Belirsizliklerle dolu, rekabetçi bir dünyada ebeveynler çocuklarının hayatına sürekli müdahil olup onlara hayatta verilebilecek tüm avantajları verme isteğiyle yanıp tutuşabiliyor.
Bu yaklaşım gerek gelişim uzmanları gerekse öğretmenler tarafından pek onaylanmıyor. Bu tip ebeveynlere “helikopter ebeveyn” diyorlar. Zira çocuklarının güvende ve mutlu olduğundan emin olmak için hiç yorulmadan üzerlerinde uçan bir helikopter gibiler. Yüzeyden bakıldığı zaman bu çok da mantıklı görünüyor.
Hara Esrtoff Marano’ya göre (A Nation of Wimps: The High Cost of Invasive Parenting yazarı) bu tip ebeveynler çocuğun gelişimi üzerindeki etkilerini abartıyorlar.
“Ebeveynler çocuğun yetkin olma isteğine ve doğanın bir gelişim yolu oluşturacağına güvensizler” diyor Hara.
Tuffts Üniversitesi’nden çocuk psikologu David Elkind’e göre (The Power of Play: How Spontenaeous Imaginative Activities Lead to Happier, Healthier Children yazarı) hele ebeveynler bunu kendi ertelenmiş düşlerini çocukları üzerinden gerçekleştirmek için yapıyorlarsa durum daha da vahim.
Büyümekte olan çocukları sürekli stresten korumaya çalışmak veya kendilerini güvende hissetmeleri için her zaman size ihtiyaçları olduğunu düşünmek, uzun vadede onlara zarar verebiliyor.
Chicago State Üniversitesi’nden Michelle Givertz, yüzlerce genç erişkin ve ebeveyn gruplarında yaptığı çalışmadan şu sonuca vardığını söylüyor: Fazla korumacı ebeveynlik depresyona eğilimli, amaçsız, kişisel yeterliliği az bireyler oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle bu gençler hedeflerine ulaşmak için bir plan oluşturamıyorlar. Çocuklarının küçük küçük sorunlara toslayıp uyum stratejileri geliştirmesine fırsat vermeyen ebeveynler, kendine güvensiz çocuklar yetiştiriyorlar.
Emek harcamadan ebeveynlerinden ihtiyaçları olan herşeyi elde eden çocuk, “herşeyi hakediyorum ancak istediğime ulaşacak yeteneklere sahip değilim” diye düşünmeye başlıyor ve gerçek dünya onlara bu yaklaşımı göstermediğinde derin hayal kırıklığına düşebiliyor.
Marano’nun önerisi, biraz az ebeveynlik yapmak. Çocukların basit sorunlar karşısında mücadele etmesine izin vermek. Azıcık geri çekilip, orada olduğunuzu, ancak düştükleri zaman kendi başlarına ayağa kalkabileceklerini göstermek. Onların kendi güçlerini bu şekilde içselleştirmelerine yardımcı olmak.
Ne yapalım? Bırakalım çocuklarımız ufak hayal kırıklıkları yaşamayı öğrensin.
Kendi sorunlarını çözsünler.
Biz de orada, onları duyduğumuzu ve moral vermek için yanlarında olduğumuzu hissettirelim.
Bir engel çıktığında bunu yenebilecek güçleri olduğuna güvenelim.
Son söz Givertz’den: “Ebeveyn olarak görevimiz çocuklarımızın kendine yeterli bireyler olmasını sağlamaktır.”