Mülkiye Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi’nde doçent olan Elif Ekin Akşit, aynı zamanda KASAUM’un (Ankara Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi) aktif öğretim elemanlarından biri ve İletişim Yayınları’ndan çıkan “Kızların Sessizliği”nin yazarı. Feminist Anneler web sitesinin kurucularından olan Elif, akademisyen bir anne olarak sorularımızı yanıtladı.


Kaç yaşında anne oldunuz? Planlı mıydı?

Otuz üç. “Uygun zaman” gelince kendiliğinden olur sanmıştık. Meğer o kadar kolay değilmiş. Mucize basbayağı. Sonra bir ara vazgeçtiğimiz de oldu. Ama sonunda anne, bebek, baba olduk.

Öğrendiğinizde ne hissettiniz, yakınlarınıza ne zaman, nasıl söylediniz?
Telaş, heyecan. Uzun zaman da geçmedi. Mesajla, yüz yüze, şap diye, erteleye erteleye… Her tür söyledik.

Hamilelik nasıldı?

Bir günü bir gününü tutmadığından tarifi zor.

Onu ilk gördüğünüzde ne hissettiniz?

Pek çok şey. Sevinç, coşku, rahatlama, yeniden telaşlanma, çaresizlik, güç… Ağladım tabii.

Evde altları kim değiştirirdi?

Başlarda daha çok ben. Şimdi ikimiz de değiştiriyoruz.

İsimlere nasıl karar verdiniz? Ne oldu?

Benim niyet ettiğim isimler vardı. Kızın ismini 20, oğlanınkini 25 sene önce kararlaştırmışım meğer. Eşim de sağ olsun destekledi. O da kendi sevdiği isimleri ekledi.

Akademik ve sosyal hayatınız nasıl etkilendi?

Sadece etkilenmeyip bambaşka şeyler yaşadım. Akademik hayatım başta zorlandı, fakat sonra genel zorunlu performans artışım onu çok yakından etkiledi. İleri yaşlar, sosyal hayat tatmini açısından da fena değil sanki. Yani zaman zaman eve kapanmak çok zorlamadı gibi. Ama rahatlığa zaten önem verirdim. Bebeklerle rahat yerler ve insanlar sayesinde sevgim tavan yaptı.

Nasıl bir anne olacağınızı düşünüyordunuz? Düşündüğünüz gibi oldu mu?

Hiçbir fikrim yoktu. Biraz da umutsuzdum galiba. Bebek insanın önünde hiç ummadığı bilgi ve sevgi ummanları açabiliyor ama.

Eş-dosttan giysi/oyuncak aldınız mı?

Evet, seve seve. Arkadaşım Gökçe sağ olsun akıttı bize. Onun da bebeği 9 aylıktı. Hele ilk altı ayda, insan kendini yalnız ve çok çaresiz hissediyorken, meseleden anlayan birinin hem bilgi hem lojistik desteği çok makbule geçti.

Bebeklerinizin bakımına kimler yardım etti?

Bakıcımız, arkadaşımız, canımız Mine. Aslında çok yalnız hissettim başta. Ama başta görümcem ve arkadaşlarım, SBF’li arkadaşlarımız ve öğrencilerimiz yakın ilgileriyle, uzaktan da olsa analarımız babalarımız, kız kardeşler, kuzenler, yardım ediyorlar. Feminist anneler grubu -anneler, çocuklar ve dâhi babalarından bazıları- yalnızlık hissimi azalttı; etrafta çocuklar olmasının nasıl yorduğunu ve nasıl dirilttiğini gösterdi… Bir de internete ve internete enerji, bilgi, deneyim yatırımı yapan kadınlara -şimdilik Metin Solmaz bir istisna- sevgimi ifade etmek isterim buradan. Kafama takılan her soru konusunda bin bir cevapla bana eğriyi doğruyu ayırma zevki sunuyorlar.

Eşler arası yardımlaşma mevzusu ayrı bir soru-cevap konusu herhalde. Çünkü yardım desen değil, annelik-babalık desen değil… Ortaklık kısmını geliştirmek zaman alıyor…

Kendinizi annenizle kıyaslasanız…

Kıyaslamasam?

Kendi tarifiniz bebek/çocuk yemekleri varsa anlatsanıza…

Birincide bebeğe uygun mama olsun diye kasıyordum. İkincisi üç aylıktan itibaren her şeye ilgi gösterdi. Ona her şeyi yedirdik. O mutlu biz mutluyuz…

Çocuklarla beraber hayatınızda ve sizde neler değişti?

Yeni insanlar olduk. Neresinden başlasam ki?

Çocuklarınızla beraber neleri yapmaktan zevk alıyorsunuz?

Bir günü geçirmekten: Tembellik yapmaktan, televizyon seyretmekten, denizde yüzmekten, çayırda koşturmaktan…

Çocuğunuzun sevmediğiniz huyu?

Onlar aramızda!

Deneyimlerinize dayanarak annelere ve adaylarına önerileriniz var mı?

Genel bir düzeyde yok sanırım. Herkes kendi doğrusunu biliyor, buluyor.

Annelik neymiş?

Herkesin en başta kendisine, sonra çevresindekilere etmesi gerekenmiş. Sevmeye üşenmemek, karşılık beklememek, onamak, güzellemek…

 

 

Çocuklarla beraber hayatınızda ve sizde neler değişti?

Yeni insanlar olduk. Neresinden başlasam ki?

 

Çocuklarınızla beraber neleri yapmaktan zevk alıyorsunuz?

Bir günü geçirmekten: Tembellik yapmaktan, televizyon seyretmekten, denizde yüzmekten, çayırda koşturmaktan…

 

Çocuğunuzun sevmediğiniz huyu?

Onlar aramızda!

 

Deneyimlerinize dayanarak annelere ve adaylarına önerileriniz var mı?

Genel bir düzeyde yok sanırım. Herkes kendi doğrusunu biliyor, buluyor.

 

Annelik neymiş?

Herkesin en başta kendisine, sonra çevresindekilere etmesi gerekenmiş. Sevmeye üşenmemek, karşılık beklememek, onamak, güzellemek…