Başından beri bu bebeğe doğum günü kutlama hikayesi konusunda tereddütler yaşadık. Öyle ya, bu tarihten ibaret bir gün. Bebek için basitçe HİÇ BİR anlamı yok. Belki ileride bir merak unsuru olacak, o kadar. Ama bizler için epey önemli. Kolay mı? Bir sene boyunca neredeyse tek gündem maddemiz olmuş. Artık bir şeyler kutlamak için vesile arıyoruz 🙂
Velhasıl yakın zamana kadar bebeği anneannesine bırakıp çıkıp eşle dostla rakı içerek kutlamak en kuvvetli olasılıktı. Çünkü bugüne kadar tanık olduğumuz bebek doğum günü partileri bebekler için -hadi işkence demeyelim ama sıkıcıydı.
Değerlendirdiğimiz seçenekler kabaca şunlardı.
Evde parti: Eh, bebekli arkadaşlar dahil insan çağırmak lazım. Ev savaş alanına döneceği gibi muhtemelen İlyas’ta huzur muzur kalmayacak.
Dışarıda anaokulu kiralama: Her şeyden önce pahalı. Kaldı ki, bebek milleti tutucudur. Deplasman sevmez. Hele kutlamalar için gerginlik garanti.
Dışarıda uygun bir yerde çabuk bir kutlama: Tadı çıkmaz. Kutlamaya benzemez. Bebek için yine deplasman. Ayrıca güvensiz ortam. Aman oğlum, çarpma oğlum, otur oğlum.. ne anladı bebek böyle partiden?
Açık havada yarı piknik: Bu şahane olabilirdi. Lakin herifin 20 Aralık’ta doğası varmış. Hava muhalefeti kesin.
Derken şapkamızı önümüze koyduk, İlyas’ın mutlu olması için ne gerekir diye düşündük. Bu bebek partilerinde hep yapıldığı gibi “ortamın bebeklere değil büyüklere göre hazırlanması” mümkünse “aksi de mümkündür” dedik.
Her şeyden önce fazla kalabalık olmamalı ve kimse askerlik anılarına filan dalarak İlyas’tan rol çalmamalı dedik. Ve 2 yaşında bir arkadaşı(!) ile 4 arkadaşımızı çağırdık. Anneanne ve bizi de ekleyince nüfus İlyas hariç 8 kişi oldu. Üstüne Ankara’dan babaanneyi İnternet marifetiyle bilgisayar monitöründen olaya dahil ettik.
İlyas’ın en sevdiği şarkıları Pembe Panter, Vak the Rock, Bonanza ve saireyi klipleriyle beraber hazır ettik. Ve tabii evi süsledik.
Pasta kısmı çok eğlenceliydi. Gökçe uzun araştırmalar ve konsültasyonlar neticesinde pekmezli kakaolu kekli tuzsuz çikolatasız şekersiz bir enfes pasta yaptı.
Lakin bir de problemimiz vardı: Diş. Çıkmak için epeydir nazlanan azı dişleri İlyas efendiyi ziyadesiyle ağrılar içinde çekilmez bir küçük adam yapmıştı. Bu sorunu da bir minik kaşık İbufenle hallettik.
Palamut ortak yemeğimizdi. İlyas bir büyük porsiyonu kadar palamutu götürdü. Bize rakı ve şarap eşlik ederken İlyas ıhlamurunu höpürdetti.
Hemen gördüğümüz risklere ve bulduğumuz cevaplara dalalım:
“Herif çok doydu. Ya pastadan yemezse?” / “Yemezse yemez, n’apalım” “Ya erken uykusu gelirse” / “Kendi kaybeder. Onu uyutur biz rakı içeriz” “Ya daralır huzursuzlanırsa” / “Niye yapsın ki? Daha kalabalık ortamlarda eğlendi”
İlyas başından beri bir olağanüstülük olduğunun farkındaydı. Süslenen evler, Ankara ile video bağlantısı, misafirler, hediyeler filan. Parti boyunca da bir şaşkınlık vardı üzerinde. Lakin o şaşkınlık içinde heyecan ve mutluluk da vardı. Sanırız ekli videodan da görünebiliyor bu.
Derken parti doğum günü şarkısı olarak Muppet Show’dan Mahna Mahna ile başladı. Beyefendinin her daim en çok sevdiği şarkı. Pastayı masanın, İlyas’ı da pastanın başına yerleştirdik.
İlyas önce mütereddit yaklaştı. Hiç bu boyda bir “yemeğin” başına oturmamıştı. Ellerini canını acıtmaya korkar gibi değdi önce pastaya. Sonra baktı itiraz eden yok, iki eliyle birden daldı. Ve obur İlyas o palamutları deviren o değilmiş gibi iştahla yemeye başladı.
Pastasını vıcık vıcık ederek yedikten, üstünü başını ve masayı güzelce batırdıktan sonra bir minik banyo operasyonu -ki bu her daim partidir haşmetmeap için- oldu. Ardından da gelsin en sevdiği şarkılar ve dans eden yetişkinler.
Bu arada en şahane kankası (2 yaşında) Balkan da başta maça gergin başladı. Yeni ve süslü bir ev ve dahi rakip çocuk bir miktar yadırgattı. Lakin geçen zamanda ortama ve herkese önce ısındı, sonra kaynadı 🙂 İlyas’ın habire kıçının dibinde dolanması dışında o da gayet iyi vakit geçirdi.
Gecenin en saçma şeyi, tek bir kare fotoğraf çekmeyişimiz oldu. İnsan GSM’le olsun çeker değil mi? Neyse ki anneanne sayesinde kısa da olsa enfes bir video kaydımız var. Seyretmeden geçmeyin 🙂
–
Metin Solmaz – Gökçe Altunay
“Gökçe’nin pekmezli doğum günü pastası tarifi” için tıklayın
tarif açılmıyor:)
tekrar tıklayabilir misiniz? şuan açılıyor
Herif yememiş, ibadet etmiş pastayla resmen. Bu kadar mı güzel gömülünür! Nice yıllara, böcek seni! :))
harika 🙂
İlyas’ın ilk yaşı ve “uzuncorap.com”un doğuşu kutlu olsun. Daha onlarca yıllara. Sevgiler.
Hayatımda bu kadar güzel pasta yiyen bir çocuk görmedim, o pastayı parçalaması, hele parmaklarını şevkle yalaması, harikaydı, annesi de çok güzel yapmış herhalde ellerine sağlık.
Nice yaşları, güzel doğum günleri olsun İlyas’ın..
Sevgiler…