Mutlu olduğumuzda yüksek sesle neşeli şarkılar söylemek heyecanımızı ifade etmemizin bir yolu olur. Üzgün veya gergin hissettiğimizde ise bazen sesten uzak bir yerde oturmak, bazen dinlendirici müzik dinlemek isteriz. Bazen de sesi güzel biri ile dertleşmek bizi rahatlatır. Ses ve müziğin ruh halimiz üzerinde bu kadar etkili olmasının sebebi nedir?

Karikatür: Aydan Çelik

Ses algısı ve duygu beyinde birbirini nasıl etkiliyor, beyinde nerelerde bu işlemler gerçekleşiyor?

İşitme duyusu anne karnında gelişmeye başlar. Bebek anne karnındayken yaklaşık dört aylık olduğunda annesinin sesini duyar, beşinci aya geldiğinde diğer sesleri fark etmeye başlar ve altıncı ayda sese tepki verir. Ses algısı ilk aylarda anne karnındaki sıvının titreşimi ile ciltten alınır, ileri aylarda kulak yapısı gelişince kulak aracılığı ile toplanır.

Doğumdan sonra 4 aylık bir bebek sesin kaynağına dikkatini verebilir ve 6 aylık olduğunda ses algısı gelişir. Kulak işitir, beyin sesi algılar. İşittiğimiz sesler önce beynin alt tarafındaki beyin sapı denilen bölgede bulunan işitme sinirine (stato acustic) gelir, oradan temporal loblara iletilir. İşitme ve işittiğini yorumlama temporal lob ile ilgilidir. Her bir kulak iki beyin yarı küresine bilgi verir. Bu nedenle bir kulak sağır olsa da insan yine işitebilir. Müzik tüm beyin ile ama daha çok beynin yan alt tarafı olan temporal loblar ile ilişkilidir. Müzik için çok iyi eğitilmemiş kişilerde beynin bir yarı küresi ritm diğeri tonlama ile ilgilenir. Bu nedenle yetenekli, yaratıcı kişilerde sağ beyin şu işi yapar sol beyin bu işi yapar diye ayırmak hatalı bilgi aktarımına neden olur.

Resim 1: Kırmızı alan temporal lobtur.

Temporal lobun küçük bir parçası olan Planum temporale işitme ve konuşma alanlarının ortasında olduğu için müzik ve dil işlevleriyle, yani şarkı ile ilgilidir.

Resim 2: Planum temporale

Örneğin piyano gibi bir enstrüman çaldığımızda tüm beyin aktif çalışır. El ve parmakların hareketini (motor korteks) ve notalara dikkat etmeyi sağlayan alanlar, notaları okumak ile ilgili olan alanlar (frontal lob, parietal ve oksipital) aktif hale gelir.

Özet olarak bazı enstrümanları çalarken tüm beyin aktif duruma geçiyor. Hattâ müzik dinlerken notalar sessiz-aralıklara geldiğinde bile beyin daha az da olsa aktif durumdadır. Zira kısa bir süre sonra neler olabileceğini beklemektedir. O halde sıradan bir insan beyni, doğru müzik dinleyen bir insanın beyni, enstrüman çalan bir insanın beyni, iyi müzik eğitimi almış insanın beyni arasında ciddi farklar bulunmalıdır. Bu bulguların ayrıntıların 2000 yılından sonraki literatürde beyin görüntüleme yöntemleri kullanılarak saptandığını bulabilirsiniz.

Daha ayrıntılı bilgi için

Öğrenme ve Beyin. Efil Yayınevi Ankara 2010

 

Dr.Bülent Madi  Nöroloji uzmanı

www.altis.gen.tr