Gazetelerde ve televizyonlarda dönem dönem belli bir ülkede yaşayan çocukların dünyadaki diğer çocuklardan daha mutsuz olduğuna dair haberler çıkar. Birkaç yılda bir bu gibi raporlar basında sürekli yer alır, sonra da farklı amaçlarla sağ ve sol görüşlü medya kuruluşları tarafından büyük bir zevkle ilan edilir.

Fakat bu haberlerde belirtilen raporların araştırma sürecinde çocukların kendi duygusal durumları hakkında doğru bilgilendirmeler yaptıklarından çok da emin değilim ve inanılmaz mutlu bir çocuğa sahip olmanın aslında çok da zor olmadığına inanıyorum.

Onları okula göndermeyin, onları kekle besleyin, istedikleri zaman televizyon izlemelerine izin verin ve onlara kral gibi davranın. Onları sevin ve her zaman kendilerini iyi hissetmelerini sağlayın. İnanın bana, onlar çok mutlu olacaktır.

“Ama biz böyle çocuklar istiyor muyuz?”- Sormamız gereken soru bu olmalıdır.

Peki her istediği yerine getirildiği için her zaman mutlu olan çocuk ne kadar sağlıklı olabilir?

Çocuklar zorluklarla yüzleşmek zorundadır ve bu güçlükler karşısında bazen başarısız olmaları gerekir. Onlar mutsuzluk ve hayal kırıklığı ile başa çıkmayı ancak mutsuzluğu ve hayal kırıklığını yaşadıkça öğrenebilir. Zor işler çok eğlenceli olmayabilir, ama bu zor işlerde her zaman iyi kötü bir sonuca varılır. Bir koltuğa yayılmak yerine kilometrelerce koşmak kısa vadede mutlu etmez belki, fakat uzun vadede her zaman yararlı olur.

Hayattaki -özellikle küçük yaşlardaki- acılar kaçınılmazdır, deneyimlenmesi gerekir. Elbette hepimiz çocuklarımızın mutlu olmasını isteriz, ama belki de onların mutlu olmasını neden bu kadar çok istediğimizi kendimize sormayız. Bunun cevabı da aslında çok basittir; çocuklarımızın mutlu olmasını isteriz, çünkü onların mutlu olması bizi de mutlu eder ve iyi hissetmemizi sağlar.

Çocuklarımız mutsuzsa onları korumak zorunda olduğumuz halde bunu başaramadığımız için ayrıca suçlu hissedebiliriz. Bu gibi durumlarda çocuklarımızı sürekli mutlu kılma isteği çoğu zaman kötü ebeveynliğe bile yol açabilir.

Kısacası çocuklarımızın zihnine yerleştirdiğimiz “mutsuzsan başarısızsın” düşüncesi ve mutsuz olmamızın en önemli nedenlerinden biri bu çağın getirdiği duygu ve düşünce biçimlerinden kaynaklanır. Herkesin mutlu olduğunu sanırız, fakat aslında herkes düşündüğümüz gibi mutlu değildir.

Herkesin mutlu olduğu bir yalandır ve her çocuğun da mutsuz olmaya hakkı vardır.