Advertisement

Yazar: Uzunçorap

#gezikütüphanesi

Gezi Parkı’nın ilk günlerinde, ofisin Park’a yakınlığı sebebiyle öğlenleri gidebildim. İlk gün çadır kuranların talepleri çok makul ve anlaşılırdı: Buraya yapılacak şeyin mahiyeti belli değil ve bu belirsizliğin içinde ağaçlar kesiliyor. Gezi Parkı’nın içinden, daha evvel çok az geçmişim meğer, eylemcileri ararken fark ettim. Alıkça bir şey de yaptım; orada birikmiş polis kalabalığına (henüz eylemcilerle polis hiç karşı karşıya gelmemişti) “Çadırlar nerede acaba?” diye sordum. “Biz de oraya gidiyoruz, şu aşağıdalar” dedi içlerinden bir tanesi, sinirli sinirli. Eyvallah ile gittim. Hep söyleniyor ya, hakikaten “bir avuç” insan vardı. Sonrasını herkes, tedrici olarak bir şekilde izledi. Üzerine de çok yazıldı,...

Devamı…

18 yaş altı herkes için çağrımızdır!

Sevgili Arkadaşlar, Pek çok yetişkin sizlerin Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler ile ilgili görüşleriniz olduğunun ve bu görüşlerinizi ifade etme hakkınız olduğunun farkında da değil, buna alışık da değil. Hükümet ve devlet idaresi de yetişkinlerce yapıldığından sizlerin eylemlerde ve alanda bulunmanızı kolayca anlamalarını beklemeyin. Oy hakkınız olmasa da, yetişkinler alışık olmasa da siz ve sizin gibi pek çok arkadaşınız, günlerdir Türkiye’nin pek çok yerinde süren protestolarda kendilerini, kendilerine özgü pek çok sebeple ve yöntemle ifade ediyor. Hükümet ve devlet ise uluslararası sözleşmelere ve yasalara aykırı bir biçimde bu protestolara şiddetle, tazyikli su, biber gazı ve plastik mermi ile cevap...

Devamı…

Dış gebelik

Dış gebelik, gebelik materyalinin endometriyal kavite dışında herhangi bir bölgeye yerleşmesi olarak tanımlanmaktadır. Gebelik materyali abdominal kavite içine, Fallop tüplerine, uterus kornularına, servikse veya overlere yerleşebilir. Dış gebelik sıklığı son yüzyılda giderek artmıştır ve günümüzde yaklaşık % 1-2 civarında belirtilmektedir (1,2). Ardışık β-hCG ölçümleri ve transvajinal ultrasonografi kullanımı sayesinde eskiye göre daha erken ve daha isabetli tanı konulmaktadır. Dış gebelik kaynaklı anne ölümleri, ilk trimesterdeki kayıpların dörtte üçünü ve gebeliğin tümünde ortaya çıkan anne mortalitesinin % 9-13’ünü meydana getirmektedir (3). Gelişmiş ülkelerde dış gebeliğe bağlı ölümler 100 binde 3’e kadar düşmüşken, gelişmekte olan ülkelerde 100 binde 300’e çıkabilmektedir (4)....

Devamı…

Kaynaştırma öğrencisi olmak

Özel gereksinimli öğrencilerin eğitimlerini akranları ile birlikte aynı sınıflarda devam edebilmesi anlamına gelen kaynaştırma eğitimi için yasal düzenlemeler ülkemizde oldukça iyi durumda olmasına rağmen uygulamada yaşadığımız sıkıntılar oldukça çok. Öncelikle eğitim kurumlarına kabul konusunda bir çok sıkıntı yaşanmakta , bir çok eğitimci ve aileler hala bu çocukların gidebileceği özel eğitim okulların dan size bahsediyor ve aslında tam da bunun sizin için en iyisi olduğuna ikna etmekle işe başlıyor.Neyse ki bir  çok aile artık bunlara karşı biraz daha rahat hareket ediyoruz en azından çocuğunuzun Rehberlik Araştırma Merkezinden alınmış bir kaynaştırmaya uygundur belgesi ile devlet okullarına gidebilme şansını elde ediyorsunuz.Eğer özel bir okula gitmek istiyorsanız sizi kabul edebilecek bir okul bulmak hiç de kolay değil.Genelde o anda sizi kabul etmeyi çok arzu etmelerine rağmen sizin çocuğunuzun devam edeceği sınıflarda şansızlık bu ya  tüm şubeler dolu olabilir.Ya da çocuğunuz özel okullarda ki öğrencilere uyum sağlayamayıp aralarında kendilerini yalnız hissedebilirler.Tüm bunlara rağmen özellikle son yıllarda böyle düşünmeyen özel okulların sayılarının artmaya başladığını görmek sevindiriyor. Okula başladıktan sonra işler iyice içinden çıkılmaz olabiliyor.Öncelikle kendi adıma söyleyebilirim ki sınıfımızda ki öğrenciler ve aileleri ile kabul konusunda sıkıntı yaşamayan şanslı kesimdeniz.Özellikle küçük sınıflarda  arkadaşının farklılığını anlamak ve onunla nasıl arkadaşlık edebileceği ile ilgili kaygılar olabiliyor.Çocuk olmanın verdiği saflıkla bunu çok çabuk aşıp birlikte oynayabiliyorlar.Bu yüzden erken dönemde farklılıkları tanımak kabul açısından çok önemli düşüncesindeyim.Ancak zaman geçtikçe özellikle sınıf içinde gruplaşmalar artmaya başladıkça bu çocukların yalnız kalmaları...

Devamı…

Bebeğiniz orteze itiraz ediyorsa…

Ortez konusuna gelince, bu cihazı kullanmanın bizim çocuklarımız için çok önemli, hatta nüksleri önleyebilmek için bizim tek güvencemiz olduğunu hatırlatmak isterim. Çünkü çocuklar geceleri büyürler, nüksler ise büyüme atakları sırasında daha sık görülür. Bebekler 1.5 – 2 yaşlarına geldikleri zaman, 2- 2.5 yaşlarına kadar devam eden “Korkunç İki”de denilen bir döneme girerler. Uzmanlara göre, bu dönemde çocuklar, kendilerinin de bir birey olduklarının ve kendilerine ait düşünce ve isteklerinin olduğunun farkına varmaya başlıyorlar. Bu dönemin en belirgin özelliği her şeye “Hayır” demeleri. Ne yapmasını istemiyorsanız ya da neyi yasaklıyorsanız, kesin olarak onu yapmaya çalışıyor ya da ağlama krizine giriyorlar. İşte tam bu dönemde bu zamana kadar uslu uslu giydikleri, hatta giymeden uyumadıkları ortezi taktırmamak için kaçmak ve ağlama krizlerine girmek gibi yöntemler denemeye başlıyorlar. Ne yapılması gerektiği sorusuna cevabım, aynı alçıdan sonra ilk orteze alışma döneminde yaptığımız gibi, sabır ve kararlılıkla davranmak gerektiğini söylemek oluyor. Ancak özellikle ilk çocuklarını büyüten anne babalara, bu dönemde çocuğunuza karşı nasıl bir tavır takınmanın daha faydalı olacağı konusunda, her iki çocuğumda da deneyip faydasını gördüğüm bir kaç öneride bulunmak istiyorum. Sabır, kararlılık ve yaratıcılık çok gerekli fakat hiç birimiz aziz değiliz ve gerçekten ana-baba olarak sabrımızın tükendiği noktalara çok sık gelebiliyoruz. Çünkü çocuklar sınırları zorlamaya, kendileri ve çevreleri için zararlı olabilecek şeyleri denemeye en çok hevesli oldukları ilk döneme giriyorlar. İkinci dönemleri de ergenlik, henüz ben bunu görmedim; sadece annemle babama çektirdiklerimi hatırlıyorum. Öncelikle...

Devamı…

"Benim Çocuğum" vizyonda

LGBTT bireylerin aileleriyle kurduğu ilişkiyi farklı bir gözden ele alan Benim Çocuğum, çeşitli illerde gerçekleştirdiği gösterimlerin ardından 7 Haziran’da vizyona giriyor. Muhafazakâr, homofobik, transfobik bir toplumda bir yandan aile, bir yandan da aktivist olmanın ne anlama geldiğini yedi ebeveynin gözünden anlatan Benim Çocuğum vizyona giriyor. Şubat ayında yaptığı galanın ardından Ankara, İzmir ve Diyarbakır’da da gösterilen film TBMM’de de özel gösterim yapmıştı.  Film !f Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, !f Kare; Nar Film Festivali Varşova Türk Film Günleri; Uluslararası Eskişehir Film Festivali, Uçan Süpürge Film Festivali, Ege Belgesel Günleri, Filmamed Belgesel Film Festivali’nde de gösterildi. Yönetmenliğini Can Candan’ın, yapımcılığını Surela...

Devamı…

"Çocuk adalet sistemi" çökmüştür

Gündem Çocuk Derneği kapalı kurumlarda çocuklara yönelik hak ihlallerinin 2013’te artarak acımasız ve sistematik biçimde artarak sürdüğünü açıkladı. Dernek Türkiye’nin Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi onaylamasının üzerinden 23 yıl geçtiğini, buna rağmen çocukların ceza infaz kurumlarında tecavüzden dayağa, kötü muameleden işkenceye her türlü insanlık dışı muamele ile karşılaşmaya devam ettiğini belirtti. Şubat ayında Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu’nun Şakran Cezaevi hak ihlalleri raporunu ve bu ay içinde yapılan İzmir Şakran Cezaevi’nden tahliye olan çocukların kurum deneyimlerine dair Çakıl Derneği tarafından yapılan görüşmeler ve Çakıl Derneği ve Gündem Çocuk Derneği tarafından yapılan raporlamanın kapalı kurumlarda süren muameleleri gözler önüne serdiğini vurguladı. İzmir...

Devamı…

Gezi Parkı nöbeti sürüyor

Taksim Gezi Parkı’nın yıkılıp Topçu Kışlası adıyla AVM’ye dönüştürülmesi projesi için Pazartesi gece geç saatlerde yıkım girişiminde bulunulması üzerine başlayan “Gezi Parkı nöbeti” devam ediyor. Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği ile Taksim Dayanışması üyelerinin yanı sıra parkın yıkılmasına karşı çıkanlardan oluşan aktivistler parkta nöbette. Ağaçların arasında “Gezi Parkı İçin Nöbetteyiz”, “Parkımızı Vermiyoruz” pankartları var.  Pazartesi gecesi Gezi Parkı’nın Divan Oteli’ne bakan kısmında Asker Ocağı Caddesi boyunca bir dozer parkta yıkıma başlanmıştı. İki ağaç söküldü, Gezi Parkı’nın duvarının bir kısmı yıkıldı. Taksim Gezi Parkı Derneği üyeleri yıkımı engellemeye çalıştı. Yıkım ekibindekiler, yaptıkları işin parkla ilgisi olmadığını, yolu genişlettiklerini...

Devamı…