Anne, neden bu kadar öfkelisin?
Bu sözcükler üç yaşındaki küçük kızımın ağzından çıktı.
Öfkeli bile değildim. Lazımlığında oturuyordu. Düşürdüğü oyuncağı getirmek için üçüncü kez içeriye gidiyordum. Öyle bir iç geçirmiş olmalıyım ki, kızım küçücük sesiyle bana bu soruyu sordu.
Hemen kendimi değiştirmeye çalıştım. Küçük yanaklarını ellerimin arasına alarak ona şöyle dedim:
“Öfkeli değilim! Neden öfkeli olduğumu düşünüyorsun tatlım?”
“Buradan giderken iç geçirdiğini duydum.” diye cevapladı beni.
Size onun sadece 3 yaşında olduğunu söylemiş miydim?
Onu öfkeli olmadığıma ikna ettikten sonra içeriye gidip oturdum. Korkunç hissediyordum. Üç yaşındaki çocuğum bile hayal kırıklığını hissedebiliyordu. Neden iç geçirdiğimi düşünmeye başladım. Üçüncü kez oyuncağını getirmeye gittiğim için mi?
Gerçek şu ki son zamanlarda gerçekten çok “öfkeli”yim. Gün boyunca sık sık neşemi kaybediyorum. Geçip gidiyor. Depresyonda olduğumu düşünmüyorum. Sadece anneliğin zor olduğunu düşünüyorum.
İki çocuğum var. Oğlum beş buçuk yaşında. Eşim ne kadar yardımcı olsa da ben hala buradayım ve çocukların çığlıklarını duyabiliyorum.
Peki, neden bu kadar öfkeliyim?
Minnettar olmalıyım değil mi? Harika iki çocuğum var. Akıllı ve sevimliler. Her gün aynı şeyleri yapmaktan çok yorgun düştüğüm için sinirli olduğumu söylersem benim korkunç bir anne olduğumu düşünür müsünüz? Yerlere saçılmış oyuncaklar, dağınık bir ev. Süregelen bir kargaşa ortamı. Arabada atılan çığlıklar. Sevmediği bir yiyecek, istemediği veya unuttuğu bir oyuncak için yapılan huysuzluklar… Ebeveynliğin sizin işiniz olduğunu düşünüp beklenti içerisine girenler nedeniyle kızgınsınız. Sürekli fedakarlıkta bulunan ama karşılığını alamayan her insan elbette sizin gibi mutsuz olmaya mahkumdur. Verici olmayı sevebilirsiniz. Anne olmayı sevebilirsiniz. Çocuklarınızı sevebilirsiniz. Ama çocuklar aynı şeyi tekrar tekrar yaptığında bu güzel duygular sona erer.
İşte bu bir insanı delirtebilir. Fakat daha kötüsü nedir biliyor musunuz? Çocuklarınız bir süre sonra size benzemeye başlar. 5 yaşındaki çocuğum da benim gibi öfkesini kontrol edemiyor. Bunu gördüğümde ilk düşündüğüm şey şu oldu: Acaba çocuğumun öfkeli olmasındaki en önemli faktör ben miyim?
Peki, bunu nasıl düzeltebilirim? Sinirlenmemek ve çocuklarımın da benim gibi sinirli olmaması için ne yapmam gerekiyor? Çocuklarımın beni gün içerisinde sürekli değişen bir ruh haline sahip huysuz biri olarak görmesini hiçbir zaman istemedim. Böyle hissetmeyi de istemedim.
Fakat, başardım. Nasıl mı?
Derin bir nefes al ve dörde kadar say. Kendine zaman ayırdığından emin ol. Annelik ile ilgili sıkıntılarını arkadaşlarına anlat. Çocuklarına zaman ayırdığından emin ol. Bilgisayarı ve telefonu kapatıp sadece onları dinle. Muhteşem hikayelerini dinlemeyi seveceksin.
Bunları sadece kendim için yaptım, kendime ayırdığım zamanı artırdım. İşe yaradı. Bazı günler diğer günlerden daha zor olabilir ama stresinizi azaltacak önemli adımları bilmek işinizi kolaylaştıracaktır.
Uzun lafın kısası, anne olmak zordur. Bazen korkunç bir anne olduğumu düşünüyorum. Ama bunun da anneliğin sadece bir parçası olduğunu tahmin ediyorum. İnişler ve çıkışlar her zaman olur. Hiçbir zaman bir şeyi doğru yaptığımızı tam olarak bilemeyiz. Sağlıklı çocuklarım var ve onlara sarılabileceğimi biliyorum. Günün sonunda, kocaman iç geçirmelere ve hayal kırıklıklarına rağmen artık onların annesi olduğum için mutluyum.