Vücudun temel yapısı olan omurga, çocuk yaşlarda gövdeye şeklini vermeye başlar. Yenidoğan bebeklerin anne karnındaki pozisyonları sebebiyle boyun, sırt ve bel bölgeleri yandan bakılınca yuvarlak iken omurgalarında ise henüz gelişmedikleri için hafif kamburluk görülür. Bebekteki vücut şekil bozukluğu kucağa alındığında düzelmiyor ya da yatış şekli değiştiğinde hala kambur duruyorsa, dikkat edin ve doktorunuza bir danışın!

Yetişkinlerde sırtta ve kuyruk sokumunda hafif kamburluk olması, boyun ve belde ise bir dereceye kadar çukurluk görülmesi normal sayılır. Vücut ergonomisi için çok önemli olan bu fizyolojik eğriliklerin ilk görülme yaşları çocuğun ilk ayağa kalkma yaşlarıdır.

Bebekler, çocuklar ve erişkinlerde ön ve arkadan omurganın dümdüz görünmesi, sağ ya da sol tarafa eğik olmaması gerekir.

Omurganın ilerleyen yaşlar da dahil erken teşhisi önem taşıyan rahatsızlıklarının başında skolyoz gelir.

Doğuştan gelen bir rahatsızlık olan skolyoz, çocuğun ana rahminde iken omurgalarının anormal oluşması veya birleşik kalması sonucu gelişebilen; ana etkenin genetik yatkınlık olduğu düşünülen bir hastalıktır. Henüz küçük yaşlarda görülen skolyoz, genellikle doğumsal problemlere bağlı olur ve hızlı ilerler.

Küçük yaşlarda görülen skolyoz tiplerine idiyopatik skolyoz ve bunun tipleri olan infantil (0-3 yaş) ve juvenil (3-10 yaş) skolyoz örnektir. Konjentinal denilen doğumsal skolyoz da yine çocuklarda görülen bir türdür. Küçük yaş skolyozu tedavi edilmezse akciğer ve solunum problemleri, kalp problemleri, ciddi kozmetik ve psikolojik sorunlara sebep olur.

Skolyoz tedavisinde erken teşhisin büyük önemi var. Erken teşhis omurgadaki eğriliği derecesi artmadan kontrol altına alabilmeyi sağlayabilir. Böylelikle hem ağrılı süreçler başlamadan hem de ameliyata gerek kalmadan hasta sağlına kavuşmuş olur. Ancak alınabilecek her önleme rağmen skolyozun ilerleme gösterebileceği unutulmamalıdır.

Skolyoz hastalığında saptanan bulgular, omurga diziliminde bozukluk, omuz dengesizliği, belde asimetri ve kalça kemiklerinin birinde öne çıkıklıktır. Küçük yaşta ortaya çıkan skolyoz tedavisi çocuğun yaşına, eğriliğin türüne ve yerine göre değişiklik gösterir. Tedavi seçenekleri ise gözlem, korse tedavisi ve skolyoz ameliyatı olarak üçe ayrılır. Omurga eğikliklerine göre 25 dereceye kadar gözlem yapılır; 25-35 derece arasında ise korse kullanımı tavsiye edilir. Omurga eğriliği 35-40 dereceyi aşarsa da ameliyat önerilir. 0-5 yaş arasındaki çok küçük çocuklarda korse uygulamak zor olduğu için genel anestezi altında yapılan düzeltme veya gövde alçıları tercih edilir.

50 derecenin üstündeki eğriliklerde en son tedavi yöntemi olan skolyoz ameliyatı uygulanır. Skolyoz ameliyatı iyileşme süresi en az bir haftayı bulur. Fiziksel kısıtlamaların olduğu bu dönemde çocukların ebeveynleri hastalığın bilincinde olmaları ve kontrol ederek takip etmeleri gerekir. Bu bilinçle ebeveynler genelde ameliyat ve sonraki tedavi süreçleri için çocuklarının evde oldukları tatil dönemlerini tercih etmelidir.

Ebeveynlerin skolyozu erken tanımaları, çocuğun bir uzman kontrolünde takibinin yapılması ve ameliyat sonrası bakım önemlidir. Hastalık sıklıkla ergenlik döneminde belirginleştiği için tedaviye başlamak ve tedavi sürecini de iyi dinlenerek, gözetim altında geçirmek gerekir.

Çocukların omurga sağlığı için dikkat edilmesi gereken bir başka konu, ağır sırt çantalarını minik bedenlerine yük etmemektir. Ağır sırt çantaları okul çağındaki çocukların gelişmekte olan eklemlerinde ve kaslarında zorlanmalara sebep olabilir. Yanlış duruş ve kendi ağırlığının taşıyamayacağı yükler çocuklarda sadece skolyoz değil, kas gerginliği, sırt ağrısı, bozuk yürüyüş, kamburluk, bel ağrısı gibi olumsuzlukları da doğurur.

Bel ağrısı şikâyetinin okul çağındaki çocukların yüzde 70’inde görüldüğünü gözlemlenmektedir. Özellikle üç kiloyu aşan okul çantaları çocukların omurga sağlığı için risk oluşturur. Ancak ağır çanta taşımanın skolyoz oluşturacağı ile ilgili kesin bir bilimsel veri de yoktur. Bu etken ancak artırıcı bir sebep olabilir.

 

www.drcagatayozturk.com