Advertisement

Yazar: Öykü Akın LeVillain

Eski yazılarını hatırlayan anne, kızına yeni bir mektup yazarsa…

(Yazarın imla tercihlerine dokunulmamıştır.) Ela iki ve dört buçuk yaşındayken iki yazı yazmıştım Uzunçorap’a. Derin kulaçlarla yüze yüze, geldik yedi yaşa. Yazı yine Bozcaada’dan. Uyku konusunda kafam hala çorba. Bi uyu demişim, bi uyuma… Hayatının her saniyesini limonlukta sıka sıka, kalan son damlaları bile ziyan etmeden yaşadığını biliyorum ama okullusun artık. Hafta içi gecelerdeki her beş dakikacıklarının pazarlığı bana çok fena koyuyor ama uyumalısın, okula gitmelisin. Çok okumaktan, ne bulursak öğrenmekten başka çaremiz yok bu ülkede çünkü. Pancar aşkındaki istikrarlı çizgine hayranım, pembe çişe ikimizin de hala yarılarak gülebilmesi harika bişey. Ancak şu pancar liderliğindeki çiğ sebze destanının arkasına...

Devamı…

4 buçuk…

Bundan 2.5 yıl önce İstanbul’da yaşarken ‘Ben Ela olsaydım’ diye bir yazı yazmıştım UzunÇorap’a. Şimdi Ela 4 buçuk, ben 40 buçuk, aynı yazı Bozcaada’dan. – O vakitler “uyu, uyu” diye yırtınmışım. Uyuma kızım, canın isteyince uyu. Gecenin ikisinde bile çimlerde yalınayak mutlulukla dans ediyorsan hayran hayran seyretmek düşer bana. Sen Öykü’sün, ben hikaye. – Pancar yemene de takmışım. Ertesi gün pembe çiş yaptığın için bu kadar mutlu olacağını o vakitler bilmiş olsaydım, lafını etmezdim yeminle. Pembe çiş çok güzel. – Ağlama konusunda hala aynı fikirdeyim, ota boka ağlanmaz. Ağlayacak çok daha mühim şeylerin olacak. Dev Kız ağlamaz. Kimsenin hakkını...

Devamı…

Bozcaada halkından turistlere bildiri

Bu yaz deli gibi çalışmaktan, evden merkeze ve plajlara az inebilmeme rağmen turistik gözlemlerim oldu. Daha güzel, daha mutlu, daha adil, sevgi dolu yeni sezonlar için gelsin. Sevgili turist, – Bozcaada sokakları Arnavut kaldırımlı olup iğne topuk için son derece elverişsizdir. Yürüme stilin senin bileceğin iş, ama bilesin ki senin her bir dakikalık gayretin, ada trafiğine on dakikaya tekabül, 34 plakalı araçlar genelde feci kızgın bilesin. – Burası da güzel memleketimin güzel bir beldesi. “Dharma Institute/ Others/ Survivor ehehe” gibi espriler sinir bozucu. Kışın bir lodosta gel de tanıştırayım Hugo’yu. – Her şeyin fotoğrafını çekmeye özgürsün tabii. Ama kızımınkini...

Devamı…

Dizleri kanamayan çocuklar daha mı mutlu olurlar?

Beni annem, Şubat’ın 19’u, çok karlı bir gün, Amasya’nın tek doktoruyla inatlaşmış olduğu için ve adamcağız köylerden birinde mahsur kaldığı için evde doğurmuş. O gece Beyaz Kelebekler’e bileti varmış, gidemediği için üzülmüş… İsmim Koray olacakmış aslında bu doktor yüzünden, ama annem inat etmiş, bu bir kız diye: çünkü bana hamileyken ağzına kaşıkla kahveyi doldurup uyuyormuş, sabaha kadar cuk cuk cuk… Ordan yani, kız. 2010 yılında, Ocak’ın 23’ünde Eloş’u İstanbul’un en tiki hastanelerinden birinde doğurdum. Sigortamız olmasaydı, Antoine beni evde doğurturdu, o kesin… Emine de ebeliğe talipti zaten… Ela çok geç geldi, beklerken fıttırıyordum nerdeyse… O gün acayip kar yağdı,...

Devamı…

2 yaşındaki kızımın pabuçlarını deniyorum: Ben Ela olsaydım!

Zordur ya başkasının pabuçlarını giymek… 38 yaşındayım, 2 yaşındaki kızım Ela’nın pabuçlarını deniyorum şimdi: Ben Ela olsaydım;  bulduğum her fırsatta uyurdum, horlaya horlaya, gece/gündüz uyurdum. Uyutmayacaklar sonradan kızım, hep dürtecekler. Uyu. Ben Ela olsaydım; pancar mancar yemezdim. Zaten ilerde şişkoyum /vejetaryen oldum/selülitim var/ hiper GDO vs gibi mevzular olacak, ne bulursan ye yahu! Ben Ela olsaydım; ota boka ağlamazdım. Ağlayacak ne mühim şeylerin olacak kızım: manitalar, anne baba itişmeleri, depremler/depreme sevinenler, okullar/sınavlar, ezilenler/ölenler/doğanlar… Saydırtma şimdi bana… Ben Ela olsaydım; herkese habire sarılırdım. Bigün ‘Free Hug’ diye bi reklam filmi gördüğünde, bunun senin yaşındakilerin aklıyla yapıldığını bilmeni ve şaşırmamanı isterim....

Devamı…