Atopik dermatit, tüm yaş gruplarında görülebilen zaman zaman alevlenmelerle seyreden, deride kuruluk kızarıklık ve kaşıntıyla kendini gösteren allerjik bir hastalıktır. Süt çocuğu dönemi, özellikle ilk iki yıl sık görüldüğü bir dönemdir. Bebeğin büyüme ve gelişimini engellemez, ancak rahatsız edici yakınmaları nedeniyle bebeğin ve ebeveynlerinin yaşam konforunu ciddi olarak etkiler. Atopik dermatit tüm vücudu kaplayan çok ciddi deri bulgularıyla ortaya çıkabildiği gibi, sadece bölgesel deri kuruluğu ve hafif kızarıklıklarla da seyredebilir. En önemli özelliği zaman zaman alevlenme ve tamamen olmasa da iyileşme dönemleri göstermesidir Normal popülasyonda sıklık %4-7 arasındadır. Çoğunlukla birinci yıldan sonra azalır. Aile öyküsünde allerjik hastalık öyküsü sıktır. Atopik dermatit ile astım arasında istatistiksel olarak kurulmuş bir ilişki vardır.

Atopik dermatitte cilt kuruluğu devamlı bir bulgudur, kuruluk nedeniyle kaşıntı tüm gün, özellikle geceleri bebeğinizi rahatsız eder. Ciltte kızarıklık her zaman olmayabilir, ancak ciltteki kızarıklığın devamlı ve yaygın olması atopik dermatitin daha ağır seyrettiğinin göstergesidir.

Aile öyküsü ve genetik yatkınlık atopik dermatit olasılığını arttırmaktadır. Ancak son yıllarda çevresel etkenler toplumda sıklığın artmasının en önemli nedenidir. Yaşamın ilk yılında beslenme yoluyla alınan allerjenler önemli yer tutar. Bu nedenle ilk iki yıl tüm bebeklere raf ömrü uzun gıda, mevsim dışı sebze ve meyve, her türlü şekerlemeler ve çikolata çeşitleri gibi endüstriyel gıdalar verilmemelidir. Bebeğiniz ne kadar küçükse beslenme yoluyla alınan allerjenlerin barsaklardan emilip atopik dermatite yol açma olasılığı daha sıktır. Yaşamın sekizinci ayından sonra bu geçirgenlik belirgin olarak azalmaya başlar. Yine yaşanın ilk aylarında bebek cildi daha incedir ve olgunlaşmasını tamamlamamıştır, bu nedenle ciltle teması olan maddelerin zarar verme olasılığı erişkin yaş grubuna göre daha sıktır. Son yıllarda doğal olmayan yollardan üretilen çok sayıda malzeme; kıyafetlerimizde, ev eşyalarında, oyuncaklarda,vb bebek cildini olumsuz etkileyebilmektedir.

Çevresel faktörleri azaltın

Atopik dermatitin iyileşmesi için nedenden uzaklaşmaya çalışmak doğal olarak en mantıklı ve kolay yoldur. Zor olan nedeni bulabilmektir. Ailesel ve genetik nedenlerin tedavi edilebilmesi mümkün değildir. Mümkün olan çevresel faktörlerin etkilerini azaltmak olmalıdır. Besinlerle alınan etkenleri azaltmanın en doğal yolu, yaşamın ilk altı ayında sadece anne sütüyle beslenmektir. Anne sütü bebeğe ulaşıncaya kadar ciddi bir filtre sisteminden geçmektedir, ve bilindiği gibi çok sayıda koruyucu madde içermektedir. Tabii ki atopik dermatiti tamamen engelleyemez, ama çok sayıda allerjenin anne vasıtasıyla filtrelenmesi önemli bir faktördür. Anne olası allerjenleri az tüketirse risk azalacaktır. Çevredeki allerjenlerin önemli bir kısmı doğal olmayan yollarla üretilen maddelerdir. Bu nedenle beslenmemizde kullandığımız gıdaların mevsimine uygun olması, mümkün olduğu kadar doğal yollardan üretilmesi, yenmeden önce bol suyla yıkanması ve suda bekletilmesi yararlı olacaktır. Yaşamın ilk iki yılında, uzun ömürlü olması amacıyla paketlenmiş olarak hazırlanan gıdalardan olabildiğince kaçınmak gerekir.

Cildimizle temasta olan,  başta kıyafet olmak üzere her türlü malzemeyi, pamuk gibi doğal malzemelerden seçmemiz yararlı olacaktır. Kıyafetleri temizlemek için kullanılan sabun ve şampuan türü malzemelerin,  temizleyici özelliklerinin dışında koku ve renk içeren maddeler içermemesi olası riski azaltacaktır. Bebeğinizin odasında mümkünse yatağı ve eşya dolabı dışında malzeme bulundurmayın. Toz tutmayan bir zemini, mümkünse tahtayı tercih edin, gerekmiyorsa perde kullanmayın, duvarlara toz tutacak tablo gibi malzeme asmayın, oyuncak ve kitaplarını kapalı dolaplarda tutun. Tabii ki bebek evin diğer mekanlarını da kullanacaktır.Evinizi minimum eşyayla döşemek bebeğiniz yanında kendi sağlığınız içinde önemlidir. Atopik cildi olan bebeklerin daha seyrek, 2-3 günde bir yıkanması, sabun veya şampuanın daha seyrek kullanılması cilt kurumasını azaltacağı için tavsiye edilmektedir. Banyodan hemen sonra özellikle kuru bölgeler olmak üzere tüm vücuda uygulanan su bazlı, mümkün olduğunca sentetik madde içermeyen nemlendiriciler cilt kuruluğunu azaltacaktır.

Atopik dermatit tedavisinde zorunluluk nedeniyle antihistaminik, kortizon, vb gibi ağızdan kulanılan ilaçlar geçici çözümlerdir ve gerektikçe doktor kontrolunde kullanılabilir. Sorunu çözmenin temel yolu çoğunlukla zor olsa da nedeni bulmaya çalışmaktır. Bu nedenle beslenmede kullanılan gıdalar, banyo malzemeleri, giyilen kıyafetlerin anne baba ve çocuk hekimi tarafından yakından izlenmesi nedeni bulmada en yararlı çalışma olacaktır