Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Sağlık zenginin ayrıcalığı

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanan Sağlıkta Eşitsizlik Raporu, sağlık hizmetlerinin dağılımında zenginlerin lehine, yoksulların aleyhine işleyen trendin devam ettiğini gösteriyor. Rapora göre, dünyanın yoksul ülkelerinde sıradan hastalıklar bile binlerce kişinin ölümüne neden olabilirken, zengin ülkelerdeki sağlık harcamaları giderek artıyor. Raporda yer alan istatistikler arasında en çarpıcı olanlar arasında kadın ve çocuk sağlığına ilişkin rakamlar bulunuyor. Buna göre eksik bakım nedeniyle gerçekleşen kadın ve çocuk ölümlerinin yüzde 99’u gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerde gerçekleşiyor. Örneğin Afganistan’da yaşayan bir kadının doğum esnasında hayatını kaybetme riski 11’de 1 iken, İrlanda’da bu oran 17 bin 800’de 1’e düşüyor. Gelir düzeyi yüksek...

Devamı…

Nezleyken bebeği emzirmeli mi?

Malum grip ve nezle mevsimi geldi çattı. Emziren annelerin aklında bir soru: “Ya grip ya da nezle olursam, bebeği emzirmeli miyim?” Kidshealth.com doktorlarından Mary L. Gavin, “Evet, mutlaka emzirmelisiniz” diyor.  Soğuk algınlığında, hatti antiviral ilaçlar almak durumundaysanız bile bebeğinizi emzirmeye devam etmelisiniz. Çünkü anne sütü, çocuğun ihtiyaçlarına göre tasarlanmış çok özel bir bileşimdir. Bebeğinizin enfeksiyonlara karşı savaşmak için gereksinim duyduğu her şey gene sizin sütünüzde bulunur. Dolayısıyla, nezle olsanız bile onu emzirerek, sizin savaşmakta olduğunuz enfeksiyondan bebeğinizi korumuş olursunuz. Ne var ki hastayken, bebeğinizin havadan ya da ellerinizden bakteri ya da virüs kapmaması için özel bir ihtimam göstermelisiniz. Çünkü...

Devamı…

Biz ve onlar

Bülent Şık, t24‘teki köşesinde hayvanları gündelik hayattan bertaraf etmek için yapılan uygulamaların, gelecekte insanlara da reva görülebileceğini yazdı. Hayvanlara ölüm yasası er veya geç insanlara da ölüm getirecek… “Köpeğinize bir insan gibi davranıyorsunuz” diyen birine verilecek en uygun yanıt “insanlar da bir hayvandır” olmalı. İnsanlarla hayvanlar arasındaki fark, zooloji, etoloji, davranış psikolojisi, evrim kuramı, paleoantropoloji gibi bilimsel disiplinlerden gelen veya gelecek olan bilgilerle asla anlaşılamayacak. Hangi tarafta durduğunuza bağlı olarak, insanın hayvanlardan ne kadar farklı olduğunu dile getiren veya aksine akıl, zekâ, fedakârlık, geleceği düşünerek hareket etme vb. gibi salt insanlara özgü olduğunu düşündüğümüz özelliklerde bile, insan ile hayvan...

Devamı…

Altın Çocuklar’dan çağdaş sanata

Pera Müzesi, Yannick ve Ben Jakober Vakfı’nın Altın Çocuklar adını taşıyan çocuk portreleri koleksiyonunu, koleksiyonun sahibi Vu ve Jakober çiftinin çalışmalarından oluşan Flash-Back sergisiyle birlikte ağırlıyor. Sergi 6 Ocak tarihine kadar görülebilir.  Altın Çocuklar koleksiyonu Avrupalı aristokratların portrelerinden oluşuyor ve bir dönemin Avrupa’sında aristokratik sınıfa dair önemli bir görsel bellek niteliği taşıyor. Sergi, Avrupa’nın aristokratik geleneklerine, inançlarına ve moda akımlarına ait çok önemli bilgileri çocuk perspektifinden gözler önüne seriyor. Koleksiyonda, Fransa Kralı XIV. Louis, Hohenzollern Hechingenli Alman Prensi Frederick Hermann Otto, İspanya Kraliçesi II. Isabel, Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan ve dönemin soylu ailelerinin çocuklarının, usta ressamlar tarafından...

Devamı…

17 milyon öğrencinin bilgileri operatörlere satıldı!

Bakanlık, E-okuldan geldiğini söyleyerek satış yapmak isteyen kişilere itibar edilmemesi gerektiği yönünde uyardı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın mobil bilgi servisi sendikaları ayaklandırırken, fırsatçıları da harekete geçirdi. 
Mobil bilgi servisi 17 milyon öğrencinin velilerine yönelik bir bilgilendirme sistemi. Üç operatörle yapılan ortaklık sonucu ilk ve orta dereceli okullarda eğitim gören öğrencilere ait tüm bilgilere 8383’e mesaj servisi ile ulaşılabiliyor. Sendikalar “Öğrenci velisinin telefonu, öğrencilerin kişisel bilgileri şirketlerin elinde. Çocuklarla ilgili birçok özel bilginin ihale edilmesi hukuki ve ahlaki değil” diyerek tepki gösterdi. Bakanlığın geçen hafta velilere gönderdiği mesaj da sendikaların haklılığını ortaya koydu. Bakanlığın gönderdiği mesajda “Bazı velilerin telefonla aranarak randevu...

Devamı…

Peki ya çalışan babalar?..

New York Times’ın blogger babalarından Ken Gordon, çalışan baba tabirinin neden yaygınlaşmadığını sorguluyor. Alıntılıyoruz… Ben bir babayım, büyüğü 9, küçüğü 7 yaşında iki çocuğum var ve çalışıyorum. Çok zor. Yataktan sabah 5.00’te çıkıyorum ve tekrar yatağa girmem saat 10.00’u buluyor. Ve ilk çocuğum 22 Temmuz 2002 günü doğduğu andan itibaren de yapılması gerekenler listesini tamamlayıp iç huzuruyla uyuduğumu hatırlamıyorum. Bütün bunlara, çocuğumu büyütmek için sarfettiğim onca çabaya karşın bugüne kadar tek bir kişi bile beni “çalışan baba” olarak nitelendirmedi. Ayrıca ben de kendimi hiç böyle adlandırmadım. Haliyle akla bu soru takılıyor: Neden? “Çalışan baba” tamlaması hemen herkesin kulağında tuhaf...

Devamı…

Annenin seçtiği çocuk olmak

Sosyolog J.Jill Suitor ve Karl Pillemer, yaklaşık 10 yıldır aile içi adalet konusunda araştırmalar yapıyorlar. Yaptıkları çalışmalar özellikle annelerin kayırdıkları çocuklarla ilgili çok önemli tespitler içeriyor. Bir annenin çocukları arasında ayrımcılık yapmayacağını mı düşünüyorsunuz? Ayrımcılık demeyelim ama sizce bir anne, çocuklarından birine diğerlerine oranla kendini daha yakın hissedemez mi? Cornell Üniversitesi’nden Dr. Pillemer ve Purdue Üniversitesi’nden Dr. Suitor işte bu sorularla uğraşıyorlar birkaç yıldır. Bugüne kadar yüzlerce anne ve çocuklar söyleşiler yaptılar. Buldukları sonuçlardan biri hayli ilginçti. 65-75 yaş aralığındaki anneler hiç çekinmeksizin, çocuklarından birini duygusal olarak kendilerine daha yakın hissettiklerini söylerken, genç anneler bu tür açıklamalar yapmaktan kaçınıyorlardı....

Devamı…

Annelik daimi iç sızısı

Son yıllarda slogan haline gelen -Annelik ve Delilik- söylemi ve birlikteliği geçerliliğini kaybetti benim  için. Kaybetsin de istiyorum. O bir dönemdi geçti, geçmeli! Zaten fazlaca ayağa düştü, fazlaca moda, fazlaca beylik kokan bir laf oldu. Bu bile bu söylemden vazgeçmem için yeterli. Üstelik annelikten yana söylenmelerim çok matah birşeymiş gibi pek bir rağbet gördü ve taklit edildi ki, bu bile yolumdan sapmam için önemli bir göstergeydi. Bu yüzden giderek böyle algılanabilecek olumsuz yazıları kesmeye gayret ettim, bunun iyi birşeymiş gibi sanılması ve taklit edilmesi ürküttü beni. Buna sebep olmak istediğim şey değil. Hele ki bunca olumlu; ümitli ve güzel...

Devamı…

Saatte 80 km yapan bebek arabası

“Bugünün çocukları bir alem” diyenler, bugünün anne babalarına da baksınlar… Ne cin fikirli olanlar var görsünler. 33 yaşındaki İngiliz baba Colin Furze, evde özel ve kendi ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte bir bebek arabası üretmeye karar vermiş. Mevzu basit. Bebek arabasından beklenen yalnızca bebeği taşıması değil, mümkünse bir miktar hız da yapması. Çünkü Colin, arabanın yalnızca bebeği değil, kendisini de taşımasını arzu ediyor… Evdeki çalışmalar başlıyor ve en nihayetinde sıradan bir bebek arabasına 125cc bir motor, pedal kontrolü ve dört de vites takılıyor. Bebek önde, kendisi arkada 80 km hıza kadar çıkabiliyorlar bu arabayla. Ama tabii pek gerekmiyor ve denemiyorlar da....

Devamı…

Çocuklar için ücretsiz nefret söylemi

Radikal Gazetesi’nden Umay Aktaş Salman, Maltepe Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın ilk ve ortaöğretim öğrencilerine ücretsiz olarak dağıttığı kitaplara şöyle bir göz attı. Ve ortaya çıkan manzara pek fena: Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün içeriğine göz atmaya bile lüzum bile görmediği kitaplar, Darwin’e, Einstein’a Edison’a kadar pek çok bilim adamının yanı sıra Noel Baba üzerinden Hrıstiyanlığa, daha da önemlisi Ermeni toplumuna karşı nefret söylemiyle dolu. Eğitim Sen’in acilen toplatılması gerektiğini söylediği kitaplar Büyük Adım Yayınları tarafından yayınlanan “Büyük Adım Biyografi Dizisi” çerçevesinde yayınlanmış. Kitapların önsözünü yazan H. Atmaca, dizinin amacının çocukları “büyük adam” olmaya özendiren “enfes” bir üslupla...

Devamı…