Füsun Aydınlık, uzun yıllar televizyon reklamı yapımcısı olarak çalıştıktan sonra büyükşehrin keşmekeşinden kaçarak, oğlu Sinan’ı daha doğal bir atmosferde büyütebilmek, fotoğrafçılık ve resme daha fazla zaman ayırabilmek için küçük bir kasabaya yerleşmeye karar verdi. Şimdilerde Ayvalık’ta zamanının çoğunu oğlu Sinan’a ve birbirinden güzel motiflerle birer sanat eseri haline getirdiği taşlara ayırıyor.
Kaç yaşında anne oldunuz? Planlı mıydı?
40 yaşında anne oldum, planlı değildi, zira aşkın yalın haliydi… Hem 7000 km uzaklıkla debelenen romantik bir ilişkiydi hem de ben kendimi anne olmak için çok yaşlı sanıyor ve korunmuyordum.
Öğrendiğinizde ne hissettiniz, yakınlarınıza ne zaman, nasıl söylediniz?
Öğrendiğimde inanamadım. Köydeki evimde tek başımaydım ve 2 gün boyunca gebelik testine bakarak yattım, kalktım, elimde ya da cebimde onunla gezdim. Bir türlü inanamadım. Kafam çok karıştı ve içten içe ilk haber vereceğim insanın beni destekleyecek biri olmasını planladım. Bu kişi babası değildi, zira çok uzaktaydı ve birlikte bir hayat paylaşmıyorduk, ona söylemeden önce karar vermeliydim. Önce en yakın arkadaşıma, sonra ağabeyime ve karısına söyledim, sonra da babasına.
Hamilelik nasıldı?
Başında iyiydi, sonuna doğru çok zorlaştı. Tek başımaydım, üstelik kedim ve köpeğim de vardı. Yer yatağımdan kendi başıma kalkamadığım günlerde kanamam da başladı. Önce arkadaşımda kaldım, son iki haftamı da hastanede geçirdim. 7 buçuk ayın sonunda bebeğimi doğurdum.
Onu ilk gördüğünüzde ne hissettiniz?
Çok güzeldi, dünyanın en güzel bebeğiydi. Sonradan öğrendim ki meğer her evde dünyanın en güzel bebeğinden bir tane varmış 🙂 (Çin Atasözü)
Evde altları kim değiştirirdi?
Ben ve bakıcı
İsme nasıl karar verdiniz? Ne oldu?
“Sinan” hem Mimar Sinan’a hayranlığımdan hem de nedense aklımda esmer yakışıklısı adı olarak kaldığından (sorumlusunu hatırlamıyorum 🙂 ) en ön sırada idi… Babası da sevince ve kendi dilinde sevgili, sevilen anlamında sesdeş bir karşılığı olduğunu söyleyince karar verilmiş oldu.
İş ve sosyal hayatınız nasıl etkilendi?
5 ay çalışmadım. İşimin ortağıydım ama gene de işe dönmem gerektiği için Sinan 5 aylıkken çalışmaya başladım. İş hayatım nasıl etkilendi hatırlamıyorum, zira ortaklarımdan çok büyük destek gördüm ama sütüm 1 ay içinde kesildi.
Nasıl bir anne olacağınızı düşünüyordunuz? Oldu mu?
İyi bir anne olacağımı düşünüyordum tabii ki 🙂 İlk 6 senemin (çok çalışıyordum, Sinan’ı da bakıcı ve ailem büyütüyordu) vicdan azabını hissediyorum hala… İlk dişini, ilk adımını, ilk söylediği anlaşılır şeyi hep onlar yaşadı… Ben evin çok çalışan ve akşamları eve gelen babası, onlar da bacağına sarılınan annesi durumundaydılar. “Hem bu yaşta doğurdum hem de tadını çıkaramadım” diye üzülerek geçirdim o yılları.
Sinan 6 yaşındayken bir kıyı kasabasına taşındık. Şimdi durumumuz çok daha iyi; hergün beraberiz, her akşam ya eve ya atölyeme geliyor ve ben orada oluyorum… Hem küçük bir yerde olduğu için şehire oranla çok daha özgür ve güvenli hem de birlikte çok vakit geçirebiliyoruz. Dolayısıyla iyi bir anne olabildim sanırım 🙂
Eş-dosttan giysi/oyuncak aldınız mı?
Aldık, hala alıyoruz. En yakın arkadaşlarımdan birinin Sinan’dan 2 yaş büyük bir oğlu var ve 11 senedir disiplinli bir şekilde, 6 ayda bir bize büyük bir kolide onun küçülmüş giysilerini, kitaplarını vs yolluyor. O koli Sinan için bir define sandığı adeta, bayılıyor o koliye.
Bebeğinizin bakımına kimler yardım etti?
Emel; ortağım ve arkadaşım, Gülşen; yengem, Tayfun; ağabeyim. Onlar Sinan’ın doğmasına da, İstanbul’daki hayatımıza da çok destek oldular. Yengem ve abim burada da uzaktan aynı şekilde devam ediyorlar ve yıl boyunca bana tatil verenler onlar. Sinan her fırsatta onlarla beraber; kış tatilini, yazın en az 1 ayını onlarla geçiriyor ve onları çok seviyor, özlüyor… Gülşen, bunların arasında en inanılmazı, bugüne kadar Sinan’a gerçekten “anne yarısı” kadar destek oldu ve oluyor…
Kendi tarifiniz bebek/çocuk yemekleri varsa anlatsanıza.
Kendi tarifim mi emin değilim ama anlatayım 🙂
Çok peynirli kolay pizza: Lavaş üzerine 1-2 yemek kaşığı domates sosu sürülür (zeytinyağı ile karıştırılmış domates püresi; biz püreyi yaz sonu konserve yapıyoruz, yaza kadar, yani 4-5 ay kadar yetecek miktarda, kışın domates özleyenlere öneririm).
Dil ya da mozarella, rokfor, gravyer, chedar, parmesan karışımı bol peynir (Bir az tuzlu -mozzarella, taze kaşar vs-, bir küflü -rokfor cinsi-, bir yağlı sarı -gravyer, eski kaşar, chedar-, yani en az 3 farklı cins peynir iyi oluyor) rendelenerek ya da ufalanarak sosun üzerine yayılır.
Kızgın fırında (200-220 derece) üstü kızarana kadar pişirilir. Çıkınca zeytinyağı gezdirilir ve dilimlenir.
Çocukla beraber hayatınızda ve sizde neler değişti?
Yumuşadım, daha sabırlı ve daha yufka yürekli oldum. Her söyleyeceğimi ya da yapacağımı önceden düşünmek zorunda kaldığım için yoruluyorum, yalnız anne olduğum için bazen çok da beziyorum. Ama günün sonunda kararım hep aynı; iyi ki bir çocuğum var ve hep düşünmek zorundayım.
Çocuğunuzla beraber neleri yapmaktan zevk alıyorsunuz?
Köy evimizde olmak, ateş yakmak, film seyretmek, yemek yapmak, seyahat etmek.
Çocuğunuzun sevmediğiniz huyu?
Morali bozulduğunda, hele de uykusu var ise çok vızıldaması
Deneyimlerinize dayanarak annelere ve adaylarına önerileriniz var mı?
Büyüsün diye gün saymayın, her günü kendi keyfi ya da sıkıntısı ile yaşayın. Bizim yörüngemizdeki süreleri çok çabuk bitiyor ama esas arkadaşlık da o zaman başlıyor…
Annelik neymiş?
Anneliğin çok insancıl bir etkisi var; her şey temele indirgeniyor…
Eminim Fusun annelerin en tatlisidir….
füsun’u bir kadın, bir sanatçı ya da anne olarak izlemek çok harika bir şey: hayatındaki hiçbir şey kitapta öyle yazdığı için öyle değil: kişiye mahsus; her gün yenilenen güzelleşen, gelişen, bir adım daha ileri taaa ileri şaşırtan ama çok sahici bir film gibi; üstelik de bilete gerek yok :)) bence sinan çok şanslı bir çocuk,.yazı da pek güzel