Can kardeşim, ne farkeder seni hiç tanıyamadıysam, ne farkeder seninle hiç aynı sofraya oturamadıysak, ne farkeder varsın olsun mezheplerimiz farklı olsun, ne farkeder ben inanmayayım sen inan, sen inanma ben inanayım, varsın olsun göz renklerimiz farklı olsun!
Bak, biz aynı gökyüzünün altındayız! Bak, kalplerimiz aynı dili konuşmayı nasıl da biliyor. Gideni, katledileni özlüyoruz, birden ‘bir’ oluyoruz.
Kardeşim Berkin, dün o melek ruhun gördü mü olanları? ‘Bir’ler ‘bin’ oldu! Akın akın insan, senin için ne dinini ne mezhebini sorgulamadan aynı gökyüzü altında, aynı duaları okudu. Aynı isyanlar döküldü dudaklarımızdan, kardeşim.
Can kardeşim, fısılda Sami Babamız’ın kulağına toprak ısınıyor, seni kucakladığından beri sen üşüme diye ısınıyor. Sen sonsuz uykunda rahat rahat uyu diye katillerin sokaklarda haykırılırken, toprak yavaş yavaş ısınıyor ve bir daha asla seni üşüme diye soğumayacak.
Can kardeşim, ben henüz 24 yaşımda, henüz hiç evlat sahibi olmamışken, günlerdir evlat acısı ne menem bir şeydir yaşıyorum, nefesim sıkışıyor. Utanıyorum halen, seni katledenlerin korku dolu gözlerle aramızda cirit atmasına, utanıyorum! Affet beni kardeşim, utanıyorum. Yaşayamadığın her andan, ben yaşadıkça utanıyorum!
Kardeşim Berkin, kömür gözlüm, güzel yüzlüm… Acılarımız ‘bir’ bundan böyle, sen benim en küçük kardeşimsin. Ve sen duy diye Cemevi’nde okunan duayı ben her gece ezbere okuyacağım, güzel yüzlü çocuk.
“Ya Allah, can kıblesine döndük… sana yakarıyoruz. Hakk’a yürüyen can senin aşığındır; Sen canansın, o can. Şimdi canı, bedenini terk etti; bedeni toprağa dönecek, canı ise sana…
Pir Ali, mürşit Muhammed ve Ehl-i beyt yüzü suyu hürmetine üçler, beşler, yediler, onikiler, ondörtler, onyediler ve kırklar bize yardımcı olsun, yol göstersin.
Hakk’a yürüyen canımızın arkasından yaptığımız bu helallik tören gönül defterine kayıt edilsin, silinmesin hatırlansın.
Erenler, canlar, dostlar, yarenler
Yüzümüz yerde, özümüz dâr’da
Elimiz bağlı, yüreğimiz dağlı
Gözümüz yaşlı, bağrımız ateşli
Yaşam bitimli, acılar bitimsiz
Yer anamız, gök atamız
Doğada doğduk, topraktan var olduk
Bir tende can bulduk, bir bilinçle özgür olduk
Kişi kötü demeyelim, işi kötü diyelim
Bağışlamak en büyük emek
Emeğiniz varsa bağışlayın
Toprak ana bir canı bağrına basıyor
Ateş külde söner, acı yürekte diner.
Acı paylaşıldıkça azalır,
Sevgi paylaşıldıkça çoğalır.
Acılar azalsın, sevgiler artsın.
Kinler bitsin, dostluklar pekişsin.
Yeni yaşamlarda yeni çiçekler yeşersin.
Allah kalanlara uzun esenlik dolu yaşam versin.
Erenlerin, evliyaların ruhu sinsin.
Hacı Bektaş Veli, Hatayi Sultan, Pir Sultan ruhunu pak etsin
Gerçeğin demine hû! Ya Ali.”