Gebelik gelişiminde 35. hafta

Bebeğin başından poposuna olan uzunluğu yaklaşık 33 cm’ye, toplam uzunluğu 46 cm’ye ulaşmıştır. Ağırlığı ortalama 2500 gram’dır.

Bebeğin cilt altında yağlanması ve kilosu artmaktadır. Bu hafta cilt altı yağ tabakası kolları ve bacakları kaplar. Bu tabaka, vücut ısısının korunmasına yardımcı olur. Erkeklerde testisler aşağıya inişini tamamlar. İşitme duyusu tamamen oluşmuştur. Bu haftadan itibaren doğan bebekler için dış ortamda genelde çok ciddi sorun oluşmaz ve yaşarlar uzun dönemde de bir sağlık problemi yaşamazlar. Bebek zamanının büyük kısmını yeni doğduğu dönemde olacağı gibi uyuyarak geçirmektedir. Bebeğin gelişimini en son tamamlayan akciğerleri de artık gelişimini tamamlamaya çok yakındır.

Fetüs, rahim içinin büyük bir kısmını kaplar. Hareketlerinde biraz azalma olabilir. Gebe izleme sürecinde bu haftalarda 1-2 haftada bir kontroller ile anne ve bebeğin iyilik hali değerlendirilir. Gerektiğinde NST (non stres test) uygulanır. Bu test, bir yandan bebek kalp seslerini kaydederken, diğer yandan rahmin kasılmalarını kaydetmektedir (bu iki kayıt için anne adayının karnına iki adet prob yerleştirilir). Bu test ile bebeğin o andaki iyilik hali tespit edilir. Testin ortalama süresi 20 dakikadır; ancak özellikle test sırasında bebeğin uyuyor olması durumunda test uzatılabilir veya bir süre sonra tekrarlanabilir. Ayrıca ultrason ile bebeğin amniyos sıvı miktarına bakılır. Bunların ikisinin de iyi olması durumunda anne adayına bebek hareketlerini takip etmesi hatırlatılarak bir-iki hafta sonra kontrole çağrılır. Suyunun gelmesi (amniyon zarının yırtılması-vajenden bardaktan boşanırcasına anne adayının durduramayacağı şeffaf bir su gelişi durumu), sancılarının sıklaşması, bebek hareketlerinin azalması (24 saat içinde 10 defa veya yemekten yarım saat sonra sessiz bir odada 1 saat içinde 2-3 defadan az) ve anne adayının anlam veremediği bir durumda bir haftayı beklemeden acilen hekime ya da hastaneye başvurulmalıdır. Bu haftalarda doğum sancıları başlasa da artık özel durumlar dışında sancılar durdurulmaya çalışılmaz. Çünkü bu haftadaki bebekler çoğunlukla rahim dışında kendi başına veya çok küçük bir destekle hayatta kalabilecek kadar gelişimlerini tamamlamıştır.

Bu zamana kadar ters duran (makat geliş) bebekleri büyük kısmı artık baş gelişe dönmüştür. Dönmeyen yaklaşık %4 hastanın bebeğin baş gelişe dönme ihtimali azalmıştır. Bunların çoğu sezaryen ile doğum yapacaktır.

Rahmin mide ve akciğerlere basısı giderek anneyi zorlar yemek sonrası daha belirgin olmak üzere solunum sıkıntısı, yemekle ilgili yakınmaları artar. Az az sık sık yiyerek, sıvıyı yemek aralarında alarak ve göğüs kafesi yüksekte dinlenerek bu haftalar geçirilmelidir. Daha sonraki haftalarda önde gelen kısım ki çoğunlukla baş kemik çatıya girer ve rahimin üst sınırı aşağı düşer bu anneyi biraz rahatlatır.

Bu haftalardan itibaren doğumun gerçekleşeceği sağlık kuruluşunu görmek, odaları, bebek odası ile bebek yoğun bakım ünitesi hakkında bilgi almak aile için bilgi ve rahatlama getirir.

Gebelik gelişiminde 36. hafta

Bebeğin başından poposuna olan uzunluğu yaklaşık 34 cm, boyu 46 cm ve ağırlığı yaklaşık 2700 gram olmuştur.

Gebeliğin son ayına girilmiştir. Fetüsün gelişim süreci akciğerlerinin olgunlaşmaya devam etmesi dışında büyük oranda tamamlanmıştır. Ancak, rahimde geçirdiği her gün kendi başına nefes alma şansını daha da artıracaktır.

İç organların gelişimi hemen hemen tamamdır. Böbrekler oluşumunu tamamlamış ve karaciğeri de safra üretimine başlamıştır. Bebeğin bedenini saran yağ dokusu artmaktadır. Cildi pürüzsüz hale gelmiştir. Bu haftalarda NST (non stres test) ve bebeğin amniyos mayinin durumuna bakılarak bebeğin iyilik hali değerlendirilir. Kilo artışının devamına bakılıp hala rahim içinde işlerin yolunda olduğu belirlenir. Bebeğin boynuna kordon dolanması olup olmadığına bakılır. Kordon dolanması hamileliklerin yaklaşık %20-25’inde doğum esnasında görülebilir. Anne karnında dopler ultrason (kan akımlarının izlenebildiği) ile boyun etrafında kordonun görülmesi ile tanınır. Bir kısmı ise ancak doğum sırasında fark edilmektedir.

Kordon dolanması sıklıkla doğum sırasında ciddi bir probleme yol açmaz. Ancak saptanması halinde doğum süreci yakından izlenmelidir. Birden çok dolanma varsa veya kordon normalden kısa ise (normal boyu 50 cm’dir) normal doğum sırasında bebeğin başı aşağı doğru inerken kordon gerilip sıkışabilir ve bebeğe giden kan azalacağından bebeği sıkıntıya sokabilir( fetal distres). Bu durum nadiren de olsa bir defa kordon dolanması olan ve kordon boyu normal olan bebeklerde de gözlenebilir. Kalp atışlarında bozulma devam ederse bebeğin sezaryen ile doğurtulması gerekebilir.

Bu haftanın başında rahim artık en yüksek konumuna ulaşmıştır. Akciğerlere, mideye yaptığı baskı iyice artmıştır. Ancak bu haftanın sonlarına doğru anne adayları karınlarının üst taraflarında ciddi bir rahatlama hissederler, karınları aşağı doğru yer değiştirmiştir. Artık nefes almak daha kolaydır, mide yanması şikayetleri, kaburgalarda hissettikleri acı azalmıştır. Bunun nedeni özellikle ilk hamileliği olan kadınlarda leğen kemiklerinin (pelvis kemikleri, doğum yolu) iyice gevşemesi ve hazırlık sancılarının etkileri ile bebeğin kafasının doğum kanalına girmesidir. Bu olaya ‘angajman’ denir. Bu şikayetlerin azalması yanında yürümede zorlanma artar ve doğum kanalına inen bebek başının idrar torbasına (mesane) baskı yapmaya başlaması nedeni ile hamileliğin ilk haftalarında olduğu gibi sık idrara çıkma şikayeti gözlenir. Anne adayları gece rahat uyumalarına izin vermeyecekkadar sık idrara çıkma ihtiyacı duyabilirler. Bu durumu azaltmanın yolu yatmaya yakın sıvı alımını kısıtlamaktır.

Doğum 37 hafta ile 42 hafta arasında herhangi bir zamanda gerçekleşebilir. Anne adayları bu hafta itibari ile her an doğuma hazır olmalıdırlar. Bu hafta itibari ile anne adaylarının doğumuna 4 hafta kaldı. Daha önce sezaryen ile doğum yapanlar için bu süre yaklaşık 1,5 -2 hafta daha kısadır. Eski sezaryenli anneler genel olarak 38 haftadan sonra planlanarak sezaryen ile doğurtulur. Bu haftadan sonra, anneye fiziksel olarak rahatsızlık vereceğinden ve bebeğe enfeksiyon bulaştırma ihtimali ile doğum ağrılarını tetikleyebileceğinden cinsel ilişki yasaklanır.