Türkiyeli Gençler Anlatıyor: Sözlü Tarihin Geçmişle Yüzleşme, Toplumsal Uzlaşma ve Demokratikleşmeye Katkısı adlı iki yıllık sözlü tarih çalışmasında Diyarbakır, Muğla ve Berlin’de gençler kendi hikayelerini anlattı.
Tahayyül sözcüğüne birkaç ay önce Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Leyla Neyzi’ nin sosyal medyadaki sayfasında 2011 yılından beri yürüttüğü Sözlü Tarih çalışmasının başlığını paylaşmasıyla ben de bir tarihçi adayı olarak bana tanıdık gelen bu sözcüğün anlamına bir daha baktım. Tahayyül Arapça kökenli bir kelime olup ‘hayalde canlandırma, imgeleme anlamına gelmektedir. Hatta Yahya Kemal Beyatlı “Kapıları yeşil sabahlara açılan sıcak tahayyüllerle dolu yaz geceleri…” diye dizeler yazmış. Ama bizim Diyarbakırlı gençler Beyatlı gibi sıcak tahayyüllerle dolu yaz geceleri yerine, sıcak yaz gecelerinde uyudukları damlarında (evlerinin terası) yapılan sıcak silahlı çatışmalardan kazayla ölmemek için kendilerini nasıl içeri attıklarını ve ondan sonra yıllarca yaşadıkları acıların tahayyülünü anlatıyorlar bu çalışmada…
Çünkü, bu çalışmada yer alan Diyarbakır’dan Ali (35 yaşında) ”Çocuklar onu yaşıyorlar. Ebeveynlerinin anlattıkları hikayeleri sanki başlarından geçmiş gibi yaşıyorlar aslında” diyerek bize bugünkü Türkiyeli gençlerin tahayyüllerini en iyi şekilde açıklıyor.
Projenin içeriği ve amacı hakkında şöyle bilgi veriliyor: Projenin ana konusu Türkiyeli gençler. Türkiye toplumunun çoğunluğunu oluşturan, seslerini yeterince duyuramayan, yetişkin toplumu tarafından kısaca alınmış ama geleceğimizi yönlendirecek kesim. Projenin amaçlarından biri, Türkiye’ de sözlü tarihin kitlelerle buluşmasını sağlamak ve toplumdaki çatışmaların çözümüne katkıda bulunmak. Sözlü tarih, insanların tarihin öznesi olduğu ve geçmişe dair algı ve anlatılarının ciddiye alınması gerektiği varsayımından yola çıkar.
Türkiyeli gençlere yönelik karşılaştırmalı bir bakış açısı için ve son yıllarda ülke gündemine oturan doğu ve batı arasında yükselen algısal duvar ve çatışmalar göz önüne alınarak proje kapsamında doğudan bir il (Diyarbakır) ve batıdan bir il (Muğla) seçilerek bu iki ilde çoğunluğu yirmili yaşlarında farklı ekonomik sınıflardan, farklı kimliklerden, kent ve kırsal kesimden kadın ve erkeklerde sözlü tarih görüşmeleri yapıldı. Ek olarak Avrupa’da bir metropolde de (Berlin) Diyarbakır ve Muğla kökenli gençlerle görüşüldü. Proje kapsamında 100 gençle toplam 200 görüşme yapıldı.
Bu görüşmeler, gençlerle kendilerinin ve ailelerinin geçmişini nasıl hatırladıkları, yaşadıkları dönemi nasıl algıladıkları, eğitim ve çalışma deneyimleri, gündelik hayatları ve toplumsal meselelere yaklaşımları gibi konular üzerine yapılan sohbetlerden oluşuyor.
Bu güzel sözlü tarih çalışmasının sergi açılışı 30 Kasım akşamı Hamursuz Fırın’da yapıldı. Bu güne kadar ki bütün sergilerden farklı çünkü buradaki bütün yazılan ve anlatıların hepsi gerçek. Üstelik kapının girişinde alacağınız sarı zarfın içine sarı ve mavi kağıtlara yazılmış hikayelerden istediğinizi alabilirsiniz. Yani bu sergi size gerçekleri yanınızda götürme fırsatı da veriyor.
Ayrıca sergi mekanı Hamursuz Fırın adını güzel bir hikayesi olan Hamursuz Bayramından alıyor. Bu bir Yahudi bayramı ve festivali. Mısır’ da kölelikten kurtarılan antik İsrailli’lerin göç hikayesini anar. Umarım Hamursuz Fırını Tahayyül ve Karşılaşmalar Arasındaki çalışmayla bu ülkedeki insanların düşünce köleliğinden kurtulması için de bir adım atılmasına vesile olur.
Yakın bir zaman önce Murathan Mungan’ın bir söyleyişinde “Eğer siz kendi hikayenizi anlatmazsanız birileri gelir size hikayenizi anlatır” dediğini hatırlayıp bir kere daha Leyla Neyzi’ye ve bu çalışmada emeği geçen herkese teşekkür ediyorum Türkiyeli gençlerin hikayelerini kendilerinin anlatmalarına vesile oldukları için.
Türkiyeli Gençler Anlatıyor: Sözlü Tarihin Geçmişle Yüzleşme, Toplumsal Uzlaşma ve Demokratikleşmeye Katkısı’ isimli proje, Stiftung Mercator, İstanbul Politikalar Merkezi, Açık Toplum Vakfı, Global Dialogue ve Heinrich Böll Stiftung tarafından desteklenen bir Sabancı Üniversitesi projesi.
Proje Yöneticisi: Leyla Neyzi, Proje Asistanları: Haydar Darıcı, Adnan Çelik, Nora Tataryan, Seda Doğan. Görsel ve İşitsel Prodüksiyon: Sibel Maksudyan. Metin Düzelti: Erim Şerifoğlu, Web Programlama ve Uygulama: Elmas Deniz & Can Candan. Sergi Prodüksiyon: Murat Fesih Avcıbaşı. Fotoğraf: Sibel Maksudyan, Ahmet Öğüt. Sergi ve Grafik Tasarım: Future Anecdotes, Küratör: Önder Özengi
Sergi kapsamında 5 Aralık saat 18:30’da projeyi gerçekleştiren ekibin katılacağı bir söyleşi ve 26 Aralık saat 18:30’da Diyarbakır ve Muğla’dan gençlerin de katılacağı bir panel düzenlenecek.
Pazartesi günleri hariç 30 Kasım -29 Aralık 2012 tarihleri arasında her gün 10:00 ile 19:00 saatleri arasında gezilebilir.