Okul konusu kritik bir konu. Sorulacak çok soru var. Aşağıdaki yazının da çok derli toplu olmadığının farkındayım. Bu konularda bir süredir okuyan, tartışan ve düşünen birisi olarak, aklımda birikenleri yazmak istedim. Belki bu konuyu benim gibi kafaya takmış olanların zihinlerinde bir kapı açmış olurum ya da en azından aynı konuda yazacak başkalarına vesile olurum diye düşündüm.
Fikirlerinizle katkıda bulunursanız da çok sevinirim.
1. Özel okulda fakir bir çocuk olmasını istemem ben. Çünkü özel okul diye en iyisini bulup suyunu çıkarmam çok muhtemel. Her durumda zengin bebelerinin yanında okuyacak. Allahıma bin şükür fakir kalmayacak, ama her gün ona servetleri harçlık diye vermeyeceğim için onlar gibi de olmayacak. Zulüm o.
Kıbrıs’ta üniversitelerin mimarlık, mühendislik filan gibi afili bölümleri vardır bir halt yetiştirmeyen. Şöyle de afişler vardır: “Öğrenciye lüks daireler”. Buralarda bir de muhtelif Orta Anadolu esnaf çocukları vardır. Babaları son paralarıyla okuturlar. O ZZ plakalı (yabancı plakası, orada zengin züppe diye çevirilir) çocukların arasında pek biçare durur, nafile okurlar 4 yıl.
Devlet okulunda zenginliğinin zararlı unsurlarını budayabilirsin bir şekil. Ama özel okulda fakirliğini bir halt edemezsin. Bunun dışında cevabım belli: Fark etmez.
2. İyi özel okulda dayak yemez, daha az aşağılanır, öğretmenler daha kalifiyedir. Azıcık daha fazla kımıldama alanı vardır. Buna mukabil sokakta ne olup bittiğini bilmez, hayatı oradaki arkadaşları gibi insanlarla dolu zanneder. Mesela çayın fiyatını 2 lira sanıyor olabilir. Okullarının karşısındaki kafe öyledir çünkü. Minyatür bir çevrede sıkışır kalır. Sonra bir de salarsınız sokağa çocuğu ki, aaa, burnunu kırmışlar. Tabii çocuk bir daha asla çıkmaz kendi limitli çevresinden. Kendi limitli çevresi de adı üstünde limitli.
3. Devlet okulunda daha sık aşağılanır. Ama eşşek olmayın. Hesap sorun sizde anne baba olarak.
Akıllı bir çocuksa her durumda şu ikisinin arasında sıkışır kalır: a) Çalışkan ve bir şeyler öğrenmeye çalışan sıkıcı arkadaşlar. b) Kara cahil ama eğlenceli arkadaşlar. Sonunda ikisinden de arkadaşlar edinip ortalarda dolanmayı tercih eder.
4. Devlet okulunda öğretmenler daha cahildir. Çok tartışmalı bir tez. Tartışmasız olan şu ki, Türkiye’de öğretmenler genel olarak cahildir… Ayrıca size ne ki? Lisede siz ne öğrendiniz ki çocuğunuz ne öğrensin?
5. Özel okullarda iyi “networking” yapılır. Lise, networking için biraz erken olsa da doğrudur. Özel okula gitme sebebi bu olabilir. X Holding’in kızı ve Y parti başkanının oğluyla aynı okulda okur. Dolayısıyla o çevreden sebeplenir. Buna tamah ediyorsanız buyrun özel okula yollayın.
6. Yabancı dil öğrenmek için okul okunmaz. Yabancı dil şart mı? Değil. Bir dil bilmek şart. Onu da zaten sizden öğreniyor. İkincisi adı üstünde yabancı. Ha, İngilizce yahut İspanyolca gibi çok yerde geçen bir ya da birkaç dili bilse iyi olur. Ama bunun için çuvalla para dökmeye yahut şahane geçecek yılları inekleterek zulümle geçirmeye gerek yok.
7. Yurtdışında üniversite okunmaz. Bir arkadaşım dürttü de uyandım. İnsan bütün çevresini, nasıl dersiniz “network”ünü üniversitede yapıyor. Eee, üniversite dışarıda olursa ne oluyor? O network de dışarıda oluyor. Yani burada hiçbir halta yaramıyor. Herkes çalışacağı yerde üniversite okumalı. Ha, lisansüstü, doktora gibi şeylerde gâvura gitmekte şiddetle fayda var. Hem yabancı dil, yabancı olmaktan çıkıyor. Hem de görgü, bilgi, parti takviyesi iş hayatından önce iyi geliyor. Ben öyle yaptım, pişman değilim.
8. Kıytırık üniversitede okunmaz. Epey analitik bir test sunacağım size. Bulun bir üniversite listesi. Oturtun yaşı 50 civarı birisini karşınıza. Sayın okulları. Adını bilmediği okulları aklınızdan bile geçirmeyin. O okullar var ya, pıtrak gibi çoğalan okullar… Onlar çok fenalar. Harcanan paralara günah.
9. Hesap ortada. Hadi bir hesap yapalım. 12 yıl özel okulda okuyan bir çocuk. Hadi kelepir buldunuz 15 bin liraya yıllığını okuttunuz. Etti mi 180.000. Servisi yemeği otu çöpü yarısını harcamış olur. Yani 90.000, etti mi toplam 270.000? Adi faiz geliriyle iki katına çıktığını var sayalım. Ki bu kadar düşük faiz almak için hakikaten dünyanın en acayip tefecisini bulmanız gerekir. Etti mi 540.000 TL? Bitmedi. Üniversiteyi de ekleyin. Bitmedi geçen zamanı çalışarak değerlendirdiğini düşünün… Nasıl bir servet çıkıyor ortaya. Üstelik pek çok insan bu serveti servet sahibi olmadan döküyorlar. Oysa bir trilyonun üzerindeki bu parayı bankaya koysanız, faiziyle ömür boyu geçinir. Hem de istisnai bir örnekle karşı karşıya değilseniz kimse ona o kadar para vermez.
Yani, demem o ki, özel okula para dökmeden önce bir kere düşünmeyin. Çok düşünün.
mahalle baskısını unutmuşsunuz. tüm çevrenizin özele gittiği bir durumda çocuğunuzu devlete gönderin ba ne oluyor :))))
yazı süper, elinize sağlık!
Büyük şehirlerde var bu Özel Okul çılgınlığı. Anadolu’da gerek yok, olsa bile seneliği 5.000 TL civarı ve o kadar da hayattan ve etraftan kopuk değiller. İstanbul’da var “Sizin çocuk hangi okula gidiyor” sorusunun manevi baskısı. İkiz bebeklerim var bu okul hesabı şimdiden beni de bunaltıyor. Ben devlet okullarına gittim, Fen Lİsesini de İTÜ’yü de oralardan kazandım. Öğretmendir öenmli olan sorna da aile.
yazı genel olarak güzel ve doğruluk payı çok ama, dikkatimi çeken şey öğretmenlerin cahil olduğu. Bu konuda hakaret edildiğini düşünüyorum ve özür bekliyorum. ülkemizde öğretmenlerin değerini tüm halk olarak düşürdük. propagandalarla halkın öğretmene bakışını bozduk. bilinçli bir anne olarak daha bilinçli bir vatandaş olmaya davet ediyorum. (devlet okulu öğretmeni)
Sadece haksız olduğum zamanlarda özür dilerim. Buyrun cevabım: https://uzuncorap.com/2012/04/28/ogretmen-cahilligi-meselesi-uzerine-zorunlu-aciklama/
Yazınız tam beni sarmışken o acayip cümlenizle dumura uğradım.
Ne kolay değil mi çamur atmak ,öğretmenleri seviyesiz ve hakir görmek.Genellemek ,çoğu cahil zaten demek,diyebilmek.
Eli klavye tutan belli bir isme haiz insandan da bu tür cirkef ifadeler okuyacaksak yazık bize,bizim gibi bloggerlara ,bizim gibi eşi öğretmen olanlara ve yıllardan beri öğretmen olarak atanma hayali kuranlara.
Çirkef ifadeler sizin yazdıklarınızdır. Terbiyesizlik yapmayın. Taraf tutarken takım tutar gibi tutmayın. Buyrun, cevabım: https://uzuncorap.com/2012/04/28/ogretmen-cahilligi-meselesi-uzerine-zorunlu-aciklama/
İnsaf. Mis gibi yazıya alınganlık uğruna laf etmişsiniz. Bugün öğretmenleri LGS sınavına sokun bakalım. Kaç tanesi geçebiliyor? Anket yapılmıştı, üniversite öğrencilerinin binlercesi Kıbrıs’ın ada olduğunu bilmiyordu. Kim yetiştirdi bu öğrencileri? Öğretmenler zor koşullarda olabilir. Cahil olmaları gerçeğini değiştirmez bu. Hepimiz okul okuduk, gördük. Alıngan öğretmenler de kendi öğretmenlerini düşünürlerse faydası olabilir.
sorun şu ki; toplumun hangi birimini değerlendirirsek değerlendirelim (aile, kadın vb. gibi) toplumun bir parçası olduğunu unutarak bakıyoruz. hepimiz bu sistemde büyümedik mi? sorgulamak en son şey değil miydi okullarda konuşulan. felsefeye giriş dersine hazırlanırken, -marx’ı uzun uzun anlatmıştı ordan kesin soru çıkar diyen geleceğin felsefe öğretmeninden nasıl bir öğretim beklenebilir. kaldı ki bunu merak etmeyen resim öğretmeninden de hayır gelmez. guernica’nın hikayesini bilmeyen resim öğretmeni mi çocuklara kübizmi anlatacak? ben kendi alanlarında uzmanlaşmayı geçtim, hayata ne kadar hakim ki üniversite öğrencileri. bu ülkede köy enstitüleri vardı bir zamanlar. araştırılması şiddetle tavsiye olunur. saygılar…