Seattle’lı, iki kız annesi Juliette Guilbert, çocukların neden yalan söylediklerini araştırmış…

“Babamı sütyenlerini giyerken gördüm anne”

4 yaşındaki kızım bunları söylediğinde gardrobumla ne yapacağımı şaşırdım. Ama sormadan da edemedim utanç içinde: “Ne zaman gördün?” “Sen uyurken” diye cevap verdi, “Cumartesi sabah, t-shirt’ünün üzerine sütyenini giyip benim mini-trambolinimin üzerinde zıplamaya başladı. Gün boyunca bu hikâyeyi defalarca anlattı. İlkokul öğretmeni olan kocama, “böyle bir şey oldu mu?” diye sormak zorunda kaldım, hayır olmamıştı.

Çok güldük, ama bir yandan da kızımızın neden bu yalanı söylediğini merak ettik. Aslına bakarsanız kızımız Lillian’ın söylediği ilk yalan değil bu, gün içinde hikâyeler uydurup duruyor. Uydurmamasını, böyle bir şey olmadığını söylediğimiz zaman da ısrar ediyor. Bu bir tür davranış bozukluğu mu, yoksa kontrol edilemez yaratıcılığı yüzünden mi böyle davranıyor.

İkincisinin doğru olduğunu düşünmek istiyorum. Danıştığım uzmanlar bunda çok büyük bir yanlışlık olmadığını söylüyorlar. Mesela çocuk psikiyatristi Michael Brody, “Küçük çocuklar kurguyla gerçek arasındaki farkı ayırdedemezler” diyor.

Aslında, bu türden yalanlar bazı iyi şeylerin de işareti olabilir. New York’taki John Jay College, Ceza Hukuku bölümü psikoloji uzmanlarından Angela Crossman, “Yüksek IQ düzeylerine sahip okul öncesi çocuklar arasında yalan söylemek yaygın bir davranış” diyor. Erken yaşlarda söylenen bu yalan, çocuk büyüdükçe yaratıcılığa dönüşebiliyor.

Elbette bütün çocuklar bu nedenle yalan söylemiyor. Ayrıca hiç kuşkusuz çocuğunuza dürüst olması gerektiğini bir şekilde anlatmak zorundasınız. Bu nedenle öncelikle anne-babaların yalan tipleri hakkında fikir sahibi olmaları gerekiyor.

İlk yalanlar

Eric Lutzker’in iki yaşındaki ikizleri Merce ve Jacob’un ne zaman altlarını pislettiklerini anlamak çok mümkündü kokudan. Ama gene de tuzak kurmayı ihmal etmiyorlardı. Eric, “Onlara kimin altının dolu olduğunu sorduğumuzda, aynı anda bir diğerini göstererek aldatmaya çalışıyorlardı” diye anlatıyor, “Altlarının değiştirilmesini biraz daha geciktirmek için yalan söylüyorlardı.”

Bunlar ilk yalanlar. Üç, hatta iki yaşındaki çocukların basit yalanlar söylediklerine sık sık şahit olursunuz. Bu yalanlar genellikle yaptıkları bir yaramazlığı inkar etmek ya da bir şeyler elde etmek içindir.

Bunun için çocukları cezalandırmak gerekmez, ama bir şekilde yanlış yaptıklarını anlamanız lazımdır. Çocuk psikiyatristi ve Raising Kids With Character (Kişilikli Çocuk Yetiştirmek) kitabının yazarı Elizabeth Berger, “Eğer iki yaşındaki bir çocuk kedinin kuyruğunu çekiyor, sonra da hayali birinin yaptığını söylüyorsa, yapmanız gereken tek şey ‘ama bak onun da canı yanıyor’ demek olacaktır” diyor. Ona göre çocuğun dünyada tek önemli ve canı yanan varlığın kendisi olmadığı fikrini aşılamak çok önemli. Berger’in işaret ettiği bir başka şeyse ebeveynin kızgınlığının yalana sebep olabileceği: “Ona kırık vazoyu gösterip, bunu sen mi yaptın, diye sormak yerine, vazo kırılmış, kimin yaptığını biliyor musun, diye sorun sakince. Eğer suçlanacağı ve cezalandırılacağı hissine kapılırsa yalan söyler.”

Okul öncesi: Küçük insanlar, büyük hikâyeler

Kızımın babasının benim sütyenimi giymesiyle ilgili hikâyesi, 3-5 yaş grubundaki çocukların sıklıkla uydurdukları yalanlardan. Çünkü bu yaşlar görünmez arkadaşların, korkunç canavarların ve konuşan gökkuşaklarının etrafı sardığı yaşlar. Çocuk onlarla birlikte büyüyor aslında. 4 yaşındaki Lucy Sterba, her biri bir ada, bir doğum gününe ve birer gardroba sahip tam 8 hayali arkadaşa dair hikâyeler anlatabiliyordu. Babası Chris, “8 kız kardeşten her biri Lucy’nin yapamadığı bir sürü şeyi yapıyorlardı” diye anlatıyor hayali arkadaşları.

Okul öncesi çocuklar upuzun hikâyeler anlatabilirler. Bu hikâyelerin çoğu hüsnüniyetlerle doludur. Öyle olmasını istediği şeyleri anlatır çocuklar. Ayrıca anlattıklarının doğruluğu konusunda da ısrarcı olabilirler. Tıpkı Lucy’nin yaptığı gibi. Dr. Berger, “Aslında Lucy yalan söylemiyor” diyerek başka bir yöne çekiyor dikkatimizi, “O arkadaşlar onun hayal dünyasında gerçekten var. Henüz hayal dünyasıyla gerçek dünyayı birbirinden ayıramadığı için aslında yalan da söylemiyor.”

Dr. Berger şöyle devam ediyor: “Eğer mutlu bir çocuk hayali arkadaşlarından bahsediyorsa bunda endişe edecek bir şey yoktur. Elbette bir fantazi dünyası olacak. Çocuklar, televizyon denilen şey icat edilmeden önce böyle oyalıyorlardı kendilerini.” Çocuklar bu şekilde hayata dair bir tahayyül geliştiriyor, dünyaya alışıyorlardı. Lucy büyükbabasının o doğmadan önce öldüğünü öğrendikten birkaç gün sonra, arkadaş olduğu 8 hayali kızkardeşin büyük bölümü de ansızın öldüler. Bu sayede ölüm hakkında bir fikir geliştirdi. Annesi Sterba, “arkadaşlarımız, Lucy’nin arkadaşlarının öldüğünü duyunca evde bir salgın hastalık falan mı var, diye dalga geçtiler.

Öğrencilik: Nedensel yalanlar

Texaslı 8 yaşındaki Shea ve 6 yaşındaki kardeşi Jack, yeni kardeşlerinin birkaç eşyasını çöpe attıklarını anne ve babalarından sakladılar. Anne Shannon MaMahon, “Bir Pazar sabahıydı. Bağırmaya ve bunu kendilerinin yaptığını itiraf etmeye zorladım” diye anlatıyor vakanın gelişme evrelerini. Birkaç dakika sonra, Jack suçu üstlendi. Ama annesi detayları sormaya başladığında panikledi. En sonunda, “Hiçbir şey yapmadım. Ama bu kadar çok soru sormanızdan sıkıldım” diye ağlamaya başladı. Derken Shea gözyaşları içinde kardeşinin eşyalarını çöpe kendisinin attığını anlattı.

Jack’in ağabeyini korumaya çalışması, gelişimi açısından bir anlam taşıyor. Beyaz yalan söyleme yetisi, kendisinin ya da bir başkasının canının yanmasına engel olmaya çalıştığını gösteriyor. Aslında bu bir duyarlılık göstergesi olarak da algılanabilir.

Ancak Shea’nın gerçeği anlatmaktaki isteksizliğinin de bir anlamı var. Çünkü 5-8 yaş arasındaki çocukların söyledikleri bütün yalanlar beyaz değil artık. Çocuklar okulda birçok hata yapabilirler. Ödevlerini unutabilirler, bir şeyler kaybedebilirler ve bunların hepsi anlaşılabilir. Ama eğer cezalandırılmaktan korkuyorlarsa, giderek daha çok yalan söylemeye başlayacaklardır. Çocuğunuzu odasına gönderirken ya da televizyon izleme saatlerini ceza olarak azaltırken bu türden yalanlara kapı aralamış olursunuz.

İkizler

Üçüncü sınıfta okuyan büyük kızımla Cadılar Bayramı için hazırlık yaparken, kocam bize acıklı bir hayalet hikâyesinden sahnelenen bir oyundan bahsetti. Hikâyenin sonunda kızım ağlamaya başladı ve “gidip görebilir miyiz?” dedi. Bu yaştaki çocuklar kurguyla gerçek arasındaki farkı anlamaya başlamış oluyorlar, ancak gri bölge hala çok geniş, dolayısıyla bu türden hikâyelerin etkisinde kalabiliyorlar.

Gri bölge demişken, ikizler hayatlarının her detayı hakkında ebeveynlerinin ya da başkalarının rahatça konuşmasından özellikle rahatsızlık duyuyorlar. Sır tutmaya daha yatkınlar. Bu da onları daha çok yalan söylemeye yönlendirebiliyor. Aslında bu türden yalanlar ve mahremiyet düşkünlüğü de olgunlaşma belirtisi olarak değerlendirilebilir. Dr. Brody, “12-13 yaşındaki bir çocuk kendisiyle ilgili her şeyi annesine babasına anlatıyor ya da danışıyorsa, büyümüyor demektir” diye uyarıyor.

Elbette çocuğunuz büyüdükçe bağımsızlık da kazanıyor, kimi zaman bağımsızlık kurgusunda yalanlara da başvuruyor. 9 yaşındaki Joey DeMille annesine kendisini korumaktan vazgeçip daha fazla sorumluluk vermesi gerektiğini söylerken aslında ‘ben büyüdüm’ demeye çalışıyor. Anne anlatıyor: “Ocak ayı boyunca bana günlüğünü göstermesi konusunda ısrar ettim. Joey bir günlük tuttuğunu bile inkar etmeye başladı. En sonunda pes edip bir günlük getirdi bana. Şoke oldum. Çünkü defter bomboştu. Dikkatimi çekebilmek için bir günlük tuttuğu yalanını uydurmuştu.”

Ödevler ve sorumluluklar, diş fırçalama ve uyku konusunda söylenenler bu yaş grubunun en sık başvurdukları yalanlar. Bu tür yalanlara verilebilecek en iyi tepki hoşnutsuzluğunuzu ifade etmek. Ama mesela ikizleriniz bazı yalanları kronikleştirmişlerse profesyonel bir görüşe ihtiyacınız var demektir. Dr. Berger, “Çocuklar endişeli canlılardır, eğer bir şeyin üstesinden gelemeyeceklerini düşünürlerse yalan söylerler. Çok yalan söyleyen çocuk, çok stres altında demektir.”

Çocuğunuzun dürüst biri olmasını istiyorsanız yapmanız gereken ilk şey ona karşı dürüst olmak. Crossman, “Bu hayatta onlara verebileceğiniz en zor ders” diye vurguluyor çocuğa karşı dürüst olmanın önemini. Çünkü çocuklar bu yaşlarda öğrendikleri dersleri unutmuyorlar.