1980 yılında Pertevniyal Lisesini bitirdi. 1983-84 yılları arasında Marmara Üniversitesi Tatbiki Güzel Sanatlar Dekoratif Resim bölümüne devam ettikten sonra, 1985-92 yılları arasında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde, Resim okudu. Aynı anda gönlünü müziğe de kaptırınca, öğrenciliği sırasında çeşitli dergi ve gazetelerde yazmaya başladı. Müzik ve popüler kültür makalelerine, okul sonrasında da devam etti. Zamanının önde gelen gazete ve dergilerine düzenli olarak yazmasının dışında, bir dönemin ünlü rock müzik dergisi Stüdyo İmge’nin editörlüğünü yaptı. Yıllarca Cumhuriyet ve Milliyet gazetesinin de müzik yazarlığını üstlendi. TRT Radyo 3’te “Cazda Modern Kavramlar” adlı radyo programını ve NTV Radyo’da Rıza Okçu ile birlikte, “Dünyadan Sesler” programını yaptı. Tüm zamanlı babalık yapan Murat Beşer, arta kalan zamanlarında kitap okuyor, çeşitli yayınlarda yazılarını sürdürüyor, müzik organizasyonlarında görev alıyor, Rusya’nın Sesi Radyosu’nda (Radyo Kuzey) “Caztronika” adında bir program yapıyor…
Kaç yaşında baba oldunuz? Planlı mıydı?
48. Evet, istediğimiz ve düşündüğümüz bir dönemde gerçekleşti.
Öğrendiğinizde ne hissettiniz, yakınlarınıza ne zaman, nasıl söylediniz?
Şaşkınlık dışında hemen her güzel duyguyu hissettim. Bir iki hafta içinde de öğrenmesi gereken herkese, (kimilerine telefonla, kimilerine yüz yüze) söyledim.
Eşinizin hamileliği sizi zorladı mı?
Eşinizin bazı işleri bir süre sonra yapamıyor olması, hatta en basit hareketlerde bile ona yardımcı olmanızın gerekliliği, zorlanmadan ziyade aradaki bağı güçlendiren bir şey olarak vazife görüyor. Öyle görüp, hissettiğim için zorlanmadım diyebilirim.
Onu ilk gördüğünüzde ne hissettiniz?
Ne çirkin şey dedim.
Evde altları kim değiştirir?
Bu konuda rakamsal olarak eşimin gerisinde olsam da, hatırı sayılır bir performansa sahibim.Alt değiştirmekten, üst değiştirmeye, yıkamaktan uyutmaya; bir dizi faaliyette hiç fena sayılmam.
İsme nasıl karar verdiniz? Ne oldu?
Bu kararı tamamen eşime bıraktım. Bu hakkın öncelikle kadınlara ait olması gerektiği görüşündeyim. Eşim sevdiği bir şiirin etkisiyle ve kendi doğduğu aydan esinlenerek Temmuz adında karar kıldı.
İş ve sosyal hayatınız nasıl etkilendi?
Olumsuz anlamda etkilemesine elimizden geldiğince izin vermemeye çalıştık. 9–6 çalışmadığım, zamanı kendim kullanarak çalıştığım ve her sabah 5–6 gibi ayakta ve masabaşında olduğum için işimi az etkiledi. Ancak sosyal hayat konusunda tablo biraz değişik.Her toplantı, buluşma ve görüşmeyi kolayca kabul etmemem, eve erken kaçmalarım, dışarda geçen zamanın bitmesini bir an evvel istediğimi arkadaşlarıma hissettirmem her ne kadar çevremde anlayışla karşılansa da, sosyal hayatımı bu anlamda etkiledi. Ancak diğer yandan çocuğumuz 5 aylıkken onu sırtımıza vurup Çad Yaylası’na çıktığımızda bize siz çıldırmışsınız dediler.
Nasıl bir baba olacağınızı düşünüyordunuz? Oldu mu?
Eve sadece para getiren bir herif görüntüsünün uzağında bir baba. 48 yıla rağmen, çocuğuyla yaş farkı olmayan bir baba. İlki evet, ikincisi için henüz erken.
Eş-dosttan giysi/oyuncak aldınız mı?
Aldık, hiç gocunmadan aldık. Bunu savunarak aldık. Ayrıca küçülenleri de sonradan ihtiyacı olanlara dağıttık. Tüketim toplumunun girdabında bir aile değiliz.
Bebeğinizin bakımına kimler yardım etti?
Başlangıçta hiç kimse. Tüm zorluklarına katlanarak, özellikle aileleri bu işten uzak tuttuk. Kendi doğrularımızla ve baş başa çocuk yetiştirmeye inanıyoruz. Kendimize de inanıyoruz. Şimdi bize inanan ve bizim doğrularımızla hareket eden, çocuğumuza televizyon seyrettirmeyen, patates kızartması, şeker ve çikolata yedirmeyen yabancı bir bakıcımız var.
Kendinizi babanızla kıyaslasanız?
Babam başka bir dönemin, başka koşullarda yetişmiş, başka bir kültürün insanıydı. Dünyanın en iyi insanıydı, ama babalık konusunda sınırları toplum tarafından çizilmiş bir havuzun dışına çıkmazdı. Zaten işi itibarıyla çıkacak durumu da yoktu. Emeğini satan, dürüst bir adam olarak bana bıraktığı mirasın değeri paha biçilmez. Eğer tüm farklara rağmen, ben de çocuğuma aynı mirası bırakabilirsem, kendimi bir konuda babam kadar başarılı hissedeceğim.
Kendi tarifiniz bebek/çocuk yemekleri varsa anlatsanıza…
Tam buğday ekmeğinin içini tabağa doğrayın, hakiki keçi peynirini ufak parçalara ayırarak ilave edin, bakkaldan alınmamış endüstriyel olmayan bir yumurtayı sera olmayan bir domatesle tavada çırpıp pişirerek hepsini karıştırın. Afiyet olsun.
Çocukla beraber hayatınızda ve sizde neler değişti?
Günümü yeni bir iş planına göre revize ettim. Zamanı şimdi eskisine göre biraz daha farklı kullanıyorum. Bir de “Ben” sözcüğünü daha az kullanıyorum.
Çocuğunuzla beraber neleri yapmaktan zevk alıyorsunuz?
En çok konuşmaktan. Bildiğimiz anlamları olmayan, ama bir şey ifade de edebilen özel sözcüklerimiz var. Özel bir dilimiz var.
Çocuğunuzun sevmediğiniz huyu?
Müzik amfisinin power tuşuyla oynayarak, sürekli açıp kapaması.
Deneyimlerinize dayanarak babalara ve adaylarına önerileriniz var mı?
Bencillik kapı dışarı; her konuda…
Babalık neymiş?
Daha önce bildiğimiz her şeyi yeniden tarif etmekmiş…
Güzel bir söyleşi olmuş.
Bence de söyleşi müthiş. Temmuz hanıma sevgiler.