Uykusuzum. Altı saat ders anlatıp döndüğüm ofisimdeyim, lise yıllarında hani kafasını sıraya gömüp uyuyan öğrenciler olur ya, o haldeydim.

Yine bir sürü “Uyumayan çocuk, çocuklar gece niye uyanır? Uyku sorununa çözüm” gibi yazıları bir çırpıda okudum. Uyku ile ilgili kitapları atmıştım sabah çantama, bu kaçıncı kez yine baktım ilgili bölümlere. Oturdum düşünüyorum, başladım yazmaya ama çok uykum var, bu yazıyı tamamlayabildiysem okuyorsunuz demektir.

4,5 senedir uykusuzum. Yemeyen çocuk, konuşmayan çocuk, yürümeyen çocuk problemleri bir gün elbet düzeliyor ama bu uyumayan çocuk hep aynı kalıyor. Bildiğim, okuduğum öğrendiğim her şeyi en doğru şekilde yaptım. Uzmanlara da danıştım ama yok, uyumuyor.

Doğduğu günden beri böyle, hep az uyudu. Benim çocukluğumdaki gibi. Artık bu durumun genetik olduğuna eminim. Bu yüzden yapabilecek bir şey yok, zorlamıyorum ama sinir bozukluğu ve uykusuzluk ile baş etmek de oldukça zor gelmeye başladı. Kendimi iyi hissettiren ise arada konu ile ilgili bloglarda annelerin yazdıkları. Haa, bir gün düzeleceği umudu verdiği için değil benim gibi başkaları da olduğu için, en azından yalnız hissetmiyorum. Belki bu yazı da birilerine kendini iyi hissettirebilir.

Hafta arası 9 buçuk 10 gibi yatıyor tabii ki kendi yatağında, yanında benimle ya da babasıyla. İki yaşına kadar sadece benimle yattı. Artık canıma tak eden bir gün “Bugün babanla yatacaksın” dedim, önce ağladı ama sonra bir şekilde uyudu. Şimdi bir gece anne bir gece baba günü yapıyoruz. İki yaşında gündüz uykusunu tamamen bıraktı. İşkence gibiydi uyutmak o yüzden pek de ısrar etmedim. 18 aylık olduğundan beridir kitap okuyarak uyuyoruz, neyse ki çok seviyor. Kitap bitince bazı kitapları ezberlediği için “Şimdi ben okuyacağım” diyerek elimden alıyor ve okumaya başlıyor. Sonra tam ışığı kapatıyoruz ki bakın şu işe “Çişim geldi” diyor, oysa biraz önce yatmadan yapmıştı. Sonra geliyoruz yatağa yine ışığı kapatıyoruz bu sefer “Susadım” diyor. Suyu bir şekilde özellikle üstüne dökerek içiyor bu sefer üst baş değiştirme faslı başlıyor. Sonra her nasıl oluyorsa “Burnum aktı” diyerek peçete istiyor, burnunu temizliyor. Ardından “Babamı öpmedim” diyerek 50 kere öptüğü babasını çağırıp yine öpüyor, öpüyor, öpüyor…

Aklına bir oyuncağı düşüyor. “Anne, bul onu onunla uyuyacağım, bak söz uyuyacağım” diyor, inanıyorum. Işık kapanıyor artık açılmamak üzere, kararlıyım. Bu sefer başlıyor konuşmaya, anlatmaya. Bugün ne yaptıklarından, gördüğü bir rüyaya, bir masaldan bir oyuna bir sürü şey anlatıyor peş peşe. Devamında “Anne, komşu komşu huu oğlun geldi mi? diye sor ben de cevap vereyim” diyerek başlıyor oynamaya. Bu da bitince babasının öğrettiği ve söylemeyi çok iyi becerdiği tekerlemeleri sıralıyor. “Bir berber bir berbere… Dal sarkar kartal kalkar…Şemsi paşa pasajı…” “Artık bitti haydi uyuyoruz şimdi” diyorum, “Seni çok seviyorum anne” diyor, kızamıyorum. Bir saattir yataktayız, inanıyorum uyuyacak, bazen ben ya da babası ondan önce uyuyoruz.

Neyse, hadi uyudu diyelim. Gece saat üç “ Anneeee” diyen bir ses. Duvarlara çarpa çarpa kalkıyorum yanına gidip oturuyorum “Yanımda yat” diyor. Direnecek gücüm yok, “Biraz yatıyım diyorum”. Tam uyudu diye kalkıp yatağıma dönerken yine, “Anneee!!!”.

Sabah dersim var, karşıya geçeceğim, erken kalkacağım. Bu noktada artık “Haydi kalk, otur uyuma!!!” diye sinirleniyorum. Benden umudunu kesip babasını çağırıyor. Her gece bu böyle 2-3 kere gerçekleşiyor. Sabah ise hiçbirimiz dinlenmiş olarak kalkamıyoruz.

Uzmanlara göre bu bir uyku sorunu. Bizim kızınki korku ve endişeden oluyor. Neden uyuyamadığını ya da uyumak istemediğini sorduğumda “Gece yalnız olmaktan korktuğunu ya da kötü rüya görmekten korktuğunu” söylüyor. Gece lambası, güvenlik nesnesi bir oyuncak hepsini denedim. Her dört çocuktan birinde uyku sorunu olduğunu söyleyen uzmanlar, kâbusların çok normal hatta gerekli olduğunu iddia ediyorlar ama gel de bunu çocuğa anlat. Kâbuslarını anlattırıp duygularını dışa vurması için yardımcı olsam da uykuya direnmeye bir çözüm bulamıyorum. Endişeli çocukların gece korkularını tetikleyen televizyon, bilgisayar gibi faktörlerde yok hayatımızda. Öyle ki artık kolay ve endişesiz uykuya dalması için evdeki kameraları onu koruyan ve kötü şeyleri kovan birer aletmiş gibi göstererek fiction film bile yazmaya başladım. Geniz eti ve kulak ameliyatından sonra düzelir gibi oldu ama sadece yanından geçip gitmiş. Aynen devam uyumamaya, uykusuzluğa…

Üstelik bu yaşına kadar benden bir gece bile ayrı kalmadı. Hani öyle bırakıp bırakıp gittim de onu terk edeceğimden korkuyor durumu da yok. Benimle zaman da geçiriyor diğer çalışan annelere oranla. Bazı uzmanlar da akıllı çocukların daha az uyuduğunu iddia ediyor. Hadi buna inanayım da bari avunayım, yok yok ben biraz uyuyayım sadece.