Tarih 5 Mayıs 1935. Avrupa yavaş yavaş 2. Dünya Savaşı’na hazırlanıyor. Cumhuriyet gazetesinin iç sayfalarında 1 Mayıs’ta Türkiye’den Almanya’ya giden bir gazeteci heyetinin Nazi “yavruları” tarafından nasıl coşkuyla karşılandığı huşu içerisinde anlatılıyor ve ekleniyor: “Geçen sene Fransa’ya gittiğimizde bize, bu nerenin bayrağı, diye soruyorlardı”. 1 Mayıs’ta Kars’ta yaşanan ve 200 kişinin yaşamını yitirdiği Digor depreminin yankıları halen sürüyor. O gün Yugoslavya’da seçimler var, Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Amerikalı mütehassıs, şehirci ve mimar Mr. James Gardner uyarıyor, “Dünyanın en güzel kentlerinden biri İstanbul mahfoluyor!”. Gazetede küçük bir haber, “kokain ve eroin kullanımı giderek yaygınlaşıyor”. Ha bu arada eroin kullanmak yasak değil artışın en önemli nedeni bu! Günlerden Pazar el alışkanlığıyla spor sayfasını açıyorum. O da ne spor sayfası yok. Ama Dr. Fahrettin Fehmi Gülen’in çocuk sağlığıyla ilgili yayınlanmış bir makalesi var. Cumhuriyet tarihinin çocuk sağlığıyla ilgili yayınlanmış ilk makalelerinden biri olsa gerek. Türkçesi zamanına göre oldukça “öz”. Dededen, nineden kalmış çocuk sağlığı ile ilgili inanışlara karşı bayrak açmış, aslında onlardan nefret etmiş gibi daha çok. Şöyle diyor: “bu batıl kör itikadlar cemiyet içinde tıpkı küf kokulu karanlık mağazaların (mağara olmalı sanırım) ışıktan uzak yaşayan biçimsiz ve iğrenç yarasalar gibi cehlin yalan, korkunç boşluklarında yer tutarlar”.
İşte size ta eskilerden bir, “yenilikçi”, “gelenekçi” çatışması! Bu kez çocuk sağlığı üzerinden…