Eğer doğdukları ilk saat içinde anne sütü almaları sağlansaydı, 830 bin bebek ölmeyecekti.

Bir bebeğin en az altı ay, mümkünse iki yaşına kadar emzirilmesi gerektiği yeterince anlatılabilmiş olsaydı 1.4 milyon çocuk ölümü hiç gerçekleşmeyecekti.

Yukarıdaki rakamlar Save the Children (Çocukları Koruyun) adlı örgüt tarafından hazırlanan bir broşürden alındı.

Gelişmekte olan ülkelerde bebek ölümlerinin en önemli nedeni yetersiz beslenme. 2010 yılında bu nedenle 7 milyon çocuk öldü. Save the Children tarafından hazırlanan rapora göre, özellikle gelişmekte olan ülkelerde bebek ve çocuk ölümleriyle başetmenin en önemli yöntemi anne sütünü yaygınlaştırmak. Dünya genelinde bebek ve çocuk ölümleri azalsa da, ölümlerin çok büyük bir bölümü halen ilk ay içinde gerçekleşiyor. Yine aynı rapora göre anne sütü bu dönem içinde başka her yöntemden daha çok koruyor çocuğu bu kadar erken gelen bir ölüm tehlikesine karşı.

Son yirmi yıldır emzirme oranı yüzde 40’ların altında seyrediyor. Kimi ülkelerde gelişme kaydedilse de özellikle Asya-Pasifik ülkelerinde emzirme oranı büyük bir düşüş gösteriyor.

Bebekler neden emzirilmiyor?

Save the Children’a göre annelerin bebeklerini emzirmelerinin önünde dört büyük engel bulunuyor.

1. Toplumsal ve kültürel baskılar: Kötü nasihatler, bebeğin ilk bir saat içerisinde emmesi gereken “kolostrum” adlı sütün kötü zannedilerek atılması, dahası yine ilk saat içinde anne sütünden önce bebeğe başka yiyecekler ve su verilmesi. Bir çok kadın doğumdan hemen sonra bebeğinin beslenmesiyle ilgili kendi kararını verebileceği bir ortama bile sahip olamıyor.

2. Sağlık görevlisi eksikliği: Dünyadaki bebeklerin üçte biri etrafta doğum konusunda deneyimli biri olmaksızın dünyaya geliyor. Dolayısıyla özellikle ilk bebekse, annenin bebeğini nasıl emzireceği konusunda da bir fikri olmuyor.

3. Hukuki düzenlemeler: Anneler doğumdan hemen sonra işe dönmek zorunda kalıyor, bebeklerini besleyebilecekleri düzenlemeler de yapılmıyor.

4. Formula mama: Mama şirketlerinin reklam şirketleri Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği standartları mutlaka ihlal ediyor ve formula mama kullanımını agresif bir şekilde yaygınlaştırıyor?

Değişmesi gerekenler

Bu sorunları aşmak için şunların yapılması gerektiğini fade ediyor Save the Children:

1. Genç kadınların bebek ve beslenme konusunda eğitilmelerini sağlayacak, yaygın programlar gerçekleştirmek.

2. Doğum ve bebek konusunda bilgili sağlık görevlisi sayısını artırmak.

3. Annelerin çalışma ortamlarına ilişkin düzenlemeleri gözden geçirmek, işyerlerini anne ve bebek dostu olmaya özendirmek.

4. Mama endüstrisine dur demek.

İlk saat

Bu raporun en vurucu tarafı yalnızca ilk saat içinde emzirilmesi sağlanarak kaç bebeğin hayatta kalabileceğini öğrenmek oldu. Diğer bütün faktörlerden daha etkili olması ise bir başka mesele.

Save the Children’a gelişmekte olan ülkelerde hayatını kaybeden 830 bin bebek yalnızca doğdukları ilk saatte emzirilmeleri sağlanarak yaşatılabilirlerdi. Gana ve Nepal’de yapılan iki araştırmadan yola çıkılarak ortaya konulan istatistiklere göre, bebek ölümlerinin yüzde yüzünde ilk saatte emzirme eksikliği bulunuyor. İlk saat içinde emzirilmeyen bebeklerde ilk 28 gün içinde ölüm oranı, emzirilenlere göre yüzde 86.5 oranında fazla. Gana’da yapılan araştırmaya göre ilk 28 gün içinde ölen bebeklerin yüzde 16’sı yalnızca ilk saat içinde emzirilerek kurtarılabilirdi. İlk gün içinde emzirilerek hayata döndürülebilecek bebeklerin oranı ise yüzde 22. Nepal’de yapılan araştırmada da ilk saat içinde emzirilen bebeklerin, hayatta kalma oranlarının diğerlerine oranla üçte bir yüksek olduğu tespit edildi.

Ben oğlumu ilk saat içinde emzirmedim. İlk emzirdiğimde kaç saatlik olduğunu da hatırlamıyorum. Ama kendime gelir gelmez ilk yaptığım şey emzirme mevzuunu sormaktı. Ama ancak doğumdan 32 saat sonra bir beslenme uzmanı görebildim kaldığım hastanede. Kanada’daki hastane mekanizmalarını değiştirmem mümkün olsaydı, işe buradan başlardım. Ama bu kadar gelişkin bir ülkede bile durum bu kadar kötüyken bu meselenin aslında ne denli büyük bir ciddiyete haiz olduğunu varın siz düşünün.

Kaynak: PhDinParenting

Not: Özetlenerek çevrilmiştir.