Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF’in “bebek dostu hastane” projesiyle desteklediği, anne ve bebeğin doğumdan sonra aynı odada kalabileceği imkanların sağlandığı hastane organizasyonunun, hem anne hem de bebek için motivasyon sağladığı bir araştırmayla da sabitlendi. The Cochrane Library’de yayınlanan bir yazıya göre, ilk gününü annesiyle aynı odada geçiren bebekler daha uzun süre anne sütünden faydalanıyor.
The Cochrane Library yazarları, “bebek dostu hastane” uygulamasının sonuçlarını görebilmek için, doğumun bu tür hastanelerde gerçekleştiği anne ve bebekleri bir süre takip ettiler. Derginin yazarlarından Sharifah Halimah Jaafar, “Amacımız bu uygulamanın gerçekten fark yaratıp yaratmadığını anlamaktı” diye özetliyor çalışmanın amacını. Anne hastaneden çıktıktan sonra genellikle emzirme sıklığının azaldığına dikkat çeken Jaafar, ilk günü birlikte geçiren anne ve bebeğin emzirmeye daha kolay alıştığını, dolayısıyla bu azalmanın da oransal olarak düştüğünü ifade ediyor.
Jaafar, pek çok araştırmanın anne ve bebeğin aynı odada kalmasını desteklediğini ifade ederken, “Anneyle bebek arasında ilk haftalarda gerçekleşen etkileşim her ikisi için de çok önemli. Bu dönemi annesiyle, mümkün olduğunca tensel temasla geçiren bebek anne sütü almakta zorluk yaşamadığı gibi daha az ağlıyor. Ayrıca anne açısından da bir kolaylık sağlıyor bu durum, çünkü memeden gelen sütün debisi daha yüksek oluyor.”
Kuzey Caroline Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Alison Stuebe de aynı fikirde. “İnsan, anne ve bebeğin doğumdan hemen sonra birbirlerinden rutin olarak ayrıldıkları tek memeli türü. Oysa bebek için bu ayrılık aslında radikal bir değişiklik” diyerek, odaları ayırmanın neden düşünüldüğünden daha önemli bir karar olduğunu anlatıyor.
Bu konuda yapılan araştırmaların sınırlılığına karşın klinik pratiklerin anne ve bebeğin ilk günlerini aynı odada geçirmelerinin pek çok faydası olduğunu gösterdiğini kaydeden Stuebe şöyle devam ediyor: “Onca doğum yorgunluğundan sonra bir müddet tek başına kalmak isteyen anneye, ‘hayır böylesi daha iyi’ diyerek bebeğini dayatmak da doğru değil elbette. Ancak koşullar elverdiği müddetçe anne ve bebeği aynı odada barındırmayı tercih eden hastanelerin olumlu bir adım yaptıkları da ortada.”
Kaynak: sciencedaily.com
Aynı odada kalmanın anne sütünü arttırıcı ve bebeği sakinleştiren bir etkisi varsa, biz bunun canlı kanıtı olabiliriz. Doğumdan sonra “isterseniz bu gece dinlenin, biz bebeği size emzirmek için getirir, sonra bebek odasına alırız” demişti ebe. Ben de onca bitkinliğin ardından (normal doğum) bir gece uyumanın bana da iyi geleceğini düşündüm ve onay verdim bu öneriye. Ancak bir saat boyunca uykuya dalamayınca gidip aldım bebeğimi. İlk gün gündüzü sakin, geceyi sık sık ağlayarak geçirdi akızım ama ondan sonra neredeyse hiç ağladığını duymadım (şimdi 17 aylık ve hala çok sıkıntısı olmazsa ağlamıyor). Sütüm ise 3 bebeği daha doyurabilecek kadar çoktu. Kızım 11. aya kadar emdi ve bu ayda kendi isteği ile memeyi bıraktı.
Bütün bu etkiler bir yana, 9,5 ayı aynı tende geçiren anne ve bebeğin doğumun ardından bedensel olarak ayrılmaları ikisinin de alışmalarını gerektiren zorlu bir durumken buna bir de mekânsal ayrılığı katmak çok da yerinde bir karar değil, gerekli haller dışında.