Advertisement

Yazar: Meltem Tolunay

İki çocuk annesi, dört çocuk katili

Cinselliğin tabu olduğu bir ülkede, evlenmeden cinsel birliktelik yaşamak zordu bizim zamanımızda. Normalde zaman bu konularda ileri işlerken bu ülkede her şey tersine gittiği için şimdi kızlarım için en azından kendi gençliğimde içinde yaşadığım koşulları sağlamaya çalışıyorum ya, çok kızgınım. Annelerimizle babalarımızın birbirine hiç dokunmadığı, kanepede bile yan yana oturmadığı bayramlar hariç birbirlerini hiç öpmediği -o da yanaktan ve alelacele- bir neslin çocuğuyum ben. Vardır istisnalar elbet ama ben konu komşuda da birbirine dokunan, dudaktan öpüşen, birbirine sarılan bir anne-baba figürü de hatırlamıyorum. Üstelik babam kendi çağına ve hatta şimdiye göre bile çok açık fikirli ve rahat bir adam...

Devamı…

Korku filmi izlemekle çocuk yetiştirmek arasındaki benzerlik

Dikkat: Bu yazı; 18 yaşından küçükler, çocuğuyla kendi hayatlarını tamamlamak isteyenler, en birincilerin anne ve babaları olma hayalini kuranlar ve yolda giden çocukların önünü kesip “Ay ne şeker bir kere öpebilir miyim?” diye soranlar için zararlı olup, okumamaları önemle rica olunur. Kızlarım bu yıl okula başladı. Okulun ilk günü maaile onları sınıflarına doğru yolcu ederken ben gözyaşlarına boğuldum. Yok yok, öyle “Evlatlarım büyüdü de okula gidiyor,” hissiyatı yüzünden değildi gözyaşlarım. Eşim elinde kamera, çocuklar yerine beni ağlarken çekip, “Gitti bütün güçlü ve özgür kadın imajın.” diye dalga geçerken, ben aslında geçen yıllara değil, gelecek yıllar için ağlıyordum. Hani evde...

Devamı…