* Sabah
Kalktığımda babam salonda beni bekliyordu. O gün birkaç yere gideceğimizi, annemi uyandırmamı söyledi. Annem onu kaldırdığım için sinirlenip beni içeri gönderdi, ben de kitabımı okumaya başladım.
Babam nihayet annemi kaldırdığında kardeşimle birlikte giyinip hazırlandık ve evden çıktık…
* İlk durak
Hep birlikte İstiklal’de yürümeye başladık.
Biraz yürüdükten sonra SALT Beyoğlu’na (Anne Ben Barbar Mıyım?) gelmiştik. Ama sanırım biraz yoruldum çünkü Amar Kanwar’ın videosunu izlerken yaklaşık yirmi dakika kadar uyumuşum. Girişteki Diego Bianchi’nin “Ya Pazar Ya Ölüm” işini de inşaat sahasına benzetmiştim.
* İkinci durak
SALT Beyoğlu’ndan çıkınca Galata Rum İlköğretim Okulu’na gittik. İlk gittiğimizde çok korktum. Çünkü girişte iskeletlerle karşılaştık. (Bir biyoloji öğretmeni öldüğünde iskeletini kendi sınıfına bağışlamış) Gerçekten de korkunçtu. Ortanca katlardan birindeyse yerlerin, tavan, duvarlar ve eşyalar dahil, her şeyin kırıldığı ve tekrar yapıştırıldığı bir oda vardı. Beni gerçekten çok etkilemişti. Yine aynı katta bir video gördüm, insanlar lamba ve fenerleri yakıp söndürerek müzik yapıyorlardı.
En üst katta ise ilk girişte olimpiyat işaretleri vardı, ama peynir gibi erimişlerdi. İki tane pano vardı, üzerindeki yazıları büyüteçle okuyorduk (ben gerçekten tek bir şey bile anlamadım).
Sonra annem dinlenmek için balkona çıktı, bir iki kadın ben olmasam olimpiyat işaretini göremeyeceklerini söyleyerek bana teşekkür ettiler. Ben de (annem olmasa fark edemezdim) balkonun aşağısındaki park yerinde bir uçak resmi gördüm.
Sonra eve doğru yola çıktık. Çok yorucuydu ama gezmenizi tavsiye ederim.