Vücut ısısının uzun süre 40 derecenin üzerinde kalması kan dolaşımında ve bunun sonucu olarak tüm vücut dokularında sıvı ve tuz dengesini bozar; bu durum tüm organ fonksiyonlarını etkileyebilir; kalp ve sinir sistemi gibi yaşamsal organlardaki fonksiyon bozuklukları yaşamı tehdit eden sonuçlara neden olabilir.
Sıcak çarpması çoğunlukla yaşlılar, çocuklar, açık ortamlarda çalışanlar ve ağır spor yapanlarda görülür. Sıcak çevre ısısı ve buna eşlik eden nem sıcak çarpmasının etkisini arttırır. Vücuttan sıvı ve elektrolit kaybı artar; bu durumda vücuttan ısı kaybını engeller. Güneş altında bir araba içinde kapalı kalmak özelikle sıvı ve tuza kaybından etkilenen süt çocuklarında kolaylıkla sıcak çarpmasına neden olur. Yenidoğan bir bebeğin aşırı giydirilmesi de terlemeyle ısı kaybı olmadığından vücut ısısının hızla yükselmesine ve sıcak çarpmasına neden olabilir.
Sıcak çarpmasında belirtiler bulantı, kusma, yorgunluk, halsizlikle başlayabilir. Sıcağın olumsuz etkileri devam ettiğinde etkilenen organlara bağlı belirtiler ortaya çıkabilir. Nabızda artma, kan basıncında düşme, nefes almada zorluk, zaman ve yer oryantasyonunda bozukluk, havale geçirme sık görülen bulgulardır.
Sıcak çarpmasından şüphelenildiğinde hasta hızla ortamdan uzaklaştırılır; serin ve gölge bir alana yerleştirilir; üstündeki tüm giysiler çıkarılır; tüm vücuda varsa buzla soğuk uygulama yapılır. Ağızdan alabiliyorsa soğuk su içirilir; vücut ısısı 38 e düşünce soğuk tatbikat sonlandırılır. Hasta tedavisinin devamı için hastaneye yönlendirilir.
Sıcak çarpmasından korunmanın birinci yolu yaz aylarında 10-18 arası güneşten uzak açık alanlarda veya serin kapalı ortamlarda bulunmaktır. Özellikle yenidoğan ve süt çocukları olmak üzere aşırı giydirmekten kaçınmak gerekir; olası sıvı kaybı artışı nedeniyle sıvı alımına özen gösterilmelidir. Günün sıcak saatlerinde aşırı efor gereken aktivitelerden kaçınılmalıdır.