Çoğunlukla araba tutması olarak tanımlanan durum, beynimizin vücudun farklı bölgelerinden gelen uyarıları birbiriyle uyumlu olarak algılayamaması sonucu ortaya çıkar ve halsizlik, bulantı, soğuk terleme, kusma yakınmalarıyla kendini gösterir. Vücudumuzun o anki durumunu beyne bildiren göz, iç kulak ve ekstremitelerimizden giden uyarılar araba, tekne, uçak gibi hareketli araçlarda algılama farklılığı yaratarak klinik tablonun gelişimine neden olur. Araç tutmasının çocukluk yaş döneminde daha sık görülmesinin olası nedeni beynin hareketle ilgili uyarılara aşırı reaksiyon göstermesi ve aralarındaki uyumun sağlanamaması sonucudur. Yaş ilerledikçe azalarak bir sorun olmaktan çıkar. Stres ve heyecan hastalığın oluşumunu kolaylaştıran nedenlerdir.
Yakınmalar başladığında ilk adım hastalığa neden olan aktivitenin sona erdirilmesidir. Eğer arabadaysa açık alana çıkıp kısa bir yürüyüş yapması, yüzünü ılık-soğuk suyla yıkaması yakınmaları azaltacaktır. Bu nedenle mutsuz olan ve korkan çocuğumuzu sakinleştirmek, ona bu durumun hızla düzeleceğini söylemek, dikkatini dağıtmak onu daha çabuk rahatlatacaktır.
Yolculuklarda klinik tablonun gelişimini önlemek için çocuğumuzu aracın gittiği yöne bakacak ve dışarıyı görecek şekilde oturtmalıyız. Araba içinde minimum hareketle oturmasını, dikkatini araba dışındaki aktivitelere odaklanmasını sağlamalıyız. Araba içinde oyun oynamak, kitap okumak onu olumsuz etkileyecektir. Yolculuk boyunca, açlık veya aşırı yemek çocuğunuzu daha çok rahatsız eder, önerilen yolculuk öncesi hafif bir öğündür.
Araba tutmasını önlemek için önerilen ilaçlar olabilir. Ancak bu ilaçların yorgunluk, ağız ve burunda kuruluk, vücutta döküntü, bulantı, kusma kan basıncında değişiklikler, hiperaktivite gibi yan etkilerinin olabileceği unutulmamalıdır. Hastalık sırasında aşırı kusma nedeniyle nadir de olsa ciddi sıvı kaybı olabilir. Bu koşullarda sıvı tedavisi gerekebilir.