dönemlerde özellikle dikkat  gerektirir. Gebelik ve yaşamın özellikle ilk 3 yılında besinlerle aldığımız her türlü madde vücut organlarımızın büyümesinde yapı taşı olarak kullanılır. Bu nedenle besin olarak tükettiğimiz gıdaların içeriği özel önem taşır. Tüm dünyada nüfus arttıkça gıda üretiminin artması gerekliliği doğaldır. Ancak bu artışı sağlamanın yolları bazen önemli sakıncaları beraberinde getirebilir. Bunun en önemli örneklerinden biri de gıda içeriklerinde koruyucu veya üretimi arttırıcı amaçlı zorunlu düzenlemelerdir. Ancak bu değişiklikler bireylerde örneğin allerji gibi bildiğimiz veya bilemediğimiz başka istenmeyen sonuçlar doğurabilmektedir. Bu sakıncalar özellikle bebeğinizin büyümesinin hızlı olduğu gebelik ve yaşamın ilk 3 yılında...

Devamı…

Ateş düşürücü kullanalım mı?

Ateş çocukluk yaş döneminin en sık görülen yakınmalarından biridir. Doğal olarak hemen hemen hiçbir enfeksiyon etkeni tanımadan dünyaya gelen bebek, özellikle toplum içine girdikten sonra geçirdiği enfeksiyonlar nedeniyle sık sık ateşlenir. Bu grup enfeksiyonlar çoğunlukla viral etkenlere bağlıdır, sıklıkla üst solunum yolu enfeksiyonu olmakla beraber barsak enfeksiyonu, döküntülü hastalıklar ve alt solunum yolları enfeksiyonu nedeni de olabilir. Ateş vücudumuzun enfeksiyon etkenine karşı verdiği bir yanıttır. Enfeksiyon etkeninin kendisi veya salgıladığı maddeler beynimizdeki merkezi uyararak vücut ısısının yükselmesine neden olurlar. Beyinden çıkan uyarılarla vücut kaslarımız kasılarak ısı üretir ve vücut sıcaklığı artar, bazen bu kasılmalar aniden ve yaygın bir şekilde...

Devamı…

İnfluenza

Son bir ayda influenza Tip A virüsünün neden olduğu enfeksiyon yaygın olarak görülmektedir. Halk arasında grip ve soğuk algınlığı olarak da tanımlanabilen hastalık sıklıkla düşürülemeyen yüksek ateş, inatçı öksürük ve burun akıntısı ile seyreder. Daha az sıklıkla eklem ve kas ağrıları, baş ağrısı, halsizlik, nadiren ishal ve kusma şeklinde görülebilir. Ateş ve öksürük yakınmaları 5-6 güne kadar uzayabilir, Enfeksiyon etkeni bir virüs olduğu için antibiyotik kullanmayı gerektirmez. Tanı koymak için gerektiğinde burundan alınan salgı örneklerinden test yapılabilir. Hastalık süresince bol sıvı almak, yemekleri küçük öğünler şeklinde almak, evde istirahat, serin bir oda, kendimizi iyi hissettiğimizde açık havada dolaşmak ve...

Devamı…

Atopik dermatit

Atopik dermatit, tüm yaş gruplarında görülebilen zaman zaman alevlenmelerle seyreden, deride kuruluk kızarıklık ve kaşıntıyla kendini gösteren allerjik bir hastalıktır. Süt çocuğu dönemi, özellikle ilk iki yıl sık görüldüğü bir dönemdir. Bebeğin büyüme ve gelişimini engellemez, ancak rahatsız edici yakınmaları nedeniyle bebeğin ve ebeveynlerinin yaşam konforunu ciddi olarak etkiler. Atopik dermatit tüm vücudu kaplayan çok ciddi deri bulgularıyla ortaya çıkabildiği gibi, sadece bölgesel deri kuruluğu ve hafif kızarıklıklarla da seyredebilir. En önemli özelliği zaman zaman alevlenme ve tamamen olmasa da iyileşme dönemleri göstermesidir Normal popülasyonda sıklık %4-7 arasındadır. Çoğunlukla birinci yıldan sonra azalır. Aile öyküsünde allerjik hastalık öyküsü sıktır. Atopik dermatit ile astım arasında istatistiksel olarak kurulmuş bir ilişki vardır. Atopik dermatitte cilt kuruluğu devamlı bir bulgudur, kuruluk nedeniyle kaşıntı tüm gün, özellikle geceleri bebeğinizi rahatsız eder. Ciltte kızarıklık her zaman olmayabilir, ancak ciltteki kızarıklığın devamlı ve yaygın olması atopik dermatitin daha ağır seyrettiğinin göstergesidir. Aile öyküsü ve genetik yatkınlık atopik dermatit olasılığını arttırmaktadır. Ancak son yıllarda çevresel etkenler toplumda sıklığın artmasının en önemli nedenidir. Yaşamın ilk yılında beslenme yoluyla alınan allerjenler önemli yer tutar. Bu nedenle ilk iki yıl tüm bebeklere raf ömrü uzun gıda, mevsim dışı sebze ve meyve, her türlü şekerlemeler ve çikolata çeşitleri gibi endüstriyel gıdalar verilmemelidir. Bebeğiniz ne kadar küçükse beslenme yoluyla alınan allerjenlerin barsaklardan emilip atopik dermatite yol açma olasılığı daha sıktır. Yaşamın sekizinci ayından sonra bu geçirgenlik belirgin olarak azalmaya başlar. Yine...

Devamı…

Antibiyotik kullanımı

Kırklı yılların başında ilk keşfedilen antibiyotik penisilin gerçekten hayat kurtarıcıydı. O güne kadar toplu ölümlere neden olan enfeksiyon hastalıklarında yıllar içerisinde dramatik bir azalma yaşandı ve ortalama insan ömrü belirgin olarak uzadı. İlerleyen yıllarda yeni tip antibiyotikler keşfedildi. Özellikle son 20 yılda ise her konuda olduğu gibi antibiyotikler konusunda da önemli yenilikler yaşandı. Ancak antibiyotiklerin kullanımıyla beraber, yıllar içerisinde bundan zarar gören bakteriler de canlı birer organizma olarak kendilerini korumanın yollarını geliştirmeye başladılar. Özellikle antibiyotiklerin gereksiz yere sık ve uzun süre kullanımı antibiyotik direncini artırdı. Bu nedenle özellikle hastanede yatan ve ciddi hastalıkları nedeniyle enfeksiyona maruz kalan hastaların tedavisinde...

Devamı…

Sokakta çocuk

Dışarı çıkmadan evde kaç gün oturabilirsiniz? Evdeki diğer aile bireyleri her gün dışarı çıkıp size izin vermediklerinde ne yaparsınız? Tabii ki isyan edersiniz, günlük yaşam ritminiz bozulur, uyku düzeniniz bozulur, her şeye sinirlenebilirsiniz. Sadece bu nedenle her çocuğun her gün açık havaya çıkmaya gereksinimi vardır. Açık hava öncelikle hepimiz için kilometrelerce yükseklikte tavanı olan mükemmel bir odadır. Çoğunlukla evden daha serin ve daha nemlidir, bu nedenle açık havada burnumuz tıkanmaz ve solunum yollarımız mutlu olur. Erişkine göre 2-3 kat hızlı soluyan çocuklarımız için bu konfor çok daha etkileyicidir. Aynı nedenle evde ağlayan ve uyumayan bebeğinizin açık havaya çıktığında sakinleştiğini ve...

Devamı…

Apgar skoru

Bebek anne karnında iken doğal ortamında sıvı içerisinde bulunur ve soluk alıp veremez, oksijen gereksinimini anneden plasenta yoluyla gelen kan dolaşımıyla karşılar. Gebeliğin 38. haftasından itibaren dış ortamda yaşamaya hazır, gelişim aşamalarını tamamlamış bebek doğumla beraber yeni hayatına başlar. Yaşamın ilk dakikaları bebeğin dış ortama uyumu için çok önemli anlardır. Gebelik dönemini sorunsuz geçiren ve doğum öncesi izlemlerinde sorun saptanmayan bebek ve anne sağlıklı bir doğuma adaydır. Ancak tüm doğumların %10’unda dış yaşama uyum sorunu ile karşılaşılabilir. Bu durum her zaman öngörülemeyebilir. Bu nedenle doğum anında bebeklere yardım amacıyla tüm doğumlarda gerekli alet donanımı ve bu yardımı sağlayacak yeterli bilgiyle donatılmış ve deneyimli iki sağlık personeli (doktor, hemşire) hazır olmalıdır. Doğum sonrası ilk dakikalarda gerektiğinde uygulanan bu yardım resusitasyon (canlandırma) olarak isimlendirilir. Ülkemizde son 10 yılda sayıları onbinlere varan sağlık personeli (doktor, hemşire, sağlık teknisyeni) profesyonel ekipler tarafından eğitilmiştir, ve eğitilmeye devam etmektedir. Anne babalara bu konuda düşen görev, doğum yapacakları hastanede bu ekipman ve personelin varlığını sorgulamaktır. Doğumla beraber bebekte beklenen en önemli değişiklik bebeğin gereksinimi olan oksijeni nefes alıp vererek kendi akciğerleriyle sağlaması ve bunu kalp ve damarlarıyla tüm vücuduna aktarmasıdır. Bebeğin bu aşamayı başararak yeni yaşamına uyum sağladığının en önemli göstergesi de tüm cildin parmak uçlarına kadar pembe renge dönüşmesidir. Bebek anne vücudundan ayrıldığında tüm vücudu mor renklidir ve ilerleyen birkaç dakika içerisinde kalp ve akciğerlerinin uyumlu çalışması sonucu oksijen vücudun her noktasına ulaşır ve pembeleşir....

Devamı…