Advertisement

Sağlık

Aşılar: TEMEL BİLGİLER

Aşı, yaşamımızı olumsuz etkileyen, ciddi kalıcı etkileri olabilen ve tüm dünyayı etkileyebilecek kadar kolay yayılan enfeksiyon etkenlerine karşı koruyucu amaçlı bir uygulamadır. Aşılamada genel prensip enfeksiyon etkeninin (bakteri, virüs ve diğerleri) yapısında bulunan değişik maddeler içeren ve zararlı etkileri ortadan kaldırılmış bir ürünün insan vücuduna dışarıdan verilerek o etkene karşı kendinin koruyucu maddeler (antikor) üretmesi ve bu yeteneği hafızasında tutmasını sağlamaktır. Aşılama konusunda temel sorun geçirilen hastalıklar gibi yaşam boyu bağışıklık sağlamamasıdır, bu nedenle belirli aralıklarla tekrarı gerekebilir. Aşı içinde aktif bağışıklığı sağlayan antijenler yanında sulandırma sıvısı, koruyucular, stabilize edici maddeler ve antibiyotikler olabilir. Bazı aşılara ise aktivitesini artırmak için antijenlere bağlanan maddeler ilave edilmiş olabilir. Yine bağışıklık uyarısını güçlendirmek için aluminyum gibi ilave maddeler kullanılabilir. Bu maddeler sık olmasada allerji nedeni olabilir. Aşılar bireye ulaşıncaya kadar belirli sıcaklıklarda korunmalıdır. Bu nedenle üretildiği yerden bireye uygulanıncaya kadar uygun koşullarda saklanmalıdır. Bu konuda firmanın soğuk zincir konusundaki önerilerine uyulmalıdır. Aşı uygulamasında en önemli nokta öncelikle uygulandığı ülke veya bölgede veya bireylerde gerekliliğine karar vermektir. Uygulanan aşının etkinliği yüksek olmalı ve yan etkileri mümkünse olmamalı, veya ihmal edilebilir düzeyde olmalıdır. Toplumun aşılanması kararı alındığında hedef olabildiğince geniş bir kısıma uygulamak olmalıdır; çünkü hedef, sadece bireyleri hasta olmaktan korumak değil aynı zamanda hastalığın yayılmasını engellemek ve ortadan kalkmasını sağlamaktır. Geçmişe bakıldığında aşı uygulamasıyla çiçek, çocuk felci ve difteri gibi ölümcül ve sakat bırakıcı hastalıkların neredeyse tamamen ortadan kalktığını görüyoruz. Günümüzden 30 yıl...

Devamı…

Keçi sütü anne sütünün yerini tutar mı?

Kültürel alışkanlıklar, kişisel inançlar sonucunda gelişmiş, besin eksiklikleri teknik olarak bulunmayan ülkelerdeki, yüksek sosyal durumdaki bebekler, çocuklar da yetersiz beslenmeye maruz kalabilirler. Keçi sütü de alerjik reaksiyonlara, ağır elektrolit bozukluklarına, kansızlığa, enfeksiyonlara yol açabilir. Genellikle inek sütü alerjisi olan bebeklerin keçi sütü allerjisi de vardır. Yapılan testlerde inek sütü alerjisi olanlarda keçi sütü ile ilgili parametreler de anlamlı olarak yüksek bulunmaktadır. Keçi sütünde anne sütüne kıyasla sodyum (tuz) ve protein miktarı üç kat daha fazladır. İç organların tüm işlevlerini yerine getirmeyi başarması zaman alır. Böbreklerin vücuttaki fazla sodyumu atma işlevini yerine getirmesi ikinci yaşın sonuna kadar tamamlanmaz. Bebeğin vücuduna...

Devamı…

İnek sütü entoleransı

İnek sütü entoleransı inek sütünün değişik içeriklerine karşı değişik mekanizmalarla ortaya çıkan sağlık sorunlarını anlatır. İnek sütü allerjisi, inek sütünün içinde bulunan bazı proteinlere karşı vücudun verdiği allerjik yanıt sonucu ortaya çıkan iltihabi bir durumdur. Değişik şiddette olabilir. Genellikle bebeklik döneminde başlar, yaş ilerledikçe şiddeti azalır ve kaybolur. Nadiren erişkin yaşında da devam edebilir. Çalışmalar sanayileşmiş ülkelerde allerji sıklıklarının gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha yüksek olduğunu, şehirlerde oturanlarda kırsal kesimde yaşayanlara kıyasla allerji ile ilgili sorunlara daha sık karşılaştıklarını bildirmektedir. Laktoz entoleransı Süt şekeri olan laktoz her türlü sütte bulunur. Laktoz barsaklarımızda bulunan laktaz enzimi sayesinde parçalanarak, vücut tarafından...

Devamı…

Süt çocuğunda ek-katı gıdalara geçiş

Ne zaman başlanmalı? Yenidoğan ve süt çocukluğunun ilk yılları için anne sütü eşsizken aylar ilerledikçe anne sütü içerik olarak bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelir. Ek gıdalara başlarken önem verilen noktalardan bir kısmı da bebeğin besin ve kalori ihtiyaçlarının giderilmesinin yanında, bebeğin yeni lezzet, kıvam, koku ve pütürlü gıda ile de tanıştırılmasıdır. Bebeğin büyümesi ve anne sütü miktarına göre ilk katı gıdalara 4-6 aylıkken başlanabilir. Ek gıdalara ne zaman başlanacağı kararı bebeğin doktor tarafından değerlendirilmesiyle verilir. Ek gıdalara başlarken anne sütü ile beslenmesine devam edileceği, bu dönemin ek gıdaların diyete ilave olduğu olası sorunların sıklıkla yaşanacağı bir dönem olacağı bilinmelidir. Bebek tolere ettikçe ek gıda çeşit ve miktarı artırılarak katı gıda ile beslenme sürecinde ilerlenir. Katı gıdalara geçiş dönemini her bebek farklı hızda, farklı sorunlarla yaşayabilir. Bu nedenle bu süreç süt çocukluğunun önemli aşamalarındandır, acele edilmeden ilerlenmelidir. Ne tür gıdalar verilebilir, ne tür gıdalar verilmemelidir? Günümüzde, beslenmede gözden kaçırılmaması gereken noktalardan biri de tükettiğimiz yiyeceklerin ne şekilde yetiştirildiğidir. Bebek-çocuk beslenmesinde olabildiğince mevsim gıdası tüketmek, mevsim dışı gıdalara beslenmede yer vermemek veya olabildiğince az kullanmak, yetiştirilmesi için doğal ortamından farklı ortamlar yoğun olarak kullanılmış olan gıdalardan uzak durmak, verimini artırmak, rengini, biçimini kontrol etmek amacıyla değişikliklere uğramış gıdalardan sakınmak şarttır. Rafta uzun süre saklanmak üzere, ömrü uzatan işlemlere maruz kalmış, paketlenmiş gıdaların bebek-çocuk beslenmesinde yeri yoktur. Bebek beslenmesinde içerikleri nedeniyle öncelikle yer verilmeyen gıdalar da vardır. Bunların bir kısmı içerdiği...

Devamı…

Yenidoğanın beslenmesi: FORMULA İLE

Anne sütünün yetersiz olduğu veya anne sütü verilemediği durumlarda bebek, formula denilen anne sütü içeriği ve kalorisi hedef alınarak teknolojik olarak hazırlanmış sıvı gıdalarla beslenir. Özel amaçla hazırlanmış formulalar dışındakiler inek sütü bazında hazırlanır. Bu formulalar bebeğin aylar içinde değişen ihtiyacı da taklit edilmeye çalışılarak ilerleyen yaştaki bebekler için değişik tiplerde piyasaya sunulmuştur. İçmeye hazır halde likit formda olanları olmakla beraber genellikle kuru toz-granül halde, belli bir miktar su ile sulandırılarak içmeye hazır hale getirilenler kullanılır. Formula ile bebeği beslerken yaklaşık 3 saatlik öğün aralarına ulaşmak hedeflenir. Bebek içtiği öğünün ardından üç saati bekleyemeden açlık bulguları gösteriyorsa öğünde verilen formula miktarını artırmak gerekir. Anne sütü ile kıyaslandığında, bebeğin formula ile beslenirken dışkılaması  daha seyrek, daha kıvamlı hale...

Devamı…

Yenidoğanın beslenmesi: ANNE SÜTÜNÜN YETERSİZ OLDUĞU NASIL ANLAŞILIR?

Sağlıklı beslenen, her annenin sütü içerik olarak bebeği için yeterlidir. Anne sütünün miktar olarak yetmemesinin çeşitli nedenleri vardır. Kimi anne ne kadar uğraşsa da yeterince süt üretemez. Bu durum annenin hormonal farklılıkları ile ilgilidir. Hiçbir sorunu olmasa da yeterince sıvı almayan, dinlenmeyen, morali bozuk annenin sütü de yeterince bol olmayacaktır. Bebek; anne sütünün yetersizliğini, emme aralarının sıklaşması, memeyi emme süresinin uzaması, memeyi emerken memeyle kavga etmeye başlaması, idrar ve dışkı sayı ve miktarının azalması ile...

Devamı…

Yenidoğanın beslenmesi: ANNE SÜTÜ İLE

Yeni doğan bebeğin beslenmesinde anne sütünün yeri ve önceliği tartışmasızdır. Anne sütü ile beslenme sağlıklı yenidoğanda doğumu takip eden birkaç saatte başlar. Başlangıçta refleks hareketlerle gerçekleşen emme hareketi kısa sürede doyma-acıkma periyotlarının temel parçasını oluşturur. Sağlıklı yenidoğan günde 8-12 kere emer. Bu emmeler başlangıçta verimsiz, tam doyurucu olmayan öğünlerdir. Kısa sürede, doğumu takip eden birkaç saat ile birkaç gün arasında öğünler uzamaya, emme refleksi sütün memeden sağımını yeterli bir şekilde sağlamaya başlar. Emzirme başarısının artması için, yeni doğum yapmış annenin endişesiz, sütünün geleceğine güveni tam, etrafındaki kişilerce destekleniyor olmasının önemi büyüktür. Önemli bir sağlık sorunu olmayan, ağır bir diyet yapmayan, bol sıvı tüketen annede süt içerik ve miktar olarak yenidoğan veya sütçocuğunun ihtiyacını giderecek düzeydedir. Günlük beslenme ve sıvı tüketimi olabildiğince güne eşit dağılmalıdır. Mevsim ne olursa olsun, annenin yeterince sıvı tüketiyor olduğunun ölçütü, gün boyunca berrak renkli idrarlara çıkıyor olmasıdır. Günde bir-iki büyük öğünler yerine, sık tüketilen sıvıdan zengin öğünler anne sütünün devamlılığı, bolluğu için daha çok yardımcıdır. Uyku da annenin günlük ihtiyaçları arasında önemlidir. Annenin gece kesintisiz uzun bir uyku uyuması başlangıçta anne sütü ile beslenme ile pek mümkün olmadığı için, bebek izin verdiği zamanlarda dinlenmeye özen gösterilmelidir. Yenidoğanın donanımı emmeyi başarmak üzeredir. Gereğinin üzerinde sıcak bir ortamda, ihtiyacının üzerinde kalın giysilerle kalmadığı, devamlı kucakta tutulup, sallanarak avutulmadığı sürece acıkma-doyma periyotlarını birkaç günde yoluna koyar. İlk haftalarda emerken, erkenden tam doymadan ve memeleri boşaltmadan uykuya dalabilir. Uyarılarak...

Devamı…

Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: BURUN DAMLASI

Yeni doğan bebek ilk nefeslerini ağlayarak, bağırarak ağız yoluyla alır, ardından kısa sürede sakinleşip burundan nefes almaya başlar. Erişkinden çok daha belirgin olarak bebekler nefes almak için burun deliklerinin açık, rahat nefes alınır şekilde olmalarına muhtaçtır. Burnu tıkalı olduğunda, burnundan rahat nefes alamadığında ancak ağlayarak ağız yolu ile nefes alır. Tıbbi bir sorun olmadıkça yeni doğan bebek müdahale edilmeksizin, burun deliklerinden ihtiyacı olan nefesi rahatlıkla alır. Sağlıklı bir yenidoğanda burun tıkanıklığının en büyük nedeni oda ısısının gereğinden yüksek olması nedeniyle soluduğu havanın neminin azalması, burun deliklerini döşeyen mukozanın nemsizleşmesidir. Bu nedenle burnunda hapşırıp temzileyemediği tıkaçlar oluşur. Bebekler için serum fizyolojik denilen burun damlaları burun deliklerini nemlendirmek için kullanılabilir. Oda sıcaklığını yüksek tutmamak doğru çözümdür. Eğer yenidoğan ağzı kapalı duramıyor, ağzı kapalı olduğunda ağlamaya başlıyor, ağzı kapalı iken cildi soluklaşıyor, dudakları pembe-kırmızıdan morumsu renge dönüyorsa çocuk doktoruna danışılmalıdır. Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Göbek kordonu ve bakımı Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Alt temizliği Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Mekonyum ve geçiş kakaları Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Banyo Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Yatak Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Oda...

Devamı…

Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: GÖBEK KORDONU VE BAKIMI

Göbek kordonunun sağlıklı olması, bebek anne karnındayken bebeğin gelişimi, hayatta kalması için çok önemliyken, bebek doğduktan sonra göbek kordonu işlevini kaybeder. Doğumun tamamlanmasının ardından göbek kordonu kesilmeden önce buradan kan kaybı olmaması için kordon klamp veya göbek mandalı ile kıstırılır. Bu mandal tek yönlü işler, açılmaya izin vermez. Göbek kordonu yaklaşık 1 hafta içinde kuruyarak vücuttan ayrılır, yerinde göbek çukuru oluşacak yer oluşur. Göbek kordonu 3 gün kadar erken veya bazen 10 gün kadar geç düşebilir. Göbek kordonunun geç düşmesi ile bazı hastalıkların birlikteliği bilindiğinden, ayrılması 15 günden sonraya uzayan bebekler için çocuk doktoruna başvurmak doğru olur. Göbek işlevine gerek kalmayıp, yenidoğan sağlıklı bir şekilde dış dünyaya adapte olduktan sonra göbeğe özel bir bakım yapılması gerekmez. Göbek kordonu önce canlılığını kaybeder, kurur, ardından gelişen bakteriyel değişikliklerle hafif sulanarak göbek ile birleştiği yerden ayrılır. Göbek kordonu göbekten ayrıldıktan sonra da bu bölgeye özel bir bakım yapılması gerekmez. Göbek çukurundan ayrılmayı takip eden birkaç gün sonrasından itibaren kanlı veya kansız yoğun akıntı beklenmez. Bu durumda çocuk doktoruna başvurmak doğru olur. Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Alt temizliği Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Mekonyum ve geçiş kakaları Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Banyo Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Yatak Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Oda sıcaklığı Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Burun...

Devamı…

Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: ALT TEMİZLİĞİ

Anne sütü ile beslenen sağlıklı yenidoğan, dışkı büyük miktarda ise günde 1-3 kere, küçük miktarda ise 3-10 kere dışkılar. Bu dışkının cildi ile uzun süre teması bu bölgenin nemli kalmasına, başta mantarlar olmak üzere enfeksiyonlara imkan verir. Alt bölgesinin akan su ile temizlenmesi, ıslaklığı giderilerek alt bezi ile kapatılması genellikle yeterli bir bakımdır. Alt temizliği sırasında temizleme mendili kullanımı öncelikli olmamalıdır, akan suyun bulunmadığı ortamlarda tercih edilmelidir. Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Göbek kordonu ve bakımı Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Mekonyum ve geçiş kakaları Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Banyo Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Yatak Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Oda sıcaklığı Sağlıklı bebeğin doğum sonrası hastanede yaşayacakları: Burun...

Devamı…

Uzunçorap'a e-posta ile abone ol

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.