Kırklı yılların başında ilk keşfedilen antibiyotik penisilin gerçekten hayat kurtarıcıydı. O güne kadar toplu ölümlere neden olan enfeksiyon hastalıklarında yıllar içerisinde dramatik bir azalma yaşandı ve ortalama insan ömrü belirgin olarak uzadı. İlerleyen yıllarda yeni tip antibiyotikler keşfedildi. Özellikle son 20 yılda ise her konuda olduğu gibi antibiyotikler konusunda da önemli yenilikler yaşandı.
Ancak antibiyotiklerin kullanımıyla beraber, yıllar içerisinde bundan zarar gören bakteriler de canlı birer organizma olarak kendilerini korumanın yollarını geliştirmeye başladılar. Özellikle antibiyotiklerin gereksiz yere sık ve uzun süre kullanımı antibiyotik direncini artırdı. Bu nedenle özellikle hastanede yatan ve ciddi hastalıkları nedeniyle enfeksiyona maruz kalan hastaların tedavisinde ciddi sorunlar yaşanmaya başlandı. Bu nedenle özellikle yenidoğan ünitelerinde yatan bebeklerde ağır enfeksiyonlar nedeniyle bebek ölümleriyle sık olmasa da, basında karşılaşıyoruz.
Antibiyotikler bakteri dediğimiz canlı organizmalara karşı etkilidir. Bunun dışındaki mikroplar özellikle virüslerin neden olduğu enfeksiyonlarda antibiyotik tedavisi kesinlikle etkili değildir. Burada en önemli sorun vücuttaki enfeksiyonun viral mi bakteriyel mi olduğunu anlamaktır. Viral enfeksiyonlar vücutta beklenen etkilerini yaparlar. Tedavi çoğunlukla ateş, ağrı, ishal, kusma gibi yakınmaları rahatlatmaya yöneliktir, virüslere yönelik az sayıda ilaç olmakla beraber çoğunlukla kullanılmazlar.
Çocukluk yaş grubunda yaşanan, çoğunlukla ateşin eşlik ettiği enfeksiyonların nedeni çoğunlukla virüslerdir. Virüsler vücudumuzda çeşitli oranlarda hastalıklara neden olabilir ancak, sıklıkla üst solunum yolu enfeksiyonu, bronşit, zatürre, barsak enfeksiyonu, döküntülü hastalıklara neden olurlar. Hastanın öyküsü, bulunduğu ortamda bulaşıcı olan nedenler, eşlik eden yakınmalar ve muayene sonucunda çoğunlukla nedenin virüs olduğu anlaşılır. Sıklıkla yapılan laboratuvar tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri, çoğunlukla gereksizdir. Önemli olan bebeğin iyi değerlendirilmesi ve enfeksiyon süresince anne-babanın olasılıklar konusunda bilgilendirilmesi ve olağan dışı durumlarda doktorun haberdar edilmesidir. Bu koşullarda yakından gözlenen bebeklerde daha az ilaç kullanılacaktır.
Viral enfeksiyonların seyrinde sık olmasa da antibiyotik kullanmayı gerektiren komplikasyonlar olabilir. Özellikle burun tıkanıklığı engellenemeyen çocuklarda sık olarak gelişen orta kulak enfeksiyonu antibiyotik kullanmayı gerektirir. Ancak viral enfeksiyonlarda destekleyici tedavide başarı sağlanabilirse, bu tür komplikasyonların da önüne geçilebilir. Çocukluk döneminde en sık antibiyotik kullanmayı gerektiren diğer önemi bir neden bakteri A gurubu beta hemolitik streptokokların neden olduğu üst solunum yolları enfeksiyonudur. Mutlaka antibiyotik tedavisi gerektirir. Tedavi edilmeyen olgularda eklem ve kalp romatizması gelişebilir.
Antibiyotik kullanım kararı ve seçimi mutlaka hekim tarafında yapılmalıdır. Antibiyotikler gerekli olmadığında böbrekler, karaciğer, mide barsak sistemi, kemikler vb. organlara zarar verebilir. Kontrolsüz antibiyotik kullanımının vücuttaki olumsuz etkileri yıllar sonra da çıkabilir.