Geçtiğimiz hafta yayımladığımız yazının ilk bölümünü okumak için tıklayınız.
Kardeşiniz büyüdükçe ve hareketlendikçe, iş daha yorucu hale gelir. Bu sefer başınızda sadece kıskançlık yok, bir de onu idare etme işi başlıyor. Sizi bazen kızdırır, bazen üzer, çünkü hem anne ve babanızı hem de eşyalarınızı elinizden almaya çalışıyordur. Ortada bir sürü kalem varken o sadece elinizdekini almaya çalışır. Üzülmesin diye elinizdekini ona verir, siz başka kalem alırsınız, bu sefer o yine elinizdekine saldırır. Ama biliyorsunuz ki o aslında sizi sevdiği ve taklit etmek istediği için bunu yapıyorur. Ablam ne yapar, ne seçer ve ne alırsa doğrudur diye düşünür kardeşiniz. Yaptığınız her şeyi taklit eder. Çoğunu yapabiliyordur artık, yapamadıklarını ise, siz öğretirsiniz ve inanın öğretmek çok eğlenceli. Size saygı duyduğunu ve hissedersiniz. Ben kendimi bu durumlarda yaşımdan daha büyük hissediyorum.
Bebek kardeşi olanlara duyurulur, küçük bir kardeşe sahip olmak, asıl kardeşiniz 2 yaşını bitirince daha zevkli oluyor. Beraber oyun oynamaya başlarsınız ve hayat çok daha eğlenceli hale gelir. Kardeşim bazen eziyet eder, pardon, bazen dediğime bakmayın çoğu zaman eziyet eder. Ama ben buna da çare buldum, bazen yapmak istediğim yaramazlıkları ona yaptırıp çok eğleniyorum. Ben büyük olduğumdan annem ve babamın bana kızabileceği davranışları kardeşim yaptığında, o küçük olduğundan ona kızamıyorlar ve ben de yaramazlıkları ona yaptırıp çok eğleniyorum. Kaan yaramazlık yaparken, onunla suç ortaklığı yapmak da çok eğlenceli.
Anneme söylemeyin ama salonda scooter bindim, çünkü Kaan istedi. Ben de bu fırsatı değerlendirip eğlendim. Akşamları kardeşimle özel oyun, kitap okuma, meyve yiyip çizgi film izleme saatlerimiz oluyor, inanın çok eğlenceli. Bazen Kaan olmasaydı sıkıntıdan patlardım diye düşünüyorum. Özellikle anneniz benimki gibi yoğun bir işte çalışıyor, anne ve babanız zaman zaman gergin olur, bir de üstüne yeni bir eve taşınıyorsanız, sizinle eskisinden daha az oyun oynamaya başlarlar. İşte o zamanlarda, kardeşinize çok ihtiyacınız olur. O size, siz de ona güvenirsiniz ve birbirinize destek olursunuz.
Tabii ki küçük bir kardeşe sahip olmanın zor ve sıkıcı yanları da var. Mesela, annem ve babamla aynı anda dışarıya çıkıp bana özel bir gün yaşayamıyoruz. Annemi paylaşmak zor olabiliyor, ben annemi isterken Kaan da anne diye tutturuyor. Annemin o anlarda çok çaresiz olduğunu hissediyorum ve gergin gergin benden bir tane daha kopyalasak diyor ve tam anlamıyla ne benim ne de kardeşimin yanında olabiliyor.
İşte, annem sinirli olduğu zamanlar kardeşime kızıyorum. Ailem bazen benim çocuk olduğumu unutup benden kardeşimle ilgilenmemi bekliyorlar ve benim de bir çocuk olduğumu ve benim de ilgi beklediğimi unutuyorlar. Onları uyardığımda bazen işe yarıyor, bazen de yaramıyor. Alın size bir örnek daha, Kaan çikolata yerken mutlaka benimle paylaşır ama salatalığa ikimiz de bayılmamıza rağmen benim yememe izin vermez. “O benim, o benim” deyip elimden alır mutlaka.
Annem bana gizli gizli veriyor salatalığı, ama ben gizli yemek istemiyorum, çizgi filmimi izlerken keyifli keyifli yemek istiyorum. Ama merak etmeyin, ben buna da çare buldum, bunu bir oyuna çevirip masanın altında gizlice salatalığımı ısırıyorum, sonra kafamı kaldırıp Kaan’a baka baka çiğniyorum. O anlamıyor ağzımdakinin salatalık olduğunu. Buna bir oyun gözüyle bakarsanız eğlenceli oluyor. Ama ödev yapmaya çözüm bulamadım. Ödev yapacağım kitabı “Ben de ödev yapacağım” deyip elimden almaya çalışıyor. Başka kitap veriyoruz annemle ama o illa benimkini istiyor. Bazen kardeşim yüzünden ödevlerimi bile gizli yapmak zorunda kalıyorum. Çello çalıyorum, o benim diye atlıyor üzerine, satranç oynuyorum ben de oynayacağım diyor, taşların yerlerini değiştiriyor. İnatçılık yapıp benim ödevimi yapmamı, dışarıda gezmemizi engellese de inatçılığı bazen işime yaramıyor değil. Çalışmak istemediğim zaman benim için bahane oluyor bu davranışları, ama bazen de gerçekten çok kızıyorum. Galiba ben bu küçük beyefendinin rol modeliyim. İşte, o yüzden elimdekileri alıyor, yoksa ne için alsın ki… O daha küçük ve ben bunu biliyorum.
Kaan’la her geçen zamanda daha çok eğleneceğimizi, daha çok anlaşacağımızı biliyorum, onu çok seviyorum ama yine de bazen onsuz bir hayat nasıl olurdu, onsuz 1’inci sınıf, 2’nci sınıf, 3’üncü sınıf nasıl olurdu, onsuz annem ve babam nasıl olurdu merak ediyorum.
Kaan bir gün büyüyüp bu yazdıklarımı okuduğunda ona söylemek istediğim tek şey var: Seni çok seviyorum kardeşim.