Aslı üçüncü sınıf öğrencisiydi. Çoğu çocuk gibi oyunu, çizgi film izlemeyi çok sever, ödev yapmaktan ve kitap okumaktan sıkılırdı. Eee tabii bu nedenle derslerinde de çok başarılı sayılmazdı. Ama bunlardan daha önemli olan bir şey vardı: Aslı çok yalan söylerdi. Bu nedenle arkadaşları ona güvenmez ve onunla oynamak istemezlerdi. Aslı’nın annesi ise kızının bu huyunu bilmiyordu. Kızının dediklerine hep inanıyordu. Aslı annesine, derslerde çok başarılı olduğunu, arkadaşlarının ve öğretmenlerinin de kendisini çok sevdiğini söylüyordu. Annesi de her seferinde ‘Aferin kızıma’ diyor ve Aslı’ya ödül olarak oyuncaklar alıyordu.

“Aslı bugün sınavınız vardı nasıl geçti?”

“Çok iyi anneciğim, hepsini yaptım. Sadece matematikten bir yanlışım var ama o soruda öğretmen bile hata yaptı. Diğerlerinin hepsini doğru yaptım.”

“Aferin kızıma…”

“Anne ödül olarak bana oyuncak bebek alır mısın?”

“Tabii ki kızım, sana her şey feda olsun. Bugün işten gelirken alırım.”

“Oleyyy…”

Bir cuma günü Aslı okuldan eve elinde bir sürü büyük kartonlarla geldi.

Annesi:

“Hayırdır Aslı, onlar nedir?”

“Öğretmen verdi anne, proje hazırlayacakmışız.”

“Hımmm… Konusu neymiş peki projenin.”

“Yalan söylemenin zararlarıyla ilgili anne.”

“Ooo güzel konuymuş. Sen çabucak hazırlarsın onu.”

“Evet anne, hazırlarım…”

Ama tüm hafta sonunu çizgi film izleyerek ve bilgisayar oyunları oynayarak geçirdi Aslı. Bir ara projesini hazırlamak için oturdu başına ama canı hiç istemiyordu. Sonra offf ya zaten herkes hazırlar, bir tane eksik olsun ne olacak ki, hem öğretmenimiz diğerlerinin sunumundan öğrenir yalan söylemenin zararlarını ve bana gerek kalmaz, diye düşünerek kalktı projenin başından.

Pazartesi, annesi:

“Aslı, bakayım kızım projene, kim bilir ne güzel hazırlamışsındır.”

Yok, anne gerek yok bakmana, çok güzel oldu zaten, dedi ve hızlıca çantasını ve kartonları kaparak kapıdan çıktı.

Birkaç gün sonra annesi Aslı’ya:

“Zeyno’nun annesini gördüm, proje ödevini çok beğenmiş öğretmeni ve yıldız vermiş. Yıldızı da Zeyno’nun odasına asmışlar. Sen ne yaptın kızım?”

“Aaa evet, anne bana da yıldız verecekti öğretmenim, ama yıldızı evde unutmuş, yarın getirecekmiş.”

“Tamam, yarın getir de odana asalım biz de.”

Ertesi gün annesi tekrar yıldızı sordu Aslı’ya. Aslı da öğretmeninin yıldızı gene unuttuğunu, getirmediğini söyledi. Tüm hafta boyunca annesi her sorduğunda Aslı başka bir yalan atıyordu ve ya öğretmenini ya da arkadaşlarını suçluyordu.

Ertesi hafta annesi okula gidip, Aslı’nın öğretmeni ile konuşmaya karar verdi.

Öğretmeni:

“Ben de sizi arayacaktım. Aslı ödevlerini hiç yapmıyor, dersleri kötü ve sınıfta diğer arkadaşları ile de anlaşamıyor.”

Annesi çok şaşırmış ve çok üzülmüştü. Öğretmeninden duyduklarından çok kızının kendisine yalan söylediğine üzüldü. Önce hemen Aslı’yı sınıftan alıp bir güzel kızmayı düşündü. Sonra kendi kendini sakinleştirip, dur ben ona öyle bir oyun yapayım ki yalan söylemenin ne kadar kötü bir şey olduğunu anlasın, dedi.

O akşam Aslı okuldan eve geldiğinde yemek masasının üzerinde kocaman bir makine gördü.

“Anneee, bu nedir?”

“İş yerinden istediler kızım, yalan makinesiymiş. İş yerinde yalan söyleyenleri bu makine ile bulacaklarmış. Patronun bana verdi makineyi alma görevini, yarın işe götüreceğim. Neymiş, biri yalan söylediğinde hemen anlıyormuş. Deneyelim mi ne dersin?”

“Bilmem, gerek yok bence, hem makine nasıl anlar ki yalanı?”

“İnsanların ses tonundan anlıyormuş. Ama bana da saçma geldi. Haydi otur yanıma, deneyelim.”

“İsteksizce oturdu Aslı annesinin yanına. Hem merak ediyor hem de ya yalanlarını gerçekten anlarsa makine diye korkuyordu.”

Annesi:

“Söyle bakalım senin adın ne?”

“Aslı… Eee, hiç ses çıkmadı makineden demek ki anlamıyor işte.”

“Hayır kızım, doğruyu söyleyince ses çıkarmıyormuş, yalan söyleyince haber veriyormuş. Bir soru daha; Yıldızını verdi mi öğretmenin bugün?”

“……………………..”

Aslı korkuyordu ya anlarsa makine yalan söylediğini, hiç cevap vermesem mi acaba?

“Anne tuvalete gidebilir miyim, acil de…”

O sırada makineden bir ses geldi: “yalann’’. Ama Aslı sesi duymadı çünkü cümlesi biter bitmez kalkıp tuvalete koşmuştu. Dönünce annesini makinenin başında göremedi, annesi etrafı topluyordu. Oh be bitti bu kâbus diye düşündü.

Annesi:

“Eee, Aslı anlat bakalım günü nasıl geçti? Derslerin, arkadaşlarınla neler yaptınız?”

“Çok güzeldi anne, derslerde tüm soruları bildim neredeyse, arkadaşlarım da hep benimle oynamak istiyor. Okulda bir sürü kulübe girdim, takımlara seçildim…”

Birden yalan makinesinden tuhaf sesler çıkmaya başladı. “Yalan, yalan, yalan, yalan…’’

Makine delirmiş gibiydi. En sonunda, “susturun bu kızııı… Biraz daha yalan söylerse motorum patlayacakkk…” diye bağırıyordu.

Aslı ağlamaya başladı, hem korkmuş hem de yalanı ortaya çıktı diye utanmıştı. ‘’Özür dilerim anneee’’ diyerek hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

Annesi:

“Aslı gel yanıma, konuşalım, dedi. Bana her şeyi baştan anlat…”

Aslı tam gene yalanlar düşünürken, yalan makinesinin ona baktığını fark etti ve vazgeçti.

“Tamam, ben okulda başarılı değilim, ödevlerimi hep yarım bırakıyorum, proje ödevimi de yapmadım ve yıldızım da yok. Hatta öğretmenim bana çok kızdı. Ama zaten herkes bana kızıyor okulda, kimse beni istemiyor.”

Makineden hiç ses çıkmıyordu…

“Peki, sence bu söylediklerinin bir nedeni var mı?”

“Başlarda arkadaşlarımla aram iyiydi, derslerim de iyiydi ama şimdi arkadaşlarım bana güvenmediklerini ve yalan söylediğim için beni istemediklerini söylüyorlar. Ben de onlara kızdığım için okulu sevmiyorum.”

“Peki, bana neden doğruları anlatmadın?”

“Çünkü çok üzülecektin… Bir de, bir de o zaman bana ödül olarak oyuncak almazdın.”

“Hımm, anladım. Sanırım benim de hatalarım olmuş, şimdi fark ediyorum. Demek ki büyükler de hata yapabiliyor. Biliyor musun, okuldaki durumuna üzüldüm ama bana yalan söylediğine daha çok üzüldüm.”

“Söz, anne bir daha yapmayacağım. Ne olur affet beni.”

Annesi Aslı’ya sıkıca sarıldı. Onu çok sevdiğini ve ona dürüst olursa her zaman yanında olup, ona her konuda destek olacağını söyledi. Yalan makinesi olanları sessizce bir kenardan izliyordu.

O gece Aslı günlüğüne o gün yaşadıklarını şöyle anlattı:

Ben dersimi aldım. Bir daha yalan söylemek istemiyorum. Ne olur günlük bunu bana hep hatırlat. Ben dürüst bir insan olacağıma inanıyorum ve söz veriyorum.

Sizce, Aslı sözünde durabilecek mi? Bence duracak…