Her çocuğun muhakkak okulda girdiği sınavlar vardır. Her sınava girmeden önce de mutlaka içinde bir his vardır. Aslında bir değil, tam üç duyguyu yaşar içinde: Korku, tedirginlik ve heyecan… Bu duygular her sınavda vardır ve aynıdır. Sınav zor veya kolay olsun, çocuğun kalbi sınav bitmişse bile yerinden çıkmış gibi küt küt atar. Girdiği sınavın sonucunu öğrenmeden içi rahat etmez. İşte o gün, sınavın açıklanacağı gün gelip çatmıştır ve heyecan iki kat artmıştır. Hele bir de sınav sonucunda düşük bir not ile karşılaşılırsa, “eyvah, işte o zaman annelere evde çocuklarını yatıştırmakta başarılar!”
Aslında sadece çocuklar mı? Sadece çocuklar değil, aileler de bekler sınav sonuçlarını. Bazı ailelerde çocuklar değil, anne babalar çocuklarında eksik bulup dururlar. Yine o çocuklar şanslıdır. Bazı ailelerde o sınav notu ister 90, ister 95 olsun, ne fark eder? Çığlıklarıyla apartmanı ayağa kaldırırlar. Eh, bu tür durumlarda çocuklara ailelerinin ayaklarına kapanıp özür dilemek düşer.
Artık biliyorsunuz çocukların sınav heyecanını. Yani, aslında sınava girip çıkıp, sınav sonucu beklemekle olmuyor. Kısacası, sınav zor veya kolay olsun, fark etmez. Ailede bitmez sonuç gelene kadar korku, tedirginlik ve heyecan.