Yüksek Planlama Kurulu’nda onaylanan rapor, ‘Türkiye’de çocuk’ gerçeğini gözler önüne serdi. 6-17 yaş grubunda çalışan 893 bin çocuğun yarısı okulu bıraktı. Mahkûm çocuklar yetişkinlerle aynı koğuşlarda kalıyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanarak Yüksek Planlama Kurulu’nda onaylanan Ulusal Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. 2013-2017 tarihleri arasını kapsayan planda çocuklara yönelik önümüzdeki yıllarda atılacak adımlar sıralandı.
Mevcut durum da çarpıcı tespitlerle gözler önüne serildi. Plan metninde çocukların eğitimden koptuğu, çocuk işçiliğinin yaygınlaştığı, suça itilan çocukları suçtan kurtaracak mekanizmaların kurulamadığı, çocuk suçluların büyükler gibi cezaevlerinde yargılama beklediği, çocuk istismarının arttığı belirtildi. İşte planda yer alan kara tablo:
*6-17 yaş grubunda bulunan 15 milyon 247 bin çocuktan 893 bini çalışma hayatında bulunuyor. Yüzde 5,9’luk bu kesimin 614 binini erkek, 279 binini ise kız çocukları oluşturuyor.
*Çalışan çocuklardan yüzde 50,17’si yani 448 bini okula devam etmiyor.*6-14 yaş arası çocukların çalıştırılması yasak olmasına rağmen iş hayatındaki 292 bin çocuk bu yaş grubunda yer alıyor.
*6-14 yaş grubunda olup da çalışan çocukların yüzde 20’si zorunlu eğitimi terk etmiş durumda.
*15-17 yaş grubundaki çocukların da yüzde 66’sı orta öğrenime devam etmiyor.
*Ortaokul çağındaki çocukların yüzde 2,47’si yani 117 bin 480 öğrenci okulu terk etti.
*Mayıs 2013 itibariyle Türkiye’de tutuklu çocuk sayısı bin 354’ken hükümlü çocuk sayısı 429.
*Cezaevlerinin yetersizliği nedeniyle bin 85 çocuk yetişkin cezaevlerinde ya yetişkinlerle birlikte ya da ayrı bölümlerde kalıyor.
Raporda Adli Tıp Kurumları’nda 2012 yılı içinde muayene edilen cinsel istismar mağduru 18 yaş altı çocuk sayısı yaklaşık 3 bin olarak gösterildi. Cinsel saldırıların yüzde 7,3’ünün (350 çocuk) ensest vakası olduğu belirtildi. Raporda bu konuyla ilgili şu çarpıcı tespit yapıldı: “Ülkemizde istismar mağduru çocuk ve ailesini adli süreçten sonra izlemek ve onlara yönelik uzun süreli rehabilitasyon hizmeti sağlamak yönünde kurumsal bir bakış açısı ve bu görevin direkt olarak verildiği bir hizmet modeli yoktur.”
Raporda, çocuk adalet sisteminin temel sorunları şöyle sıralandı:
*Türkiye’de çocuklara özgü bir hukuk sisteminin olmaması.
*Mahkemeler ve insan kaynaklarının yetersizliği nedeniyle çocuk yargılama süreleri çok uzun. Bu nedenle tutuklu çocuk sayısı hükümlü çocuk sayısını üçe katlıyor.
*Suça sürüklenmiş çocuk ve gençlere yönelik özel bir cezai sistem bulunmaması.
*Çocuk Koruma Kanunu’nun (ÇKK) öngördüğü kurumsal yapıların oluşturulmaması.
*Uzlaşma, hükmün açıklanması gibi çocuğu ceza sisteminin dışına itecek yöntemlerin yeterli düzeyde uygulanmaması.
*Suça itilmiş ve suç mağduru çocuğu toplumla bütünleştirecek rehabilitasyon ve eğitim mekanizmalarının etkin olmaması ve kanunda öngörülen mekanizma ve kurumların yeterli altyapı ve kadro ile desteklenmemiş olması.
*Tutuklulukta geçirilecek süre konusunda çocuklara özgü hükmün bulunmaması önemli bir eksikliği ve uluslararası sözleşmelere ciddi bir aykırılık olarak görülmektedir.
*Suça karışmış çocukların tutuklanmasıyla ilgili olarak evrensel bir ilke olan tutuklamaya son çare olarak başvurulması konusunda ülkemizde yerleşmiş bir algı yoktur.
Erdoğan Süzer‘in haberidir.