Son bir ayda influenza Tip A virüsünün neden olduğu enfeksiyon yaygın olarak görülmektedir. Halk arasında grip ve soğuk algınlığı olarak da tanımlanabilen hastalık sıklıkla düşürülemeyen yüksek ateş, inatçı öksürük ve burun akıntısı ile seyreder. Daha az sıklıkla eklem ve kas ağrıları, baş ağrısı, halsizlik, nadiren ishal ve kusma şeklinde görülebilir. Ateş ve öksürük yakınmaları 5-6 güne kadar uzayabilir, Enfeksiyon etkeni bir virüs olduğu için antibiyotik kullanmayı gerektirmez. Tanı koymak için gerektiğinde burundan alınan salgı örneklerinden test yapılabilir.
Hastalık süresince bol sıvı almak, yemekleri küçük öğünler şeklinde almak, evde istirahat, serin bir oda, kendimizi iyi hissettiğimizde açık havada dolaşmak ve C vitamini içeren meyveler destekleyici tedavi olarak kesinlikle yararlıdır. Yüksek ateş (> 38.5) olduğunda öncelikle giysiler çıkarılmalı, ılık soğuk arası bir duş yapılmalı veya gövdeye 5 dakika süreyle ıslak tülbent sarılmalı. Buna rağmen ateş düşmezse ateş düşürücüler kullanılmalıdır. Burun tıkanıklığı ve öksürük için öncelikle oda ısısı geceleri 18, gündüzleri 20 derecenin altına düşürülmeli, odanın nemi %50-60 civarında tutulmalıdır. Bu koşullarda burun tıkanıklığı ve öksürük devam ettiğinde ilaç kullanılabilir.
Enfeksiyonun yayılmasını önlemek için hasta bireyler toplumdan uzak tutulmalıdır. Hasta çocuklar okula gönderilmemeli, kapalı alanlarda bulunmamalıdır. Nüfus yoğunluğunun fazla ve halka açık yeşil alanların az ve kaldırımların yürümeye elverişli olmadığı İstanbul’da enfeksiyonun hızla yayılması kaçınılmazdır. İnfluenza 6 ay altı çocuklar ve 65 yaş üstü yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar için tehlikeli olabilir. Bu nedenle bu grup, enfeksiyon etkeninin bulunduğu ortamdan uzak kalmalıdır. Evde başka bir hasta varsa mümkünse uzaklaştırılmalı, zorunlu koşullarda ağız ve burnu kapayan maskeler kullanılmalıdır.
İnfluenza ölümcül bir hastalık değildir ve korkulmamalıdır. Önemli olan uygun koşulları sağlayarak bulaşma sıklığını azaltmak ve risk gruplarını özellikle korumak olmalıdır. Kronik hastalığı olanlar ve 65 yaş üstü yaşlılar mümkünse aşılanmalıdır.
Tüm yazılar gibi çok güzel ve aydınlatıcı, teşekkürler.