1- Yuva ve yurtlardaki yalnızca kimsesiz çocuklar kalır.
Devlet korumasında kalan çocuk ve gençlerin yüzde 95’inin yalnız annesi, yalnız babası veya her ikisi de vardır. Ailenin hastalığı, yoksulluğu, ihmal veya istismarı gibi nedenlerle çocuklar devlet korumasına alınabilir.
2- Yuva ve yurtlardaki çocuk ve gençler aileleriyle hiç görüşmezler.
Kurumun uygun görmediği durumlar haricinde, devlet korumasında kalan çocuk ve gençler aileleriyle düzenli olarak görüşebilir.
3- Yuva ve yurtlar basında yansıtıldığı gibi şiddet, ihmal ve istismarın kol gezdiği yerlerdir.
Yuva ve yurtlarda zaman zaman münferit olumsuz olaylar yaşanabilmektedir. Bu demek değildir ki, yuva ve yurtlarda bu olaylar bütün çocukların başına durmaksızın gelmektedir. Basın, doğası gereği sürekli olarak olumsuz haberleri yaygınlaştırmaya odaklandığından dolayı, buralardaki olumsuz haberler hızlı bir şekilde yayılmaktadır.
4- Yurttan çıktıktan sonra yurtta yetişen gençler bir daha görüşmez.
Devlet korumasında yetişen gençler kendi aralarında çok güçlü ve sağlam ilişkilere sahip olabilmektedir. Akademik çalışmalar yurtta yetişen bireyler arasında kan bağına dayanmayan akrabalığın olduğunu göstermektedir. Yurtta yetişen gençler, kurumdan ayrılma süreçlerinde önemli bir dayanışma gösterebilmekte ve ayrılmanın ardından yıllar geçse bile arkadaşlarıyla görüşebilmektedir.
5- Yuva ve yurtlar oldukça sıkıcı ortamlardır.
Yuva ve yurtlarda oldukça canlı bir sosyal ve kültürel ortam bulunmaktadır. Örneğin, bu satırların yazarının yurdunda, sinema atölyesi, drama çalışmaları, satranç, futbol, voleybol, güreş, müzik atölyeleri, masa tenisi, bilardo gibi oldukça farklı etkinlikler düzenlenmektedir.
6- Yuva ve yurtta yetişen çocuklar ayrı okullara gider ve farklı bir eğitim alırlar.
Yuva ve yurtta yetişen bireyler herkesin gittiği okullara gider ve aynı eğitimi alırlar. Okul başarıları genel ortalamayla aynıdır. Bununla birlikte, okulda öğretmen, idareci, veli ve diğer öğrencilerden kaynaklı karşılaşabildikleri dışlanma çocuk ve gençleri olumsuz etkileyebilmekte ve başarılarını düşürebilmektedir.
7- Yurtta yetişen başarılı kişi sayısı çok azdır.
Yuva ve yurtlarda yetişen birçok başarılı kişi bulunmaktadır. Toplumsal dışlanma riski kaynaklı olarak, başarılı kişiler yurtta yetişmelerini büyük oranda saklayabilmektedir.
8- Yurtta yetişen herkes devlet tarafından işe yerleştirilmektedir.
Yurtta yetişen kişilerin işe yerleşebilmesi için en az iki yıl yurtta kalması, yurttan 18 yaşını tamamlayarak ayrılması, en az lise mezunu olması, KPSS’ye girerek yurtta yetişen bireyler arasında başarılı bir puan alması gerekmektedir.
9- Yuva ve yurtlarda yalnızca bakıcı anneler çalışır.
Yuva ve yurtlarda bakıcı annelerin dışında sosyal hizmet uzmanı, öğretmen, psikolog, çocuk gelişimcisi gibi farklı branşlarda görevliler çalışmaktadır. Bununla birlikte, bu sayıların yeterli olmadığı yönünde geribildirimler bulunmaktadır.
10- Yuva ve yurtlarda gönüllülük yapmak iyidir.
Yuva ve yurtlarda gönüllülük yapılmasının çocuklara faydaları kadar zararları olabilir. Bakıcıların, gönüllülerin ve personelin sürekli değişmesi çocuklarda olumsuz etkiler bırakabilmektedir.
Araştırmalar, yuvalarda psikolog, sosyal hizmet uzmanı, pedagog, çocuk gelişimcisi gibi branşlara sahip bireylerin gönüllü olmasının yerinde olacağını belirtmektedir. Diğer birçok gönüllülüğün çocuklara zarar verebileceği, çocukların ileriki yaşamlarında olumsuz etkilerde bulunabileceği akademik araştırmalarla ispatlanmıştır.
***
projepanosu.com